19 Aralık 2010 Pazar

MUHADERAT


MUHADERAT

Yazarı: Fatma Aliye Hanım


Yayınevi: Turna Yayınları

Basım Yılı: 1891, Turna Yayınları'nda 1.Baskı Ağustos 2009


Sayfa Sayısı: 396



Kelime anlamı kapalı, örtülü, namuslu müslüman kadını demek olan Muhaderat, soluk soluğa okuduğum, aşk, hırs, entrika, ihtiras, acı dolu süper sürükleyici bir aşk romanı. Konusu şöyle;

*** Fazıla ve kardeşi Şefik, anneleri ölünce babaları Sai Efendi'nin yeniden evlenmesi üzerine Calibe adlı şirret bir kadının üvey anneliğine mahkum kalırlar. Kadın, bu zavallı çocuklara karşı çok kötüdür ama kocası Sai Efendi'ye hep melek gibi görünür.

Fazıla biraz büyüyüp evlilik çağına gelince, komşuları Münevver Hanım'ın oğlu Mukaddem ile evlenmesinde karar kılınır. Anneleri ölünce Münevver Hanım, bu çocuklara anneleri gibi davranmış, üvey annelerinin göstermediği şefkati onlara göstermiştir. Mukaddem de küçük yaşlardan beri Fazıla ile iyi geçinmektedir. Fazıla, Mukaddem ve annesinin tüm bu iyiliklerine karşı ileride birgün Mukaddem ile evlenip onu çok mutlu ederek karşılık verme arzusundadır.


Fakat o Calibe denilecek yelloz yok mu?


Calibe Hanım, kardeşi Nabi ve amcasının oğlu Süha'nın kendi evlerinde yaşamasını ister. Çünkü Calibe ve Süha birbirini sevmektedir. Yıllar yıllar önce Süha, Calibe'ye evlenme teklif etmiş fakat Calibe, zenginliğe ve paraya aşık olduğu için, çok sevmesine rağmen Süha'nın evlenme teklifini reddetmiştir.


Şimdi Calibe, Sai Bey'le evlenerek istediği zenginliğe kavuşmuş ama Süha'yı da unutamamıştır. Gizli gizli Süha ile ilişkilerini sürdürürler.Her ne kadar Süha, bu ilişkiyi çok ahlaksız bulup haysiyetine yakıştıramasa da Calibe, onu bu ilişkiye zorlayacak bir tuzak kurmuştur. Süha da mecbur Calibe'ye boyun eğmek zorunda kalır. Ama Calib
e'nin bu tavrı Süha'yı soğutur.


Fazıla'nın Mukaddem ile evlenecek olması Calibe Hanım'ı çıldırtır. Çünkü Mukaddem'in annesi Münevver Hanım, Sai Bey'in pek sevip saydığı bir insandır. Calibe, yaptığı kötülüklerin Münevver Hanım tarafından ortaya çıkmasından korktuğu için onu evden uzak tutmak ister. Bu yüzden Fazıla ile Mukaddem'in evliliğini önlemeye çalışır. Çünkü evlenirlerse Münevver Hanım, hayatlarına daha yakından girmiş olacaktır.


Süha da zamanla Fazıla'ya gönlünü kaptırır. Bunu Calibe'ye belli etmeden o da bu evliliği önlemeye çalışır.


Kurdukları plana göre Süha, Sai Bey'e Mukaddem'in çok sarhoş bir halde hizmetçi Reftar ile yattığını gördüğünü söyler.

Sai Bey, kızını böyle bir adama vermek istemediği için hemen ilişkilerini keserler.


Mukaddem bu iftira nedeniyle çok üzülür. Fazıla, Mukaddem'in böyle birşey yapabileceğine hiç ihtimal vermediği için inanmaz. Bunun Calibe'nin bir oyunu olduğunu anlar ama babasını buna inandırmak mümkün değildir.

Fazıla, babasına karşı gelmeyi terbiyesine uygun bulmadığı için Mukaddem'den ayrılmayı göze alır.


Babasının bulduğu Remzi adında biriyle evlenir. Zamanla kocasına aşık olur. Aslında Mukaddem'i hiçbir zaman unutamamıştır ama madem artık evli bir kadındır, Mukaddem'i unutması gerektiğini düşünür. Aşkla kocasına bağlanır. Fakat kocası bunu haketmeyecek kadar ahlaksız bir yaşama başlar. Fazıla'nın gözleri önünde başka başka kadınlarla ilişki kurar.


Evliliğini daha fazla yürütemeyeceğini anlayınca baba evine sığınmak ister. Ama babası, Calibe'nin gazıyla kızını eve almaz, yerinin kocasının yanı olduğunu söyler.


Yaşadığı acılara daha fazla dayanamayan Fazıla denize atlayıp intihar etmeyi düşünür.

Biricik kardeşi Şefik'e bir veda mektubu yazar ve uçurumun kenarına gider herkes uyurken.


Sabah uçurumun başında Fazıla'nın bileziği ve mendili bulunur.


Tam bu noktada kitap bitti sanırken, bambaşka maceralarla devam eder.


Fazıla'nın ölümü Mukaddem Bey'i derinden sarsmıştır. Yemeden içmeden kesilir. Adeta ölüm noktasına varmıştır. Onun bu haline çok üzülen annesi bir doktora danışır. Doktor, Mukaddem'in burada yaşadıklarını unutması için bambaşka bir yere gitmesini salık verir. Münevver Hanım, doktoruyla beraber Mukaddem'i Beyrut'a gönderir.


Bu arada Beyrut'ta yeni yeni insanlar tanıtır bize yazar. Zengin bir evde, ailenin biricik kızı Enise, hizmetçisi Peyman'a derdini anlatmaktadır. Enise, bir gezi sırasında bir bey görmüş ve görür görmez ona aşık olmuştur. Gördüğü adam bizim Mukaddem Bey'den başkası değildir.


Ertesi gün yine aynı yere gider Enise ve Peyman.Mukaddem Bey de onları görmüştür. Görür görmez de ''Bu o, bu O'' diyerek onların yanına gitmek istemişse de doktor buna mani olmuştur. Enise de utanarak hemen oradan uzaklaşmıştır.


Mukaddem, gördüğü kızın Fazıla olduğunu sayıklayıp durmaktadır. Bu durum, doktoru endişelendirir. Adamın delirdiğinden şüphelenir.

O sırada bir çocuk, elinde bir mektupla çıkagelir. Mektupta ''yarın saat 8'de ...'de'' yazmaktadır. Mukaddem bu yazının Fazıla'ya ait olduğunu düşünür ve çok heyecanlanır.

Ertesi gün mektupta yazılı yere giderler. Çarşaflı bir kadın gelir onlara doğru. Mukaddem, hemen kadının ellerini alıp öpmeye başlar. Ve evet, bu Fazıla'dır. Peyman diye bildiğimiz hizmetçi kız, Fazıla'nın ta kendisidir.


Nasıl böyle olduğunu anlatır Fazıla. İntihara kalkıştığı o gün, intiharın bir çözüm olmadığını, bu dünyadaki acıdan kurtulmak isterken, intihar ederek öbür dünyada çok daha korkunç bir acıyla karşılacağını düşünür ve intihar etmekten vazgeçer. Fakat o eve de geri dönemez. Nihayetinde bir esir parazarında İstanbul'dan Beyrut'a giden bir aileye satılır.


Mukaddem, Fazıla'yı tekrar bulduğu için çok mutlu olur. Hemen evlenmek ister. Ancak Fazıla bunun mümkün olmadığını,çünkü hala Remzi ile nikahlı olduğunu söyler. Evlenebilmeleri için Remzi'nin ölmesi ve Fazıla'nın hür kalması gerekir. Fakat Remzi henüz genç ve sağlıklı olduğu için ölümü uzak gözükmektedir.


Zaten Fazıla'nın hizmetçisi olduğu evin kızı Enise, Mukaddem'e delicesine aşıktır. Fazıla, Mukaddem ile evlenmesi mümkün olmadığından ve Mukaddem'im de hayatının sonuna kadar bekar kalmasını istemediğinden ve Enise'nin de Mukaddem'in aşkı nedeniyle ölüm derecesinde acı çektiğinden bahisle, Mukaddem'in Enise ile evlenmesini rica eder. Evet, bu noktada Fazıla aptal mı yoksa yüce gönüllü mü, tartışılır.


Mukaddem, bu teklife şiddetle karşı çıkar ama Fazıla, eğer Enise ile evlenmesi durumunda birbirlerini hep görebileceklerini söyleyince Mukaddem kabul eder.
Mukaddem ile Enise evlenirler.

Mukaddem, Fazıla'ya duyduğu aşk nedeniyle Enise'ye hiç karısı gibi davranmaz. Kötü de davranmaz ama Enise bu duruma çok üzülür.

Mukaddem ile Fazıla aralarında olan ilişkiden kimseye sözetmez, kimseye de belli etmezler. Zaten saklanacak birşey de yapmamaktadırlar. Mukaddem Bey de, Fazıla da herkesin sevip saydığı, güvediği kişilerdir.


Enise'nin kadınlardan hoşlanmayan, onları adeta gereksiz bulan, kendisini işine adamış abisi Şebib Bey, Fazıla'ya aşık olur. Ona evlenme teklif eder ama Fazıla kabul edemeyece ğini söyler. Çok incinen ve üzülen Şebib Bey, Fazıla'nın naz yaptığını düşünüp tekrar sorar ama Fazıla kararlıdır. Kabul edemeyeceğini söyler tekrar.


Şebib ve Mukaddem birgün salonda otururlarken, Şebib yüksek sesle gazetedeki bir haberi okur. Habere göre Remzi adında bir zengin, karısının kendisini aldattığı adamı vurmaya çalışırken kendisini yaralamış ve bir hafta acılar içinde kıvrandıktan sonra da ölmüştür. Bu Remzi, Fazıla'nın eski kocası Remzi'den başkası değildir.


Remzi'nin ölümüyle nikahı düşen Fazıla artık hürdür. Fakat bu defa da Mukaddem evlidir. Üstelik bir de çocuğu vardır.
Mukaddem buna rağmen karısını ve çocuğunu bırakıp Fazıla ile evlenmek arzusundadır. Fakat Fazıla, Enise ve çocuğuna bunu yapamaz. Mukaddem de biraz düşününce aslında Enise'den ayrılmayı pek istemediğini farkeder. Böylece Mukaddem ve Fazıla, birbirilerini kardeş gibi görmek hususunda anlaşırlar. Öyle de yaparlar.

Kitabın başlarında birbirlerine delicesine aşık görünen Mukaddem ve Fazıla, kitabın sonlarına doğru gerçekten kardeşleşirler. Zaten Fazıla'nın Mukaddem'e duyduığu sevgi daha çok ona bir hürmet şeklindeydi. Küçüklüğünde evinde bulamadığı huzuru Mukaddem ve annesi Münevver Hanım'ın yanında buluyor, onların iyiliklerine karşılık Mukaddem'i seviyordu. Mukaddem de zamanla Enise'den kopamayacağını gördü.


Fazıla, sonunda Şebib Bey'in teklifini kabul eder. Çünkü Şebib Bey de tam Fazıla gibi terbiyeli, ahlaklı, dürüst, bilgili biridir.


Bu sıralarda Fazıla, Mukaddem'e gelen bir mektup ile babasının son derece hasta olduğunu öğrenir. Derhal Mukaddem ile İstanbul'a gider.

Fazıla ve Mukaddem'in aniden ortadan kaybolması şüphe çeker ve Şebib, silahını alıp onların peşinden gider.


Babası, Fazıla'yı öldü sanırken onu karşısında görünce sevincinden çıldıracak gibi olur. Fazıla olanları dinler babasından:
Calibe, hizmetçisi Reftar ile alemlere gidiyormuş. Başka başka erkeklerle ilişkiler yaşıyormuş. Birgün takıldığı erkeklerden biri peşini bırakmamış. Gittiği bir başka erkeğin evinde Calibe'yi bulmuş. Çıkan arbedede Calibe düşüp yüzünü gözünü parçalamış ve eski güzelliğinden eser kalmamış. Hizmetçi Reftar'ın da gözleri kör olmuş yediği bir yumruğun etkisiyle.

Olanları haber alan Sai Efendi üzüntüsünden yataklara düşmüş.Reftar, daha önce Mukaddem ve Fazıla'ya yaptıklarını da anlatmış Sai'ye. Sai de ölmeden önce Mukaddem'den bir helallik alıp ölen kızının yanına öyle gitmek istemiş.


Ama Fazıla'yı karşısında görünce iyileşmeye başlar. Şebib'e olanları anlatırlar.
Sonra Şebib ile Fazıla, Mukaddem ile Enise mutlu bir hayat yaşarlar. Hatta Fazıla'nın kardeşi Şefik de Enise'nin kardeşi Rüveyda ile evlenir.

Bir başına kalan Calibe'yi, amcaoğlu Süha, evine alır. Süha ve karısı, artık yüzüne bakılamayacak kadar korkunç olan Calibe'yi hizmetçilerle bir tutar.Yaptığı kötülüklerin karşılığını çekmektedir yani.


***

Kitabı bitirdiğimde derin bir nefes aldım. Çünkü özellikle son 100 sayfatı soluk soluğa okumuştum. Süperkulade sürükleyici bir roman.
Yapımcılar, senaristler okusa anında televizyona sürerler bunu dizi olarak.

11 yorum:

  1. merhabalar, özeti ile kitabı çok güzel tanıtmışsın... okumak istediklerimin listesine aldım.. paylaşımına teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. bana da beklerim... siirolmadanasla.blogspot.com

    YanıtlaSil
  3. kitabı özet olarak anlatmaya kalkarken bile herşeyi yazdım, dayanamadım :) çok sürükleyici, akıcı ve heyecanlıydı çünkü. aslında bir aşk-ı memnu havası var kitapta.yasak aşk, zengin ihtişamlı hayatlar falan.
    senin blogunu da takipteyim artık ;)

    YanıtlaSil
  4. kitabı okumayanlar mutlaka okumalı enfes bi kitap cok sürükleyici :)bunu dizi yapmalı bence tutulucagına eminim :)

    YanıtlaSil
  5. Kesinlikle. Rahat 5 sezon çıkar bu diziden.

    YanıtlaSil
  6. ya.. bende romanı yeni bitirdim ama çok fazla çelişki içeren bi roman olayları oldukça sürükleyici ama sonuçlar o kadar da iddalı deil.. bi romanın konusunda aşk varsa o bitmemeli biten bi aşkı konu olan roman idealim deil.. kısacası beğenmedm diyebilrm

    YanıtlaSil
  7. Bütün aşklar da sonsuza kadar sürecek diye birşey yok ya. Bu da bitiversin.

    YanıtlaSil
  8. ellerine sağlık kitabın özetini insanlarla paylaştığın için fakat kitabın adı muhaderat değil muhadarattır.Muhadarat kelimesi de ''akılda tutulan hikayeler,yeri geldiğinde söylenebilecek yararlı bilgiler'' anlamına gelir.Lütfen düzeltme imkanınız varsa düzeltiniz.

    YanıtlaSil
  9. Kitabın adı tam olarak Muhaderat..1.baskı Eylül 2004 okumadan yorum yapmışsınız sanırım.

    YanıtlaSil
  10. Yasak adlı dizi...isimler ve bazı değişikliklerle

    YanıtlaSil
  11. evet öyleymiş. ama diziyi hiç izlemedim.

    YanıtlaSil