YAKLAŞAN DALGA
Teknoloji, Güç ve 21. Yüzyılın En Büyük İkilemi
(The Coming Wave: Technology, Power, and the Twenty-first Century’s Greatest
Dilemma)
Mustafa Suleyman
ve
Michael Bhaskar
2023
Çeviren: Omca A. Korugan
Doğan Yayınları
1.Baskı - Mayıs 2024
432 sayfa
Mustafa Suleyman, Microsoft AI’ın CEO’su. Ayrıca DeepMind’in kurucularından ve Google’da
yapay zeka ürün yönetimi ile ilgilenmiş.
DeepMind’ın kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor:
“Biz insanları bu kadar üretken ve becerikli yapan şeyin
özünü damıtıp bir yazılıma veya bir algoritmaya aktarabilseydik ne olurdu?”
Sf.21
Bunun üzerine arkadaşlarıyla DeepMind şirketini kuruyor.
*
Yaklaşan dalga dediği yapay zekanın önlenemez yükselişi. Ya
da önlenebilir mi? Önlenmeli mi?
Yapay zekanın tehlikeli olabileceğine dair şunları
belirtiyor: Siber saldırılar artabilir, otomatik savaşlar olabilir, insan
eliyle çıkarılmış pandemiler gerçekleştirilebilir.
Tarih boyu insanlar yeni teknolojilere şüpheyle yaklaştılar.
Çünkü kendilerini tehdit altında hissediyor, geçim kaynaklarının ve yaşam
tarzlarının yok olacağından endişe ediyorlar.
“Tarihin büyük bir bölümü boyunca teknolojiyle ilgili zorluk, onu yaratmak ve
gücünü salıvermekti. Şimdi bu durum tersine döndü: Teknolojiyle ilgili bugünkü
zorluk, salıverilmiş gücünü dizginlemek, bize ve gezegenimize hizmet etmeye
devam etmesini sağlamak.” Sf.72
*
Öte yandan ne tehlikesi olursa olsun teknoloji durdurulamaz.
Genel olarak da teknolojik süreç şöyle evrildi diyebiliriz:
MÖ 9000-7500 Tarım devrimi - bitki ve hayvanların evcilleştirilmesi -
1770’ler Sanayi devrimi - buhar gücü - fabrika sistemleri
1840’lar demiryolları- telgraf- buharlı gemiler
Sonra içten yanmalı motor - kimya mühendisliği- motorlu uçuş- elektrik
Bu noktadan sonra artık teknolojide coşuldu:
“Düşünün ki 19.yüzyılın sonlarında at arabasıyla yolculuk
edip ısınmak için odun yakan çocuklar, ömürlerinin sonunda uçakla yolculuk edip
atomun parçalanmasıyla ısıtılan evlerde yaşadılar.” Sf.46
*
Şimdi de yapay zeka çağındayız. Makine öğrenmesi de denilen
bir aşama ile yapay zeka ürünlerinin kendi kendilerine öğrenmesi modelleniyor.
Ancak bu modeller bazen ırkçı söylemler geliştiriyor. Kitaptaki bir örneğe
göre; GPT-2’de “Beyaz adamın mesleği” ifadesi girildiğinde model cümleyi polis,
hakim, savcı… diye tamamlıyormuş. “Siyah adamın mesleği” diye başlandığında
pezevenk, fahişe diye.
“Açık internette mevcut bir sürü karmakarışık veri ile
eğitildiklerinden, bunu yapmaktan kaçınmak üzere dikkatli bir şekilde
tasarlanmadıkları takdirde, toplumun altta yatan önyargılarını ve yapılarını
rastgele yeniden üretecek ve hatta güçlendireceklerdir.” Sf.103
*
Yapay zekanın ve teknolojinin gelişimi ile devletlerin sona
ermesi ihtimalinden bahsediyor yazar:
“Teknoloji sektöründeki nüfuz sahibi bir azınlık yalnızca yeni teknolojilerin
ulus devletlerden oluşan düzenli dünyamız için bir tehdit oluşturduğuna
inanmakla kalmıyor, bu grup onun ölümünü fiilen memnuniyetle karşılıyor.”
Sf.218
Devletlerin yerini özel şirketlerin alması gibi bir belki komplo teorisi belki
mantıklı bir öngörü. Elon Musk için de böyle bir şey duymuştum. Dünyayı
devletlerin değil şirketlerin yönetmesini istiyor diye. (Dünyayı zaten
devletler değil beş aile yönetmiyor mu? Zaaaa! )
Yazar ulus devletlerden yana olduğunu açıklıyor. Kendisi her ne kadar Londra’da
doğup büyümüş bir İngiliz olsa da, daha doğrusu kendisini İngiliz diye
tanımlasa da (Adı Mustafa soyadı Süleyman olan bir İngiliz ) ailesinin Suriyeli
olduğunu ve bir devletin çökmesinin ne demek olduğunu çok iyi bildiğini
söylüyor. Suriye’de yaşanan burada yaşanmaz diye düşünmesin kimse, diye uyarıyor.
*
Kitapta Türkiye’nin de adı geçiyor:
“Yükselen milliyetçilik ve otoriterlik, Polonya ve Çin’den
Rusya, Macaristan, Filipinler ve Türkiye’ye kadar her yere yayılmış görünüyor.”
Sf.221
Olmadığımız masa yok. Aslında bazı masalarda olmasak daha
iyi.
*
Bu kitaptan öğrendiğim bir kavram: Homo teknolojikus, yani
teknolojik hayvan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder