BİR ÖMÜR NASIL YAŞANIR?
Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler
İlber Ortaylı
Söyleşi: Yenal Bilgici
2019
Kronik Kitap
2. Baskı – Mart 2019
285 sayfa
Beni biraz geç kalmışlık hissine soktu bu
kitap.
İlber Ortaylı diyor ki; 15’ine kadar ne
öğrendiysen öğrendin sonrası zor, sonrası istisna, sonrası fasa fiso.
Kendisi bol bol okumuş, gezmiş,
merak etmiş, araştırmış… Gençlere de bunları tavsiye ediyor tabii.
Merak ediyorum, hiç mi boş durduğu olmadı?
Boş durmak, yani hiçbir şey yapmadan, mel mel duvara bakmak, boş gözlerle
televizyon izlemek gibi şeyler?
*
Çocukluk
İnsan hayatının 12-25 yaş arası için temel
atma dönemi diyor İlber Ortaylı.
(Ama bence temel çok daha önce, teee
bebekken atılıyor anne ve baba tarafından. 20'li yaşlarda kişi bunu
kabullenebilir ya da “Hayır, ben bu değilim, peki ya kimim?” diye sorgulamaya
girişebilir.)
“Büyük adam”lardan örnekler vererek “Rönesans’ın
bütün büyük adamları kendilerini 12-25 yaşları arasında var etmiştir.” diyor. Sf.16
Örneğin; Leibniz, Mozart, Schubert.
Bu örneklere bakarak da ekliyor:
“İşte böyle insanların yaşadığı bir
dünyaya bakınca ne yazık ki bugünün insanlarının biraz yavan kaldığını
görüyoruz.” Sf.17
N’apak, ölek mi?
Verdiği örneklerden olan Mozart, babası
tarafından dövüle dövüle eğitilmiş bir yavrucak.
“Mozart dediğiniz deha da, bir yerde
sadece oynamak isteyen zavallı bir çocuktu. Çocukken gönlünce oynayamamıştır, o
yüzden de hep çocuk kalmıştır.” Sf.18
İlber Ortaylı'nın istediği gibi 15’ine kadar çocukların
üstüne çok gidersek bu çocuklar, çocukluklarını yaşayamazlar
ki.
Gençlik
Şimdiki kuşakta, eskinin olgunluk ve
zarafeti olmadığından yakınıyor Ortaylı:
“Evvela bir insanın okula gittiğinde iyi
tahsil göreceğini, iyi yetişeceğini düşünüyorsunuz. Yetişmiyor; çünkü gittiği
okul, iyi bir eğitim vermiyor. Disiplin yok, o disiplinin getirdiği sıkıntı
yok; dolayısıyla o sıkıntıyı aşmak için vereceği mücadele, yol-yöntem arama
yok. Bu yavaş yavaş tüm hayata yayılıyor. Eh yüzüne de yansıyor insanın, haline
tavrına da yansıyor.” Sf.50
Sorumluluk almayan insanların boş olduğunu
belirten Ortaylı, bugünün gençlerinin de sorumluluk almadan yetiştiğini anlatıyor
ve ekliyor; sorumluluk almayan hak da talep edilemez.
“Şimdiki çocukların boş bir şımarıklıkları
var, kendilerini disipline etme gereği duymamaları var. Böyle olunca sorumluluk
da almıyorlar. Sorumluluk alamayan insanlar boş olur. Bir de hak talep
ediyorlar. Sorumluluk duygun yoksa hak talep edemezsin. Çünkü hakkın temelinde
sorumluluk vardır. Aksi de mümkün değildir.” Sf.50
Eğitim
“Ham ahlat” dediği çocukların lise eğitimi
için ya da liseden sonra ABD’ye gitmesini doğru bulmuyor Ortaylı. Onun yerine
İsrail’i tavsiye ediyor.
“Çünkü bu ülkenin üniversiteleri hem çok iyi hem de
Batı ve Doğu’yu bir arada öğretiyor.” Sf.20
Kitabın son yarısı kitap, sinema ve gezi tavsiyeleriyle bitiyor.
Semerkand, Floransa, Buhara, Roma ve Kudüs’ü
“görmeden ölmeyin” diyor Ortaylı ve
“Sinemada İtalyanlar, müzikte Almanlar
romanda Ruslar, şiirde İranlılar” diyor.
Güzel alıntılar paylaşmışsınız. Şüphesiz, İlber Hocadan öğrenilecek çok şey var. Paylaşım için teşekkür ederim.
YanıtlaSilÖğrenecek çok şey var gerçekten, ben teşekkür ederim.
SilBen de okudum geçenlerde, bazı tavsiyeleri uç olsa da söyleşiyi beğenmiştim. :))
YanıtlaSilEvet, gezmece tozmaca okumaca öğütleri çok fazla. Ömür yetse de yapsak :)
SilBen de ekledim hemen sepetime teşekkür ederim paylaşımınız için.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, iyi okumalar.
Sil