14 Ocak 2021 Perşembe

READİNG ZİNDANI BALADI


 

READING ZİNDANI BALADI

(The Ballad of Reading Gaol)

Oscar Wilde

1898

İngilizce aslından çeviren: Piyale Perver

Dedalus  Kitap

Ekim 2014

179 Sayfa

 

“Herkes öldürür sevdiğini” burada yazıyormuş. Duyuyordum bu cümleyi, ama kimin hangi eserinde yazıyor bilmiyordum, merak edip de bakmamıştım, denk geldi, öğrendim. 

*

Oscar Wilde (1854-1900) Dublin doğumlu şair, oyun yazarı, romancı, öykücü, dört başı mamur bir edebiyatçı.

Evleniyor ve iki çocuğu oluyor. Ancak eşcinsel ilişki yaşadığı için “ahlaksızlık” suçundan hapse mahkum ediliyor. Sene 1895. 

Reading Hapishanesi’ne (Londra) gönderiliyor. Reading Zindanı Baladı’nı hapiste yazıyor.

Eserin ilham kaynağı karısını öldüren ve idam edilecek olan bir mahkum. Kadın artık kocası ile görüşmek istememiş, adam şiddet uygulamış, kadının başka bir adamla ilişkisi olduğu dedikoduları çıkmış, karı koca tartışmış, adam usturayla kadının boğazını kesmiş.

“Herkes öldürür sevdiğini.” derken… Ovvv yoo bu değil.

 *

“Oysa herkes öldürür sevdiğini,

Bunu böyle bilin,

Kimi hazin bir bakışla öldürür,

Kimi latif bir sözle,

Korkaklar öperek öldürür,

Yürekliler kılıç darbeleriyle!”

 

Fiziksel olarak öldürmek ya da yaralamak değil kastettiği, değil mi? Sevdiğin insanın canını yakmak, onu üzmek. Bilerek veya bilmeyerek.

Dizelerin orijinali şöyle:

“Yet each man kills the thing he loves,

By each let this be heard,

Some do it with a flattering word,

The coward does it with kiss,

The brave man with a sword.”

Çevirmen enfes çevirmiş. Kitabın başında çeviri ile ilgili olarak “Türkçede hoş ve tabii durması ile aslına uygun olması noktaları arasında temin edilecek bir denge” tutturmaya çalıştıklarını yazmışlar. Bence şahane olmuş.

*

“Asla bir insan sesi duyulmaz,

Bir güzel söz olsun söylenmez:

Kapıdan sürekli bizi izler

Gaddar, merhametsiz gözler:

Her şeyi unuturuz, çürüdükçe çürürüz, 

Ruhumuz ayrı, bedenimiz ayrı kokuşur.”

diye aktarmış hapishane sürecini, oradaki yalnızlığı, insanın kendisiyle yüzleşmesini.


Orijinali:

"And never a human voice comes near

To speak a gentle Word:

And the eye that watches through the door

Is pitiless and hard:

And by all forgot, we rot and rot,

With soul and body marred.”

*

“Haklı mıdır, haksız mıdır,

Bilemem tüm bu kanunlar;

Ama zindanda bizler biliriz,

Kaya gibidir bu duvarlar;

Bir gün burada bir sene kadar uzundur,

Öyle bir sene ki, günleri uzadıkça uzar.”


Orijinali:

I know not whether Laws be right,

Or whether Laws be wrong;

All that we know who lie in gaol

Is that the Wall is strong;

And that each day is like a year,

A year whose days are long.”

Hakikaten Türkçesi de ne güzel çevrilmiş, çok tebrik. 

*

Her dizede yazarın çektiği acıyı hissettim ben. Hadi diğerleri katil, hırsız, şu bu. Tabii yine insan onuruna yakışmayan şekilde ceza çekmelerini onaylamıyorum, ama en azından suç işlediği kesinleşenlerin bunun cezasını çekmeleri vicdanı rahatsız etmiyor. E bu adamcağız ne yapmış? 


İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman şifrelerini kıran İngiliz Alan Turing de eşcinsel davranışı nedeniyle yargılanıyor. Onun hayatının anlatıldığı "The Imitation Game: Enigma" filminde Turing bu nedenle suçlanmasının anlamsızlığını "Pipimi yetişkin bir erkeğe sürdüğüm için..." diyerek açıklıyor.


 


*

Wilde’ın son eseri olan Reading Zindanı Baladı, ilk olarak 1898’de “C.3.3” imzasıyla yayınlanmış. Oscar Wilde’ın hapishanede C Blok, 3.kat, 3 numaralı hücrede kalmış olmasından doğan bir rumuz. Şiiri yazanın Wilde olduğu 1899’daki yedinci baskıya kadar gizlenmiş ama zaten kulaktan kulağa yazanın o olduğu duyulmuş.

1897’de hapisten çıkan Wilde, Fransa’ya gitmiş. Eski saygınlığını da, sağlığını da, maddi durumunu da kaybetmiş. Menenjitten ölmüş. Cenazesine de birkaç kişi katılmış.

Londra’nın Reading beldesinde 1844’te açılan Reading Hapishanesi de 2013’te kapatılmış.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder