20 Şubat 2023 Pazartesi

HAYAT


 

HAYAT

Engin Geçtan

2002

Metis Yayınları 

18.Basım-Ocak 2021

181 sayfa

 

Konudan konuya atlaması ve kurduğu cümlelerin zorluğu nedeniyle okuması biraz zor geldi ama konsantre olup okuyunca içine çekiyor.

*

Hayatı gruplardan ya da kitaplardan değil hayatın bizzat kendisinden öğrenmeye dayalı bilgi ve gözlemler sunuluyor kitapta.

Örneğin yazar, mesleğinin başlarında bir kitap okumuş, düşünsel anlamda faydalı olmuş bu kitap ama hastasına seansta nasıl davranması gerektiği konusunda bir şey söylemiyormuş kitap. Öyle bir kitap da yokmuş. Çünkü öyle bir davranış şekli de yokmuş.

“Okunarak öğrenilecek ve yaşanarak öğrenilecek şeyler var; önemli olan bu ikisinin bireşimini oluşturabilmek.” Sf.21

*

Nasılsan öyle yönetilirsin, bunu biliyoruz. Yazar da biliyor ve başkalarının da bu konudaki sözlerine yer veriyor.

“Beni yönetenlerin yaptıklarından ve yapmadıklarından, hem kendime karşı hem de ait olduğum toplumu eleştirenlere karşı, bire bir olmasa da bir payım olduğunu düşünebilecek sorumluluğa sahip olmalıyım.” Sf.34

“Dünyadan sorumluyum, çünkü ben dünyayım.” Krishnamurti

“Dünyada bazı şeyler yanlış gidiyorsa bu, bireyde bir şeyler yanlış gidiyor, dolayısıyla bende de bir yanlışlık var demektir. Bu yüzden, eğer duyarlı biriysem önce kendimi düzeltmeliyim.” Jung.

Sf.34 

*

Gölge diye adlandırdığı içimizdeki bir şeyden bahsediyor yazar. Ben içimizdeki karanlık diyeceğim. Onu zapturapt altında tutuyoruz, ama fırsat bulunca kaçıyor ve taşkınca, genelde de akılsız hareketler yapıyoruz. Onunla barışmalıyız, diye anlatıyor yazar.

“Depresif bir ruh haline girdiğinizde, bunu bir an önce atlatılması gereken bir durum olarak algılayıp ondan kurtulmak için kendinizi zorlandığınızda, yaşanmasına izin verildiğinde nasıl olsa sona erecek bir ruh halinin süresini uzatmış da olabilirsiniz.” Sf.75

*

Hızdan, gençlerin hırsla para arzusundan, tarihini bilmemek ve sevmemekten, depresyon vakalarının artmasından, beğenilme kaygısından… vb bahsediyor. Bunlardan yakınıyor gibi anladım başta ama sonra diyor ki: bunları düzeltilmesi gereken durumlar diye anlatmadım, genel gidişin bizi götürdüğü yere değinmek istedim. “Çünkü kendimizle olan ilişkimizde yeterince dürüst olamadığımızda organizmamızın bedel ödemesi kaçınılmaz hale geliyor.” Sf.102

*

Şikayetten hoşlanmam ben. Yazar da bence hoşlanmıyor ama tabii okumuş adam, daha güzel ifade ediyor:

“Çoğu zaman, sorunlu bir durumdan yakınarak dolaşıldığında sarf edilen enerji ve zaman, ona ‘uygulanabilir’ bir çözüm bulmak için çaba arandığında sarf edilen enerji ve zamandan daha fazla oluyor.” Sf.133

Şikayet etmek, kültürümüzün bir özelliği. Muhabbetlerin ana teması.

Böyle biriyle muhatapsan ve bıkkınlık geldiyse karşı tarafın oyununa katılmamak için kendine uygun yöntemleri geliştir, diyor yazar.

*

Yazarın bazı ifadelerini tatsız buldum. Küreselleşme tutkusuna kapılmış kişiler, içişlerimize karışmaya meraklı Batılılar… gibi tabirleri sevmedim.

Şunu sevdim:

“Her an bir şeyler olmakta, çoğumuza sadece seyretme payı tanınsa da.” Sf.101

 *

Yazarın diğer kitapları için

Bkz: İnsan Olmak

Bkz: Zamane 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder