26 Kasım 2022 Cumartesi

COLLINI DAVASI

 


COLLINI DAVASI

(Der Fall Collini)

Ferdinand Von Schirach

2011

Çeviren: Itır Arda

Alfa Basım 

1.Basım - Ağustos 2020

177 sayfa


Cinayet davası. 

Adamın biri, kendisini gazeteci olarak tanıtıp lüks bir otelde kalan bir adamı öldürüyor. 

Sanık: Fabrizio Collini

Maktul: Hans Meyer

Alman CMK sistemine göre sanığa bir avukat atanıyor: Avukat Caspar Leinen. 

Leinen, maktulün kim olduğunu sonradan öğreniyor. Arkadaşının dedesiymiş. 

Bu nedenle davadan çekilmeyi düşünüyor.

Maktulün avukatı olarak cinayet davalarında uzman ünlü avukat Richard Mattinger’i tutuyor Hans Meyer’in hayattaki tek mirasçısı Johanna.

Johanna ile Leinen'in gönül ilişkisi var. 

Leinen, başarılarını takdir ettiği avukat Mattinger ile karşılaşınca ona durumdan bahsediyor ve istifa etmek istediğini söylüyor. Mattinger ona yapmamasını söylüyor. Profesyonelliğe davet ediyor kısaca onu. Sanıkla konuşmasını, maktulle olan yakınlığını anlatmasını, sanık kabul ederse avukatlığına devam etmesini öneriyor. Leinen, bu tavsiyeye uyuyor. Dosyadan çekilmiyor. 

Sanık Collini susma hakkını kullanıyor. Cinayeti işlediğini itiraf ediyor. Zaten cinayeti işledikten sonra kaçmamış, saklanmamış. Ancak cinayeti neden işlediğini söylemiyor. 

(Cinayet ve kasten öldürme suçları farklı düzenlenmiş Alman Kanununda. Cinayet bizdeki canavarca hisle kasten öldürmenin nitelikli hali diye anladım.)

(Bir de Almanya'da da avukatlar cübbe kiralıyormuş, bir Euro karşılığı.)

Collini her ne kadar neden öldürdüğünü söylemese de Leinen araştırıp buluyor:

1940'larda Collini küçükken Almanlar çiftliklerini basıp babasını kaçırmışlar. Ablasını tecavüz edip öldürmüşler. Babasını da tutuklayıp öldürmüşler. SS Hücum Birliği komutanı Hans Meyer imiş. 

Bir gün bir mekanda oturan Alman askerlere pusu kurulmuş ve askerler öldürülmüş. Bunun bedeli olarak Hans Meyer komutasındaki askerler her bir askere karşılık on sivil öldürmüşler. Masum insanlar. Collini’nin babası da burada öldürülmüş.

Collini bunun intikamını almak için Hans Meyer'i öldürmüş. 

Collini aradan elli yıl geçtikten sonra öldürmesi ile ilgili olarak şunu söylüyor. Babasının ölümünün ardından dayısı ve yengesi ona bakmış. Dayısı ölmüş. Yengesi de öldükten sonra cinayeti işlemiş. Yani geride kimsesi kalmayınca.

Hans Meyer'in avukatı o dönem için sivillerin kurşuna dizilmesinin suç olmadığına ilişkin bilirkişi dinletiyor. Bilirkişinin dediğine göre sivilleri öldürmek şu şartlarda mümkünmüş:

-Kadınlar ve çocuklar asla öldürülemez.

-Öldürme gaddarca olmamalı.

-İşkence olmamalı.

-Saldırıların gerçek faillerini yakalamak için sahiden çalışılmalı.

-Kurşuna dizmeler sonrasında halka bildirilmeli. Böylece halktan diğer kişilerin başka saldırılar düzenlemesi engellenebilir.

Bu kapsamda Hans Meyer hakkında o dönem soruşturma açılmış. Şikayet eden Collini imiş. Ama zamanaşımından dava düşmüş.

Hans Meyer ceza alır mıydı almaz mıydı? Bilinemiyor.

Karar duruşmasında herkes sonucu merak ediyor tabii. 

Davanın düşmesine karar veriliyor. Çünkü Collini hücresinde kendi canına kıymış. 

*

Başka ülkelerin hukuk sistemlerine dair kitap okumayı severim. O yüzden bunu da sevdim.

Bu kitapta öğrendim ki Almanya'da bazı mahkemelerde hukukçu yargıçların yanı sıra hukukçu olmayan ve halk arasından seçilen fahri yargıçlar varmış. Görev süreleri boyunca diğer yargıçlar gibi yetkilere sahipmiş. "Böylece devleti temsil eden yargıçların yanı sıra halkı temsil eden kişilerin de karara doğrudan katılımı hedeflenir" sf.92. Bir çeşit jüri gibi anladım. Bu arada yargıç devleti temsil eder, diye bir şey doğru mu orada bilmiyorum. Ama burada -en azından teorik olarak- doğru değil. Yargıç karar mercidir ve herhangi bir kişiyi ya da devleti temsil edemez. Zira temsil etmek varsa orada yargıçtan beklenen tarafsızlık olamaz. 

Polislerin hukuk dışı iş yapmaları orada da var. Sanık, susma hakkını kullanmış. Polisler, tutukluyu hapishaneye götürdükleri araçta, yanında avukat yokken konuşmaya zorluyor. Senin avukatın bilmez,  genç avukatlar müvekkillerine çoğunlukla doğru olanı önermiyor, her şeyi daha da beter ediyorlar, diyorlar.

*




Kitabın filmi de var. 

İzlemedim. Merak etmiyorum. Kitap yeteri kadar uzattı hikayeyi. Cinayet sebebini öğrenmek için yerli yersiz bir sürü ayrıntıya maruz kaldım. Filmi izlemeye mecalim kalmadı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder