7 Ekim 2023 Cumartesi

MUTLU ÖLÜM

 

 MUTLU ÖLÜM

(La mort heureuse)

Albert Camus

1970

Fransızca aslından çeviren: Ramis Dara

Can Yayınları

15.Basım - Ocak 2016

146 sayfa


Mersault.

Bir cinayet işliyor. Bir çeşit kiralık katillik yapıyor. Bir çeşit ötanazi isteyen biri için.

 *

Marthe. Mersault’nun sevgilisi.


Mersault ve sevgilisi Marthe sinemaya gidiyorlar. Öncesinde Marthe bir adamla selamlaşıyor. Mersault kıskanıyor ve aşığın mıydı diye soruyor. Marthe evet diyor ve Mersault, Marthe’den tüm aşıklarının adını söylemesini istiyor. Hepsini bilmeliymiş yoksa dışarıda gördüğü her erkeği Marthe’nın aşığı sanırmış, kafasında kurarmış, bu da iyi olmazmış.

Sayıyor Marthe. Mersault biri hariç hepsini tanıyor. Tanımadığı Zagreus adlı bir adam. Bacakları yok. Marthe, artık yaşlanan bu adama Mersault’dan bahsetmiş. Zagreus da onu görmek, onunla tanışmak istediğini söylemiş. Tanışıyorlar. Mersault ciddiye almıyor onu, “yarım porsiyon” diyor onun için.

İki adamın dostlukları gelişiyor zamanla. Uzun uzun konuşuyorlar. Zagreus zenginliğin ve paranın önemini, parayla zamanın satın alınabileceğini ve mutluluğun da böyle kazanılabileceğini söylüyor. Bunu genç yaşta anlamış ve genç yaşta zengin olmuş. Ama sonra bir kaza ve sakatlık.

Bir gün dayanamaz ve ölmek isterse diye hazırda tuttuğu bir intihar mektubu ve silah var. Bunu gösteriyor Mersault’ya.

Mersault, yoksul ve yalnız kiracısıyla konuştuktan sonraki gün Zagreus’u öldürüyor. Ceza almıyor. Zagreus’un davranışı ve isteği de bu yöndeydi diye.

Sonra da başka şehre gidiyor. Marthe’yi bırakıyor.

*

Prag’a, Viyana’ya, Cenova’ya, Cezayir’e gidiyor..

Yalnız takılıyor bir müddet. Ama kısa zaman sonra içinde bir şey kabarıyor. “Güneş ve kadın dolu kentlerin özlemi”

Bu özlemini bir parça gideriyor. Hayat kadını ile yatıyor. “dünyanın en usulüne uygun sevişmesiyle” Sf.88 ve parayı kadının ayakkabısının içine bırakıyor. Komodine bırakmak değil midir bunun usulü? Aman bildiğimden değil filmlerde öyle görüyoruz. 

Buralarda boş boş, aylak aylak takılırken mıy mıy şeyler düşünüyor. Mutluluk arıyormuşmuş, “yaşamını bir arap şekeri gibi yalamak” istiyormuşmuş, bir dünya bence boş laf ve melankolik çıkarımlar var kitabın bu kısımlarında. Daraldım.

Tüm bu süreçte sanki Mersault hiç cinayet işlememiş ve hatta bunu tamamen unutmuş gibi. Hatta yazar da mı unuttu diyecek iken
Mersault, Viyana’dan bu yana bir kez olsun, Zagreus’u kendi elleriyle öldürdüğü bir adam olarak düşünmediğini fark etti.” Evet, unutmuş gitmiş gerçekten. Bu unutmuşluğunu, kendisinin mutluluk için yaratılmış olduğu sonucuna bağlıyor.

Sonra Cezayir’e gidiyor. İki kızı varmış meğer. Kızların yanında bir de kız arkadaşları. Onların yanına gidiyor. Beraber kum, güneş, gezme, tozma, yeme, içme takılıyorlar. Genç kızların arasında ne işin var senin koca adam? Ve tabii ki kızların arkadaşı ile yatıyor da. Tam bir ırz düşmanı.

Evleniyor bir kadınla. Öylesine evleniveriyor.

-Beni sevmiyorsun, diyor kadın.
-Ama sana sevdiğimi hiçbir zaman söylemedim ki. Sf.118

Hasta olup ölüyor Mersault kitabın sonunda.


“Ve taşlar arasında bir taş olarak, yüreğinin sevinci içinde, devinimsiz dünyaların gerçekliğine dönüştü.” Sf.149 denerek.


Anlam veremediğim bunun gibi pek çok cümle…

*

Camus 1938’de bu kitabı tamamlamış. 1960’ta ölümünden sonra 1970’de kitap basılmış.

*

Daha önce de okumuştum. Yine okudum:

Bkz: Mutlu Ölüm / Albert Camus 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder