6 Mart 2016 Pazar

AYDAKİ KADIN




AYDAKİ KADIN

Ahmet Hamdi Tanpınar

1986

Dergah Yayınları - 3. Baskı - Mayıs 2015

298 sayfa


Ahmet Hamdi Tanpınar öldükten sonra geride kalan 4000 sayfa müsvedde arasından ortaya çıkarılmış bu roman. 

Bitmemiş, yarım kalmış bir eser. 

O 4000 sayfa müdvedde de Arap harfleriyle yazılıymış. Bunların çözümlemesi, derlenmesi... piyuuu deli bir emek. 

Peki acaba Ahmet Hamdi Tanpınar, yarım kalmış bir romanının yayınlanmasını ister miydi?

Kendisi gazetede yayınlanmış romanlarını bile kitaplaşma sürecinde değiştirmiş, eklemeler çıkarmalar yapmış. Romanının bu şekilde basılmasını istemezdi gibi geliyor bana.

Belki de yazarlar, bir roman yazma esnasında ölme ihtimallerini göz önünde bulundurarak  bir açıklama, bir vasiyet bırakmalılar. Yayınlansın ya da yayınlanmasın diye.

Gerçi o zaman da Kafka örneği var. Kafka da yazdıklarının öldükten sonra yakılmasını istemiş. Şükür ki arkadaşı Max Brod, Kafka'nın bu vasiyetini yerine getirmemiş.

O zaman şuraya varıyorum, ey yazarlar, yazdığınız her şey bizim. 

*

Kitapta Selim ve aşık olduğu kadın Leyla ekseninde diğer karakterler, olaylar, elbette İstanbul, yer yer siyaset var.

Ağırlıklı olarak Selim'i görüyoruz.

Ve Selim'in aşık olduğu kadın Leyla.

Ama bir türlü kavuşamıyorlar. Leyla iki evlilik yapıyor. Son kocası Refik. 

Burada Virginia Woolf'un kitabı Mrs. Dalloway geldi aklıma. Orada Mrs. Dalloway'in kocası Richard ile eski sevgilisi Peter'ın kıyaslanması var. Gerçi yazar bu kıyaslamayı yapmıyor ama okuyucu ister istemez bu kıyası yapıyor. Acaba Richard mı Peter mı diye. Peter biraz havai gibi, ayakları pek yere basmıyor. Richard daha olgun, aklı başında.

Aydaki Kadın'a geliyorum. Refik'i Richard'a, Selim'i de Peter'a benzetiyorum. 

*

Selim ilk cinsel ilişkisini arkadaşının annesi Zümrüt Hanım'la yaşamış. Sonra Zümrüt Hanım'ın kızı Selim'e aşık olmuş. 

"Ah, ötekiler gibi bu iş bir sokak kadınıyla olsa ne iyi olurud? Faik'in dediği gibi 'Ufak bir pişmanlık, iyi bir uyku... Sabaha yepyeni bir adam olursun... Zannettiğin kadar iğrenç değil..." sf.67

Yıllar geçmiş. Zümrüt Hanım ölmüş. Selim'in arkadaşı Atıf politikaya atılmış. Atıf'ın oğlu çeşitli suçlar işlemiş ama Atıf'ın nüfuzu sayesinde paçayı kurtarmış. 

"Bizde yetişmiş, imkan sahibi adamın çocuğu adam olmuyor. Nedir eksik bilmiyorum." sf.106

Selim'e de mebusluk teklif ediyor ama Selim istemiyor. 

Selim sık sık Leyla'dan bahsediyor, daha kitabı okurken bile, e hadi ortaya çık Leyla diye insan sabırsızlanıyor. Çok ilerleyen sayfalarda ortaya çıkıyor ama evlenmiş barklanmış. 

Sonra bir Leyla alıyor sazı eline, bir Selim. Bir biri anlatıyor, bir diğeri.

*

Altını Çizdiklerim

"Bizim için aşktan başka bir şey yok mu acaba? Aşk veya politika yahut para dalaveresi veya sıkıntısı. Hayat hakikaten birkaç madde etrafında dönüyor." sf.46

"Bir yığın zengini olan fakir memleket. İstanbul denen malûl köyler." sf.46

"Günler gelip geçmedeler
Kuşlar gibi uçmadalar." sf.50

"Günah...Günah...Demek günah bu idi. Ama hepsi yapıyor...Ben bu günahın çocuğu değil miyim? Sualin cevabı şüphesiz içinde hazırdı. Allah'ın emri ile... Allah'ın emri ve peygamberin kavliyle!" sf.64

"Bu acayip adam konuşma denen şeye bir yerde son verecek cinsten değildi." sf.95

"Fırsat denen şeyi uzaktan tanıyan, öçlen, tartan ve müphem hülyanın dışında sağlamı, elle tutuluru arayan insanlardandı." sf.100

"Ah bu insan denen bu cezir ve med halindeki hayvan." sf.140

"Erken evlenmenin, derhal evlenmenin iyiliği. Kendisine hayat ve insanlar hakkında düşünmek fırsatı vermedi." sf.148

"İnsan bir daha dünyaya gelebilir mi? Çocukken hep bunu düşündüm. Gelebilir miyim diye değil, geldim mi diye?" sf.148

"Anne sizin zamanınız değil artık, bugün hayat başka derdim. O zaman annem bana kızım, güneş başka taraftan mı doğuyor, diye sorardı." sf.149

"Folklor sefaletin, biçareliğin tek mükafatıdır. Nered ki hayat aksar orada folklor vardır. Yığın yığın saz şairi görürsünüz... Ve halk raksları dünyadan ayrılır." sf.155

"Sen benim uçurumum olacaksın, ben senin uçurumun... Beraber yuvarlanacağız bir müddet. Sonra birbirimize yabancı, birbirimize karşı terbiyeli, sakin ayrılacağız." sf.157

"Bizim hatamız insanları yavaş yavaş öğrenmekte. Halbuki bir kısmı bunu baştan biliyor." sf.160

"Hayatımızı kendimiz mi yapıyoruz? Başkaları mı hazırlıyor? Yoksa baştan aşağı hazır kendi içimizde mi buluyoruz?" sf.218


Aydaki Kadıncım, çok güzel çıkmışsın.






2 yorum:

  1. ben kitabın kapağını kapattığımda geride soru işaretlerinin kalmamasını isteyen okurlardanım. böyle bir eseri okuduğumda aklımda kalacak soru işaretleri beni rahatsız eder diye düşünüyorum. ama yine de edebiyatımıza kazandıranların ellerine sağlık demek lazım.

    YanıtlaSil
  2. Katılıyorum, arkada soru işareti bırakmak hoş olmuyor.

    Zaten kitabı yayınlayanlar açıkçası Ahmet Hamdi Tanpınar hakkında araştırma yapanlar için daha faydalı olacağını düşünmüşler.

    YanıtlaSil