BEN, KİRKE
(Circe)
Madeline Miller
2019
Çeviren: Seda Çıngay Mellor
İthaki Yayınları
16.Baskı - Ocak 2021
404 sayfa
Ne güzel herkes beğenmiş bu kitabı.
Ben hariç.
Çıkıntılık olsun diye değil, sarmadı beni bir türlü. Halbuki herkes beğenmiş, kesin ben de beğenirim diye düşünerek alıp okumaya başlamıştım. Çünkü benim beğenilerim de genelin beğenileriyle uyumludur çoğu zaman. Ama ı-ıh bu defa olmadı.
*
Güzel başlamıştı halbuki. Ama devamını getirmekte çok zorlandım. Zerre ilgimi çekmedi.
Mitoloji ve tanrılar konusunda bilgim yok. Belki birazcık bilgim olsaydı kitaptan keyif alırdım. Ya da bilgim olmasa bile en azından azıcık ilgim olsaydı yine zevk alırdım. Ama ikisi de yok bende.
*
Kitaba adını veren Kirke, doğduğundan beri ailesinin zorbalığına maruz kalmış bir tanrıça. Tanrıçasın diye mutlusun zannediyorlar.
Annesi Perseis, babası Helios.
Kardeşleri Perses ile Pasiphae, Külkedisi’nin üvey kardeşleri gibiler.
Bir kardeşi daha oluyor Kirke'nin, adı Aietes (Kartal demek) Kirke bakıyor ona.
Pasiphae evlendiriliyor. Yarı tanrı Girit Kralı Minos ile.
Aietes büyüyüp gidiyor, kendi krallığını kuracakmış. Kirke’de gitmek istiyor ama Aietes almıyor onu yanına, Kirke'ye kendi krallığını bulması gerektiğini söylüyor.
Kirke yavrum yalnızlıktan ve mutsuzluktan o kadar muzdarip ki bir düğünde gördüğü ölümlülerden birine kocası olması için yalvarması gerektiğini düşünüyor, “Ne olsa bundan iyiydi.” diye düşünerek.
*
Kirke, bir ölümlüye aşık oluyor. Adı Glaukos. Kirke onu Tanrı yapıyor ama adam kendi kendine Tanrı olmayı becerdiğini sanıyor. Kirke onunla evlenme düşleri kurarken Glaukos, Kirke’nin arkadaşı Skylla’ya aşık olup ona evlenme teklif ediyor.
Kirke cadılık maharetini keşfedip Skylla’yı canavara çeviriyor.
Bu sebeple cezalandırılıp bir adaya sürgün ediliyor, yalnız yaşamaya başlıyor.
*
Bir gün bir gemi dolusu adam geliyor adaya. Yardım istiyorlar Kirke’den. Kirke onları doyuruyor. Adamlar Kirke’nin erkeksiz olduğunu öğrenince tecavüze kalkışıyor.
Ah Kirkem...
Adamlar Kirke'ye önce kocasını soruyor, Kirke "yok" diyor. Babasını soruyorlar, "uzakta" diyor, ağabeyisini soruyorlar... Kirke de hepsine dürüst dürüst cevaplar veriyor. Halbuki öyle denir mi? Kadınların -özellikle Türkiye'de yaşayanların- çok iyi bildiği üzere örneğin eve bir şey sipariş ettiniz, kurye geldi, evde yalnız olduğunuz halde sanki evde biri varmış gibi içeriye seslenirsiniz, "Baba yemek geldi!", "Abi sipariş geldi!" gibi. Ya da örneğin taksiye bindiniz, bir arkadaşınızı arayıp fake bir konuşma yaparak şoföre yalnız olmadığınızı gösterirsiniz. Kitapta da bu kısmı okuyunca bu konuşmanın sonunun nereye varacağını tahmin etmek zor olmadı.
Kirke büyüyle adamlardan kurtuluyor ama... Garibanın yüzü gülür mü?
“Birinin gözünde bir kıymetim olsaydı, yalnız yaşamama izin verilmezdi zaten.” diye içleniyor.
*
Zeus’un oğlu Hermes geliyor ara sıra adaya. Kirke’yi kontrol etmek, Zeus’a karşı zehirli iksir yapıyor mu diye araştırmak için.
Hermes’in yaşlı bir kadından duyduğu kehanete göre bir gün Odysseus adlı bir adam gelecekmiş adaya.
Kehanet gerçekleşiyor ve Odysseus geliyor adaya. Odysseus gittikten sonra Kirke onun çocuğunu doğuruyor. Adı Telegonos.
Çocuk büyüyünce adadan gitmek, başka yerler görmek istiyor. Kirke izin vermiyor. Korkuyor çocuğunun başına bir şey gelecek diye. “Korku ve tanrılar, korku ve tanrılar! Ağzından başka laf çıkmaz.” diye sitem ediyor Telegonos annesine. Annesi de izin veriyor sonra. Yanına sihirli, zehirli mızrak vermeyi de ihmal etmiyor.
Telegonos, babasını bulmaya gidiyor. Buluyor da ama babası onu tanımıyor ve Telegonos yanlışlıkla mızrakla babasını öldürüyor.
Telegonos ile beraber Odysseus'un karısı Penelope ve oğlu Telemakhos da adaya geliyor.
...
Ay daha da devam ediyor ama sıkıldıııııııım!
Benim de okumayı istediğim bir kitaptı aslında. Mitolojiye dair çok bir şey bilmesem de ilgimi çeker az biraz. Bir arkadaşımda kitaba başladığını ve çok sıkılıp yarım bıraktığını söylemişti. Yalnız değilsin yani:) Yorum için teşekkürler, kitaba karşı bir fikrim oldu en azından.
YanıtlaSil