İSA’YA GÖRE İNCİL
(O Evangelho segundo Jesus
Cristo)
Yazarı: Jose Saramago
Çeviren: E. Efe Çakmak
Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
Basım Yılı: Kırmızı Kedi’de 1.
Basım:Nisan 2012
Sayfa Sayısı: 388
Hz. İsa’nın hayatından yola
çıkmış yazar. Epey farklı bir şekilde tabi. O denli farklı ki ülkesinde ve
kitabın yayınlandığı ülkelerde epey tepkiler almış. Bir bizde tepki almamış.
Güzel.
Önce Meryem ve Yusuf’u tanıyoruz.
İslamiyette her ne kadar Hz. İsa’yı, Hz. Meryem’in tek başına (hayatında bir erkek olmadan) doğurduğu belirtilse
de bu kitabın bir “roman” olduğunu ve yazarın hayalgücünü yansıttığını
unutmayalım.
Karakterleri de, kutsal
kişilikler olarak değil, sıradan roman karakterleri olarak ele alacağım o yüzden.
Yusuf ve Meryem genç yaşta
evlenirler. Meryem sessiz, kocasına bağlı, genç bir kadın.
Meryem ilk çocuğuna hamile
kaldığında evlerine esrarengiz bir ziyaretçi gelir. Dilenci kılığındaki bu
adam, Meryem’in hamile olduğunu daha kimse bilmezken bilir. Birkaç kez daha
Meryem’in karşısına çıkar. Bu adam aslında bir melek/şeytandır. Sadece Meryem’e
görünür. Yusuf da onu gördüğünü sanır ama emin olamaz.
Meryem, İsa’ya hamileyken nüfus
sayımı kararı çıkar. Karar gereği herkes doğduğu şehre gidecek, orada
sayılacaktır.
Yusuf da hamile karısı Meryem’i
yanına alarak doğduğu toprağa gider.
O sırada kral, rüyasında yeni
doğmuş bir çocuğun ileride kendisini tahtından edeceğini görür. Bu rüyasının
tabiri icabı memleketteki tüm bebeleri öldürtür.
Meryem de o sırada gözlerden uzak
bir mağarada yeni doğum yapmıştır.
Yusuf, kralın bebekleri öldürtme
kararını, yanında konuşan askerlerden tesadüfen duyar.
Hemen Meryem’i ve bebek İsa’yı alarak
gizlice şehri terk eder.
Yusuf neden sadece kendi bebeğini
kurtarmış da kralın aldığı bu kararı bebek sahibi diğer insanlara
söylememiştir?
Bu Yusuf için son derece büyük
bir günah olur. Hatta İsa da bu günahla lekelenir.
Yıllar geçer. İsa büyür,
kardeşleri olur.
Yusuf, savaşta yaralandığını
öğrendiği komşusunu aramaya gider. Komşusunu bulur ama düşmanların elinden
kurtulamaz. Bir yanlış anlama sonucu da çarmıha gerilerek öldürülür.
İsa, babasının günahını (bebek
katlini bildiği halde kimseye söylemeyişini) öğrenince terk eder evini.
Aç, sefil, yoksul bir şekilde, çobanlık,
balıkçılık ne iş olsa yaparak hayatta kalmaya çalışır.
Bu arada bir fahişe ile tanışır.
Adı Meryem. (Mecdelli Meryem) İsa ile tanıştıktan sonra fahişeliği bırakan
Meryem, İsa’nın da ilk inananlarındandır.
Sonra İsa’ya peygamberlik ve
mucizeler gelir. İnananlar olur, inanmayanlar olur.
Tanrı’nın oğlu mu, bizim gibi
normal insan mı, tartışılır.
***
Her ne kadar “roman” olsa da
karakterlerin kutsiyeti nedeniyle bildiğim dini anlatıdan uzak okuyamadım
kitabı.
Saramago’nun bundan evvel
okuduğum “Kabil” kitabında da yer alan “yetersiz Tanrı” burada da var. Tanrı
mefhumuna ve özellikle kader konusuna çokça kafa yorduğunu sanıyorum
kendisinin. “Madem her şey Tanrı’nın elinde, kardeşi Habil’i öldürmek Kabil’in
suçu değil. Bunu Tanrı istedi ve yaptırdı.” Kabil romanında bunu söylüyordu
yazar. Burada da benzer şeyleri söylüyor. Yine bazı şeyleri bilmeyebilen,
ortada bir suç/kötülük varsa bunda parmağı olan bir Tanrı figürü var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder