24 Mart 2020 Salı

KURTLARLA KOŞAN KADINLAR



KURTLARLA KOŞAN KADINLAR

(Woman Who Run With the Wolves)

Clarissa P. Estes

1992

İngilizceden Çeviren: Hakan Atalay

Ayrıntı Yayınları

42.Basım - 2020

542 sayfa


Vaaaaov!

Dev bir eser!

Çok etkileyici. Hem içeriği, hem o içerik için harcanan emek...

*

Kadınlarla kurtlar arasında vahşilik, zarafet, yer aldıkları topluluğa duydukları bağ açısından benzerlik kuran yazar çeşitli masallardan, öykülerden yola çıkarak kadınların hayatına, problemlerine dair çıkarımlar ve çözüm önerileri getiriliyor.

Mesela "MAVİSAKAL" adlı masal.

Mavisakal, zengin bir adam. Üç kız kardeşe ilgi gösteriyor. Kız kardeşlerden küçük olan bu ilgiye aldanıyor ve Mavisakal'la evleniyor. Bir sürü odası olan kocaman bir evde yaşıyorlar. Mavi Sakal karısına anahtar veriyor ve o anahtarın açtığı odaya girmesini yasaklıyor. Bütün ev senin, ama o odaya asla girme, diyor ve iş için evden gidiyor.

Karısı tabii ki o odaya giriyor. İçeride bir sürü ceset görüyor. Mavisakal'ın öldürdüğü kadınlarmış bunlar.

Mavi Sakal eve gelip karısının o odaya girdiğini öğrenince karısını öldürmeye kalkıyor, daha önceki kadınlara yaptığı gibi. Karısı, ölmeden önce dua etmek için zaman istiyor. Mavisakal izin veriyor. O zaman içerisinde kadının erkek kardeşleri gelip Mavisakal'ı öldürüp kadını kurtarıyor.

*

Ben böyle dümdüz okudum bu masalı.

Yazarın yaptığı ise bu masallardaki simgeleri yorumlamak.

Örneğin Mavisakal için diyor ki:

"Mavisakal tüm kadınların hayatlarının bir köşesinde gizlenen, oradan olan biteni seyredip karşı çıkma fırsatı bekleyen, derinlere çekilmiş bir karmaşayı temsil eder." sf.59

"Mavisakal kurnaz bir izsürücü gibi en küçük kızın kendisiyle ilgilendiğini, yani kurban olmaya gönüllü olduğunu hisseder. Ona evlenme teklif eder ve kız da gençliğinin verdiği coşkulu bir anda (çoğu zaman aptallık, haz, mutluluk ve cinsel ilginin bir bileşimidir) evet der. Hangi kadın bilmez bu senaryoyu?" sf.61

Kadınların zaman zaman kendilerini kandırarak gerçeği nasıl da görmezden gelebildiklerini anlatan yazara göre burada da genç kız Mavisakal'ın "tehlikeli değil, yalnızca kendine özgü ve ilginç biri olduğuna kendini inandırır." sf.62

"Birçok kadın Mavisakal masalını harfi harfine yaşamıştır. Henüz yok ediciler konusunda safdilken evlenen bu kadınlar hayatlarına yıkım getiren birini seçerler. Bu kişiyi sevgiyle 'iyileştirme'ye kararlıdırlar. Bir şekilde 'evcilik oynar'lar. Vakitlerinin büyük bir kısmını, 'Sakalı aslında o kadar da mavi değil' diyerek geçirdikleri söylenebilir." sf.65

Yaaaa, çok tanıdık ve hislere tercüman cümleler değil mi?

*

Annelerimizden bilgi alıyoruz ama bazen annelerimiz de bazı bilgilerden yoksun olabiliyor. Yazar bu noktada kurtlarla kıyaslama yapıyor ve "Birçok kadının, bir anne kurdun yok ediciler konusunda yavrularına verdiği eğitim kadar bile temel eğitimi yoktur." diyor:

"Anne kurt şöyle der: Tehditkarsa ve senden büyükse, kaç; daha zayıfsa, bak ne istiyor; hastaysa, yalnız bırak; dikenleri, zehri, sivri dişleri ya da keskin pençeleri varsa, geri dön ve ters yöne git; güzel kokuyor, ama metal çenelerle sarılıysa, onunla birlikte yürü." sf.63

Masaldaki gibi kötü adamlarla evlenmeye razı olmayı, kızların küçük yaştan itibaren tuhaflıkları görmezden gelmelerinin ya da hoşa gider hale getirmelerinin, nazik olmaları gerektiğinin öğretilmesine bağlıyor. Bu ilk eğitim de kadınların sezgilerini umursamamalarına neden oluyor. "Yok ediciye boyun eğmeleri öğretilmiştir" diyor. sf.64

*

Masaldaki diğer öğelere de şöyle yorum getiriyor yazar:

Mavisakal'ın karısına verdiği anahtar, ona sahte bir özgürlük hissi vermek içinmiş. Anahtar masallarda gizeme ya da bilgiye girişi simgelermiş. 

Mavisakal'ın öldürdüğü diğer kadınlar, kadının hayatı geliştiren potansiyelinin öldürülmesi anlamındaymış. 

Odadaki kemikler ise kadınlığın yok edilemez gücünü simgeliyormuş. 

Mavisakal kendisini yakalayınca kadının zaman istemesi de kadının artık safdil olmadığı, kurnazlığı öğrendiği ve savaş için güç toplaması anlamındaymış. "Dış gerçeklikte kadınların ister eski bir yıkıcı tarzdan olsun, isterse bir sevgili ya da işten olsun, kaçışlarını da planladıklarını görürüz. Dışsal bir değişiklik yapmadan önce zaman kazanır, fırsat kollar, stratejilerini planlar ve içsel güçlerini yardıma çağırırlar." sf.74

Vay anam vay.

Hiç böyle okumamıştım. 

*

ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU masalına da yer verilmiş kitapta. "Dışlanma"yı konu alan evrensel bir masal. 

Çirkin ördek yavrusunun annesi, başta yavrusunu kollarken sonra toplumun dışlamasına dayanamayıp o da yavrusunu dışlar. "Farklı bir çocuğa sahip olduğu için alay konusu olur. Duygusal açıdan ikiye bölünmüştür, bunun sonucunda çöker ve bu tuhaf çocuktan ilgisini esirger." sf.196

Masaldaki çirkin ördek yavrusu yani çocuk, kadının sanatı olabilir, sevgilisi olabilir, hayat tarzı olabilir. Onaylamama ve dışlama kadının çocuk olarak simgelenen bu özelliklerine yönelik de olabilir. Burada güçlü anne ve güçlü çocuk olabilmek önemli.

*

Çirkin ördeğin aslında bir kuğu olup yanlışlıkla ördeklerin arasında olması ile fiziksel ailemizin her zaman ruhsal ailemiz olmayabileceğine de değinilmiş. 

"Belki de özgün ailenize ait değilsiniz. Genetik olarak ailenizin bir üyesi olsanız da, huy bakımından belki de başka bir insan grubuna aitsiniz." sf.187

*

KÜÇÜK KİBRİTÇİ KIZ masalı da var kitapta.

Küçük Kibritçi Kız, yalnızdır, arkadaşı yoktur. Arkadaşı "dünyanın en güzel güneşi" diye tanımlayan yazar, arkadaşı olmayan bir kadının kaygıdan, öfkeden donacağını söylüyor. 

Kibritçi Kız, bir kuruşa bir kibrit veriyor. Bunun simgesel anlamı şöyle:"aldığı değerden (bir kuruş) çok daha büyük değerde bir şey (bir ışık) sunmaktadır." sf.359

Bu da kadının az değer için daha büyük değer vermesi halinde kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacağını temsil ediyor. 

*

Hiç böyle bakmış mıydınız bu masallara?

Çok etkileyici derken haksız mıymışım?






1 yorum:

  1. 39. Baskısını okumuştum. Gerek mavi sakal, gerek kibritçi kız konusundaki tanımlamaları sizin yorumunuzdan çok farklı.
    Bu kitap hakkında olumsuz tek bir yorum görmedim. Olumlu bir kitap olarak sunulmasına anlam vermeye çaloşsam da bir türlü bulamıyorum!. Sanırım okuyucular yeterince akıl süzgecinden geçirmemiş, anlamamış!. Ya da, her okur kitabı okurken kendi yaşam ve ilişkileriyle bağ kurma gayretinden tam olarak anlayamamış!. Kitap zaten pek anlam taşımıyor. Kendi içerisinde çelişkiler ve tezatlar var. Mavi sakal örneğinde, kitabın ilerleyen sayfalarında erkeğin (baba ve kardeşler) olumsuz yönlerine vurgu yapıyor!.mavi sakal öyküsünde baba hiç geçmiyor, erkek kardeşler ise daha önce değinilmediği halde, kurtarmak için gelişlerinde geçiyor!. Kibritçi kız örneği çok berbat. Adeta kibritçi kızı yer den yere vuruyor, kurt doğası olmadığı için bu hazin sonu yaşadığı teşhisini koyuyor. Kibritçi kız ile ilgili bu kadar acımasızca eleştirinin temelinde sanırım masumiyet düşmanlığı var. Estes, bu kitapta şarlatanlık yapıyor. Ne kadınları (teyzeleri ve ayrık dişli arkadaşı hariç) tanıöış, ne de kurtları tanımış. Kibritçi kız kurt doğasına sahip olsaydı diyelim, yaşama tutulabilir miydi!?. Annesi olmayan bir kurt yavrusunun doğada kendi başına yaşama şansı yoktur!. Estes kurtları tanısaydı bunu bilmesi gerekirdi. Janis joplin örneği hasetlik dolu. Bir psikiyatrist kişiyi ele alırken onun sosyo ekonomik durum ve konumunu inceleyerek hastayı ve hastalığı teşhis etmelidir. Estes kötü bir psikiyatrist tir ve tedavi edebildiği bir hastası olduğunu düşünmüyorum. Jung çizgisinde olduğunu söylüyor. Jung yaşayıp duymuş olsa, sanırım Estes'e ahlaksız derdi!. Ne Jung derinliği ve akılcılığı var, ne de bilimsellik. Kitabın içeriğindeki MİT ve öykülerin tamamında çelişkiler var. Feminist olduğu yorumlarını okuyunca daha da şaşırıyorum. Sanırım bu yorum sahipleri aklından ziyade, kıçından okumuşlar!. Askerden dönen eş'i kazanabilmek için ayı dan beyaz kıl koparma örneği adeta her halükarda erkeğin olumsuzluklarına katlanmak gerektiğini salık vermesi feminizmle ne kadar uyumludur, feminist diyen kişiler düşünmelidir. Kitap hakkında ayrıntılı söyleyebileceğimiz çok şey var fakat, o mecra burası değil. Yazar bu kitabın adını iyi seçmiş ve şu an 42. baskı piyasada. Kitabın adı ve tanıtımın çekiciliği bu kadar baskıya ulaşmasını sağlamış fakat, normal bir durumda ikinci baskıyı yapabilecek bir kitap değil. Yazar aile içerisinde prestij elde etmek (Babasına kitabı verdiği zaman, "bir kitap" diye sevinçten oynaması)için yazmış bu kitabı fakat, bu kadar tutulabilecek ini sanırım kendisi bile tahmin edememiştir. Yazar bir şarlatan tamam fakat, kitabı okuduğunu söyleyip methiye dizenlere kral çıplak hikayesini de okumalarını salık veririm!.

    YanıtlaSil