10 Haziran 2024 Pazartesi

MUTLU YURTTAŞ İMALATI

 

MUTLU YURTTAŞ İMALATI

Mutluluk Endüstrisi Hayatımızı Nasıl Kontrol Ediyor? 

(Happycracy: How the Science of Happiness Control Our Lives) 

Edgar Cabans ,  Eva Illouz

Çeviren: Tufan Göbekçin

İletişim Yayınları

2.Baskı - 2023

256 sayfa

Kişisel gelişimin revaçta olduğu ve mutlu olmak zorunda olduğumuz pompalanan bir dönemde buna dur diyen bir kitap. Bu sistemde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anlatmaya çalışıyor kitap.

*

“The Pursuit of Happyness” filmini bilirsiniz. “Umudunu Kaybetme” adıyla Türkçeye çevrildi. Filmde başarmak, motivasyon, mutluluk üzerine bir anlatı var. 2006 yılında gösterime giren ve çok beğenilen bu filmden bahsederek başlıyor yazar. Yazara göre bu film eğer 1990’larda çıksaymış bu kadar tutmazmış. Sebebini de 2000’li yıllarla beraber bir mutluluk dalgası peyda olmasına bağlıyor.

“1998 yılında kurulan ve Kuzey Amerika fonlarıyla cömertçe finanse edilen yeni mutluluk bilimi” Sf.17

*

Yazar, “son birkaç on yılda “mutluluk hakkında bir şey duymadan veya okumadan geçirdiğimiz günler nadirdir.” Diyor.Sf.12

Pozitif psikoloji olarak bilimle perkitilen “benlik, ruhsallık, bireyin kendini geliştirme kapasitesi ve zihnin beden üzerindeki gücü” Sf.38. Zamanla “koçluk gibi kazançlı hareketler” olarak ortaya çıktı. Sf.39

Kişisel gelişim ya da son zamanlardaki diğer adıyla kendine yardım ve bununla bağlantılı kelimeler, bilgiler ilkin kulağa hoş gelebilir. Ama her şeyi de kişinin kendi iç dünyasına bağlamak özellikle ülke yönetiminde sorumluluk almış kişileri sorumluluktan kurtarır hale gelebilir. Buna dair kitapta şu örnek veriliyor:

2010’da Britanya başbakanı David Cameron ülke tarihindeki en büyük ekonomik kesintileri açıklıyor. Ardından her şey para değil diyerek gayrisafi yurtiçi hasıla yerine gayrisafi esenlik hasılasına odaklanalım, diyor. Yazarın da belirttiği üzere “Burada bireysel ve toplam mutluluğa odaklanmak, gözü gören herkesin açıkça görebileceği gibi dikkatleri gelir dağılımı, maddi eşitsizlikler, sosyal ayrımcılık, cinsiyet eşitsizliği, demokratik sağlık, yolsuzluk ve şeffaflık (…) gibi sosyolojik ve ekonomik göstergelerden uzaklaşmak ve başka yöne çekmek için uygulanan bariz bir stratejiydi.” Sf.63

Yani mutluluk içimizde, dışşal şartları değiştirmekle uğraşma diye pompalanan önerilere şu eleştiri getirilmeli: O zaman daha iyi iş, daha iyi okul, daha iyi sağlık sistemi, adil maaşlar gibi şeylerle uğraşmayalım, nasıl olsa mutluluğa katkısı az.

*

Para mutluluk getirir mi? Bence evet. Ama kimi mutluluk ekonomişti (bu unvanı da ilk kez bu kitapta öğrenmiş oldum) belli bir eşikten sonra gelirin mutlulukla ilgisi yok diyormuş. Doğru olabilir, ancak bu eşik ne, onu bilen yok.

*

Bazı okullarda mutluluk üzerine eğitimler veriliyormuş. İngiliz ilkokullarının %90’ında öğrencilere duygularını yönetmeyi, öğrenme yetenekleri hakkında iyimser olmayı, zorlu şartlar ve duygularla başa çıkmayı öğretmeyi amaçlayan eğitimler varmış. Bu da kulağa ilkin güzel geliyor ama şu eleştiriler var ki kulak arkası etmek olmaz: Bu teknikler öğrencilere kendi içsel duygusal hayatlarına ilişkin saplantılı bir endişe aşılayarak onların özerkliğini zayıflatabilir mi? Kitapta yazdığına göre çok sayıda anksiyete bildiren çocuk bu tür eğitimleri deneyimlemiş.

*

Bir filmden daha bahsediyor kitap. Up in the Air (Aklı Havada) Filmde işten çıkarılan kişilere duygusal yönlendirmelerde bulunarak işten çıkarılışlarının iyi yönlerini anlatmakla görevli bir adam var. Örneğin, işten çıktın ne iyi oldu, artık hayalinin peşinde koşabilir, istediğin şeyleri yapabilirsin diye ikna ediyor işten çıkarılan işçileri. Halbuki film Amerika’da 2008 ekonomik krizinden sonra çekilmiş ve filmde iş yerinin küçülmeye gidip işçi çıkarmasının ekonomik sebeplerden olduğuna değinilmiyor. İşçi için mutluluğun peşinde gidebileceği bir fırsat olarak sunuluyor. Esas gerçek mutluluk perdesi ardında gizleniyor. Kitap da işte bu gizlere yer veriyor.

*

Kişisel gelişim iyi hoş, ama bunun kitlesel olarak sanki bir düğmeye basılmışçasına en önemli şey olarak pazarlanması, insanların toplumsal ve ekonomik taleplerde bulunmasının önüne geçebilir. Yazar bu tehlikeye dikkat çekiyor. Ben sana kişisel gelişme demiyorum, hobi olarak yine geliş, ama beri yandan otoriteden daha iyi ekonomik şartlar için hesap sormayı bırakma, toplumsal kazanımlarını kaybetme.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder