30 Aralık 2020 Çarşamba

İKTİDAR

 


İKTİDAR

Güç Sahibi Olmanın 48 Yasası

(The 48 Laws of Power)

Robert Greene – Joost Elffers

1998

Türkçesi: Zeliha İyidoğan Babayiğit

Altın Kitaplar

6.Basım – Eylül 2006

623 sayfa

 

İtlik, serserilik, şerefsizlik, adilik öğütleyen bir kitap.


Bana öyle geldi.

Senin haricindeki insanlar enayi, av veya düşman. Sen güçlüsün, saray mensubusun. Buna uygun davran. Yoksa sen de enayi, av veya düşman olursun.

Bunu anlatıyor. Bunu anlatırken de tarihi karakterlerden örnekler veriyor.

Etkileyici aslında ama bir kere bunların hepsini aklında tutamazsın. Ayrıca madde başlıkları altında anlatılanların bir kısmı diğer bir kısmı ile çelişkili olabiliyor. Örneğin bir yerde düşmanına iyilik yaparak onu kazanabileceğini söylerken bir başka maddede sakın affetme, tamamen ortadan kaldır diyor. Bir yandan rol yapmayı öğütlüyor, öbür yandan içselleştiremezsen inandırıcı olmayacağını söylüyor.

Bu kadar hesaplayıcı düşünmeye gerek var mı, bilemiyorum.

Rol yapmakla ilgili bir sıkıntım yok. Hepimiz az veya çok ölçüde rol yapıyoruz. Beğenmediğimiz hediyeleri beğendiğimizi söylüyoruz, canımızı sıkan aile büyüklerinin kalbini kırmadan onları geçiştirmeye çalışıyoruz, hoşlanmadığımız patron veya iş arkadaşlarımızla geçinmek için bazen susuyoruz… Bunlar bence kötü değil. Zaten aksi durum patavatsızlık olur. Toplum dışında itilirsin. Canın istiyorsa itil tabii canım bana ne?

Ancak kitaptakiler olağan insan ilişkilerinin ötesini isteyenler için. Güç sahibi olmak isteyenler işte. Olaya böyle güç-iktidar ekseninden bakınca işler değişiyor.

*

Gelelim yasalara. İşte o yasalar:

 Yasa 1: Efendinizi asla gölgede bırakmayın.

Başlık tatsız, biz köle miyiz, efendi ne? İşin gerçeğine bakalım, patron/işveren/maaş veren/müşteri... vb anlayın işte. Galileo örneği veriyor. Galileo bilim yapmak istiyor, para lazım, ondan bundan yardım istiyor. Sonra Jüpiter ile ilgili bulgularını zengin Medici ailesi ile bağdaştırıp ve de ballandırıp anlatıyor ve Mediciler’in gözüne giriyor. Onlar da Galileo’yu maaşa bağlıyor. Galileo da para kaygısı olmadan bilimsel araştırmalarını yapıyor. Fena mı oldu?

Bu yasaya uyma örneği idi. Yasaya uymama örneği de şu: Fransa kralı bilmem kaçıncı Louis, başbakan olmayı bekleyen maliye bakanını hapse attırmış. Çünkü bakan, verdiği partilerle, sosyal ilişkileri ile kralın gözüne gireceğini umarken aslında kralı gölgede bırakıyormuş. Kral da bu durumdan rahatsız olduğu için onu hapse attırıp sinik bir bakanı başbakan yapmış. İyi mi oldu şimdi?

Burada kendin olup olmaman ile ilgili bir etik kaygı olabilir belki. Amacına ulaşana kadar insanlara gülümsemek, gönüllerini hoş tutmaktan bahsediyor. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek yani. Sonra amacına ulaştığında zaten artık başka bir pozisyonda olacağın için o insanlarla eskisi gibi olman gerekmeyecek.

Yasa 2: Arkadaşlarınıza asla fazla güvenmeyin, düşmanlarınızı kullanmayı öğrenin.

Kitaba göre; arkadaşların kıskançlığa kapılır. Arkadaşını sandığın kadar iyi tanımazsın. Birbirinizin şakasına gülersiniz, tartışmamak için bazı şeyleri onaylayabilirsiniz. Bir arkadaşını işe alırsan sakladığı özellikler ortaya çıkar. İyilik görmek ezici olabilir. Hak ettiği için değil arkadaşın olduğu için seçildiğini düşünmesi öfkeye sebep olabilir. O yüzden çalışma ortamında mesafe olmalı.

Mesela Bizans imparatoru III.Michael, dostu at eğiticisi Basilius’u danışmanı olarak atamış. Onu eğitmiş, maaş vermiş, ordu komutanı yapmış. Ama sonra Basilius onu öldürmüş. Çünkü Michael geleceğini onun minnettarlığına bağlamıştı.

Yazar ayrıca düşmanın önemini anlatıyor. Düşmanın yoksa da yarat diyor, insanı dinç ve zeki tutarmış düşmanının olması. Mao örneği veriyor. Mao gerçekte Çin’in Sovyet Rusya ve ABD ile anlaşmazlığını teşvik ediyormuş. Çünkü açık bir düşman olmazsa Çin komünizmi anlam yitirirmiş. (Düşman yaratmak, dış mihraklar… çağrışım yaptı.)

 

Yasa 3: Niyetinizi gizleyin.

Kitap diyor ki; Niyetini gizlersen savunma hazırlayamazlar. Dürüstlüktense insanlara duymak istediklerini söylemek daha akılcıdır. Kendini tamamen açarsan tanıdık hale gelirsin ve saygı görmezsin.

1850’de Prusya Vekili Otto von Bismarck aslında savaş istediği halde savaş karşıtı görünüyormuş. Savaş karşıtı olan kral onu başbakan yapmış. Bismark başbakan olduktan sonra ülkeyi istediği gibi savaşa sokmuş.

 

Yasa 4: Her zaman gerekenden daha azını söyleyin.

Çok konuşursan sıradan gözükürsün. Az ve öz konuş.

Eski Roma komutanı Coriolanus başarılı bir askeri lidermiş, halk arasında efsaneleri dolanıyormuş. Ancak politikaya atılıp konuşmaya başlayınca efsanesi sönmüş.

 

Yasa 5: Öyle çok şey şöhrete dayanır ki... Onu canınız pahasına koruyun.

Şöhret pek çok kapıyı açabilir. Çinli bir komutan, düşman ordusu tarafından sarılmış. Bir planı yok. Ama düşman ordusu komutanı bu ünlü Çinli komutanın ne kadar zeki olduğuna dair şöhretini duyduğu için korkup kaçmış.

 

Yasa 6: Ne pahasına olursa olsun dikkat çekin.

Her şey görünüşe göre değerlendirilir. Kalabalıkta yok olma. “Dikkat mıknatısı” ol. “İftira ve saldırıya uğramak, aldırılmamaktan iyidir.” Gerekirse skandal yarat. Düşük konumdaysan en ünlüye saldırarak bunu sağlayabilirsin.

Bunun gibi öğütler işte kitaptakiler. Ahah. Bu madde yıllardır uygulanıyor zaten. Televizyonda, internette görmek mümkün.

 

Yasa 7: İşi başkalarına yaptırın ama övgüleri hep siz toplayın.

Başkalarından yardım al ve başkalarının senin için yapabileceği işi sen yapma. Edison-Tesla örneği veriyor burada. Tesla bilimin politika ile ilgisi olmadığını sanıyordu. Edison ise övgüleri ve zenginliği aldı.


Yasa 8: İnsanların size gelmelerini sağlayın, gerekirse yem kullanın.

Rakibinizi kendi bölgene çekin. 1905 Japonya-Rusya savaşında Japonlar yanlış bilgi yayarak düşmanlarını kendi bölgelerine çekerek üstün konuma geçmişler.

 

Yasa 9: Eylemlerinizle kazanın, asla tartışmayla değil.

Sözcükler diğer kişinin ruh haline göre yorumlanabilir. Ama eylemler somuttur. Michalengelo Davut heykelini yaparken belediye başkanı “Heykelin burnu büyük.” demiş. Michalengola onunla tartışmak yerine burunda değişiklik yapıyormuş gibi yapıp “Şimdi nasıl, iyi mi?” diye sormuş. Belediye başkanı da yemiş.

 

Yasa 10: Bulaşıcı hastalık: Mutsuz ve şanssız olanlardan kaçın.

Mutsuz ve dengesiz olanların bunu bulaştırma güçleri büyüktür. Çünkü duyguları çok yoğundur.

Bunun bugün kişisel gelişim furyasında da karşılığı var. Sizi negatife çeken insanlardan kaçın deniyor.

 

Yasa 11: İnsanları kendinize bağımlı kılmayı öğrenin.

İnsanlara yeter derecede şey öğretme, sen olmadan bir şey yapamasınlar.

 

Yasa 12: Kurbanınızı savunmasız bırakmak için seçici dürüstlük ve cömertliği kullanın.

Dürüst davranarak şüpheleri yok edersin. Örneğin Truva atı. Hediye ile gönül alıyor gibi gözükürken…

 

Yasa 13: Yardım istediğinizde insanların çıkarlarına hitap edin, merhamet ya da minnettarlıklarına değil.

Yardım isterken geçmişteki cömertliğinize atıfta bulunursanız insanları kızdırabilir, suçluluk duymalarına sebep olabilirsiniz. Onun yerine isteğinizin onların çıkarlarına hitap eden kısımlarına vurgu yapın.  

 

Yasa 14: Bir dost gibi görünün, casus gibi çalışın.

Rakibin hakkında bilgi topla. Gerekirse casus kullan, daha iyisi sen casus ol. Samimi gözükerek onun kendisi hakkında bilgi vermesini sağla.

 

Yasa15: Düşmanınızı tamamen ezin.

Düşmana açıma ya da anlayış gösterirsen onun korku ve nefretini güçlendirirsin. Onları yenersen aşağılanmış hisseder. Yen.

 

Yasa 16: Saygı ve şerefinizi arttırmak için yokluğu kullanın.

Fazla görünür olursan ve hakkında fazla şey duyulursa sıradan olursun.

 

Yasa 17: Önceden kestirilemezlik havası yaratarak çevrenize korku salın.

Davranışların önceden tahmin edilebilir olmamalı. Ani ve kestirilemez hareketler düşmanı korkutur.

 

Yasa 18: Korunmak için kaleler yapmayın, kendinizi toplumdan ayırmak tehlikelidir.

İnsanlar arasında dolaş, müttefikler bul. Bir kaleye kapanırsan etrafında olanları duymazsın, önemli ile önemsizi karıştırırsın.

 

Yasa 19: Kiminle dans ettiğinizi iyi bilin, asla yanlış kişinin ayağına basmayın.

Kurbanını ve rakibini dikkatli seç, yanlış kişiyi aldatma ya da kızdırma.

 

Yasa 20: Kimseye bağlanmayın.

Kendinden başka kimsenin tarafını tutma, bağımsızlığını koru. Diğer insanlar arasında kavga çıkarıp sonra aracılık etmeyi önerip güç kazan.

 

Yasa 21: Enayi avlamak için enayi rolü yapın, avınızdan daha aptal görünün.

Kurbanlarını senden daha akıllı hissettir, böylece gizli amaçların olduğunu anlamazlar. Olduğundan daha az zeki gözükmek kamuflajdır.

ABD’de yıllar önce iki taşralı, elmas madeni bulduk diyerek Amerikalı zenginleri kandırmış. Çünkü o kadar saf ve aptal görünüyorlarmış ki zenginler onların dolandırıcı olabileceğini düşünmemiş.

 

Yasa 22: Teslim olma taktiğini kullanın, zayıflığı güce dönüştürün.

Teslim olmak toparlanman için zaman kazandırır. Hem de düşmana seni yenmenin tatminini vermemiş olursun. Bertolt Brecht, komünizm yargılamasında teslim olmuş gözüküp dolaylı cevaplarla kafa karıştırmış ve serbest bırakılmış. Arkadaşları ise karşılarındakileri aşağılamışlar ve hapse girmişler. Brecht dışarıda sanatına devam etmiş. Yazar da diyor ki: “Uzun vadedeki manevra kabiliyetinizi, inanç kurbanı olmanın kısa süreli onuruna feda etmeyin.”

 

Yasa 23: Güçlerinizi yoğunlaştırın.

Gücünü birkaç cepheye yayma. Yabancıları içine alma, gücünü yoğunlaştır. Örnek; Rothschild ailesi. Bilgi sızmasın diye aile içi evlilikler yapmışlar. İğrenç bence.

 

Yasa 24: Mükemmel saray mensubunu oynayın.

Gerekenden fazla şey söyleme, dalkavuk olmadan dolaylı olarak iltifat et. Çok çalışır görünme, yeteneğin doğal olarak akıyor görünsün, işkolik değil, dahi olduğun sanılsın. Uğraştığın kişiye göre dilini değiştir, herkesle aynı şekilde konuşma. Kötü haber taşıyıcısı olma, kral kötü haber getireni öldürür, gerekirse yalan söyle, efendin senin gelişinden memnun olsun.


Yasa 25: Kendinizi yeniden yaratın.

Toplumun üzerine yüklediği yükü kabul etme. “Dünya size bir rol vermek ister. Ve siz bir kez bu rolü kabul ettikten sonra sonunuz gelmiştir.” Sf.278

 

Yasa 26: Ellerinizi kirletmeyin.

Ellerin hatalar ve kötü işlerle kirlenmesin. Bu işler için günah keçisi veya maşa kullan.

“Bir lider olarak sürekli bir çaba içinde ve herkesten daha fazla çalışır görünmenin güce işaret ettiğini düşünebilirsiniz. Aslında böyle bir davranış tam tersi etki yapar, zayıflığı ima eder. Neden bu kadar çok çalışıyorsunuz? Belki yetersizsiniz ve yalnızca herkese yetişmek için fazladan çaba harcamanız gerekiyordur; belki siz de o iş havale etmeyi bilmeyen ve herkesin işine burnunu sokanlardansınız.” Sf.301

 

Yasa 27: Kendinize takipçiler yaratmak için insanların inanma ihtiyacını kullanın.

İnsanlar bir şeye inanmak isterler. Böyle bir inancın odak noktası ol. Takipçilerinin çok olması her türlü hile yolunu açar, takipçiler seni düşmanlara karşı korur.

“İnsanlar o kadar basit kafalı ve acil ihtiyaçlarının baskısı altındadırlar ki, bir hilekar aldatılmaya hazır bir sürü insan bulabilir.” Niccolo Machiavelli 1469-1527

Jet Fadıl ve ÇiftlikBank geliyor aklıma.


Yasa 28: Cesaretle eyleme geçin.

Eğer kendinden emin değilsen bir girişimde bulunma. Cesura herkes hayrandır. Tereddüt şüphe uyandırır,

 

Yasa 29: Her şeyi sonuna kadar planlayın.

Plan yaparsan şartların etkisi altında kalmazsın. Sonunu düşünen kahraman olamaz diye biliyoruz biz ama asıl, sonunu düşünen kahraman olur diyor kitap.

 

Yasa 30: Başarılarınızı fazla çaba harcanmamış gibi gösterin,

Doğal ve kolaylıkla başarmış gibi görün. Bildiğin her şeyi anlatma. Ustanın, çırağa her şeyi öğretmemesi, en az bir püf noktayı kendisine saklaması gibi.

 

Yasa 31: Seçenekleri kontrol edin: Diğerlerinin sizin dağıttığınız kartlarla oynamalarını sağlayın.

Karşındakine seçim hakkı vermiş gibi görün. Seçim hakkımız olunca özgür olduğumuzu sanırız. Kendi yararına olacak seçenekler sun.

Örneğin; 4. İvan’ı (Korkunç Ivan) aristokratlar sevmiyormuş. Halk aristokratları da Ivan’ı da sevmiyormuş. Ivan bir gün ülkeden gidince aristokratlara kalmak istemeyen halk Ivan’ı çağırmış. Korkunç Morkunç ama biz seçtik, biz istedik diye her yaptığına katlanır olmuşlar.

 

Yasa 32: İnsanların fantezileriyle oynayın.

Hayat zor olduğu için fantezi satan insan kazanır. Kitlelerin fantezileriyle oynamak güç verir. İnsanlar sorunların kendilerinden kaynaklandığına inanmazlar. Diğer insanları ya da tanrıyı suçlarlar. Büyük bir değişim vaat et, yoksulluktan zenginliğe, hastalıktan sağlığa…

Örneğin bir zamanın simyacı şarlatanları. Gerçekte zengin olmak için çalışmaktansa simya ile zengin olma fikri insanların ilgisini çeker.

 

Yasa 33: Herkesin zayıf noktasını keşfedin.

İnsanların zayıf noktalarını keşfet, sonra kendi lehine kullan. Zayıf noktalarını anlamak için insanların jest ve mimikleri ile görünüşlerine dikkat et. Örneğin aşırılıklar bir şeyi kapatmak için olabilir.

 

Yasa 34: Kral muamelesi görmek için krallar gibi davranın.

Kendini nasıl sunduğun önemlidir. Bir krala yakışır şekilde davran.

Örneğin; Fransa kralı Louis-Philippe kral gibi davranmıyormuş. Giyimi kral gibi değilmiş. Bankerlerle takılıyormuş. Zamanla ciddiye alınmaz hale gelmiş.

Bir başka örnek olarak; Christopher Colombus soylu bir aileden gelmediği ve denizciliğe dair bilgisi az olduğu halde tam tersiymiş gibi davranmış ve insanları etkilemiş.  

 

Yasa 35: Zamanlama sanatında ustalaşın.

Acele eder gibi görünme, zamanı kontrol edemediğini gösterir. Sabırlı görün.

 

Yasa 36: Sahip olamadıklarınızı küçümseyin: Onlara aldırmamak en iyi intikamdır.

Önemsiz bir sorunu önemseyerek ona bir güç verirsin. Sahip olamadığın şeye az ilgi göster, üstün görünürsün.

Örneğin; Meksikalı bir haydutu yakalamak için ABD ordusu seferber olmuş. Ordu, haydutu bulamadıkça haydur kahraman hale gelmiş. Ordu geri dönmek zorunda kalmış.

 

Yasa 37: İlgi uyandıran görünümler yaratın.

İmajın önemi. “Görünüşle gözü kamaşanlar gerçekte ne yaptığınızı fark etmezler.” Sf.438

 

Yasa 38: İstediğiniz gibi düşünün, ama başkaları gibi davranın.

Ateist filozof Campanella, görüşlerinden ötürü işkenceye maruz kalmış. Daha sonra ateizmin tam aksine kitap yazmış. “Ateizm Fethedildi” adlı kitabında ateistlerin görüşlerine dini savunur gözükerek cevap yazmış. Ama cevapları yetersiz kalmış. Fakat otoriteler bir şey yapamamış, çünkü kendi verdikleri cevaplar yer alıyormuş kitapta. Böylece Campenalla tehlikeli fikirleri kabul etmiyor gibi görünmüş ama öbür yandan bu fikirlerin ifade edilmesini sağlamış.

 

Yasa 39: Balık yakalamak için suları karıştırın.

Sen sakin kal, düşmanlarını kızdır. Öfke nöbeti zayıflık göstergesidir, şüphe uyandırır. Sular durgunken düşman plan yapar ama suları bulandırırsan, düşmanı hazır olmadan harekete geçmeye zorlarsın.

Örneğin; Napoleon, kendisine suikast düzenleneceğini öğrenince dış işleri bakanı Talleyrand’ı azarlamış herkesin içinde. Talleyrand gayet sakin kalmış. Sonra ortalıkta imparatorun kendisini kaybettiği, Talleyrand’ın vakarını koruyarak onu aşağıladığı yayılmış.

 

Yasa 40: Bedava yemeğe değer vermeyin.

Bedavada bir hile veya yükümlülük olabilir. Ödeme yaparak minnettarlık ve suçluluktan kurtulursun. Cömert ol, cömertlik güç işaretidir. Caesar, Kraliçe Elizabeth, Medici’ler, cimri değildir. Dolandırıcılar bile cimri değildir, hileleri için para harcar.

 

Yasa 41: Büyük adamın ayakkabılarını giymekten kaçının.

İlk olmak iyidir, avantajlıdır. Bir işte ilk değilsen, başarılı birinin arkasından geliyorsan, ünlü anne baban varsa, iki kat çalışmalısın. Babanın, atanın gölgesinde kaybolma. Ataların izinden giden biri gibi görünme, yoksa onları aşamazsın. Farkını ortaya koy.

 

Yasa 42: Çobanı vurun, koyunlar dağılacaktır.

Sorunun kaynağı önemli. O kaynak olan tek kişiyi bul. Onu gruptan ayır. Hareket alanı tanıma.

 

Yasa 43: Diğerlerinin kalpleri ve zihinleri üzerinde çalışın.

Baskılarsan tepki çekersin. Duygular üzerine çalışarak dirençlerini kırarsın.

 

Yasa 44: Ayna etkisiyle ellerini kollarını bağlayıp çileden çıkarın.

Düşmanlarına onların yaptığının aynısını yaparsan stratejini anlayamazlar. Tilki ve Leylek masalı gibi. Tilki leyleğe düz tabakta yemek sunar, daha sonra leylek ona derin sürahide. Bukalemun gibi onların rengini al.

 

Yasa 45: Değişimin gerekli olduğunu öğütleyin ama ani ve büyük değişimlerden kaçının.

İnsanlar alışkanlıklarına bağlıdır. İşlerin eski yapılış şekillerine saygılı görün. Değişimi yumuşak yap, geçmişin iyileştirilmesi gibi düşünsünler. Geleneğe sözde destek ver.

 

Yasa 46: Asla çok mükemmel görünmeyin.

Mükemmel görünmek kıskançlık ve düşman yaratır. Sorumluluklarını yük ve taviz gibi göster, böylece insanlarda acıma uyandırırsın, seni kıskanmazlar. Başarılarının da şansa bağlı olduğunu söyle ki kendilerini yetersiz hissedip sana kıskançlık ve düşmanlık beslemesinler.

 

Yasa 47: Amaçladığınız hedefi aşmayın; zafere ulaştığınızda ne zaman duracağınızı bilin.

Zamanında durmayı bilmezsen yendiğinden çok düşman edinirsin.

 

Yasa 48: Şekilsizliğe bürünün.

Her yere uyabilir ol. Her şey değişir. Hareketlerin beklenmedik olsun, böylece düşmanların pozisyon alamaz. Şekilsizliğin ilk şartı, kişisel algılamamak. Üstüne alınma. Savunma gösterme. Savunma gösterirsen duyguların açığa çıkar, şeklini belli etmiş olursun. Neye sinirlendiğini anlamazlarsa zayıf noktanı bulamazlar.


*

Kimisi birbirinin aynı, kimisi birbiriyle çelişkili, kimisi makul, kimisi çirkin maddeler böyle. Bazısının örnekleri için yüzyıllar önceye gitmeye gerek yok, güncel  örnekler de akla geliyor.

Soğukkanlı değerlendirebiliyorsanız ne ala, ama bana sevimsiz ve sert geldi bir çoğu. Burada anlatıldığı gibi de yaşanmaz ayol. Sürekli tetikte olarak mı yaşayalım? Kitaptaki örneklerde hadi krallar, kraliçeler var. Kelle koltukta insanlar. Kimisi daha bebeyken öldürülüyor. Onlar düşünsün bunları. Ama biz bu kadar da sert olmalı mıyız?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder