28 Mart 2025 Cuma
YENİ DÜNYA YENİ KURALLAR
17 Mart 2025 Pazartesi
GERGEDAN
GERGEDAN
Büyük Küfür Kitabı
Mine Söğüt
2019
Can Sanat Yayınları
1.Basım – Nisan 2022
152 sayfa
Ne deli bir kitap. Deli deli öyküler. Şiddet, karanlık, umutsuzluk, ölüm, isyan vb temalı. Fena çok.
İşte o öyküler:
12 Mart 2025 Çarşamba
BİR AŞK MASALI
BİR AŞK MASALI
Ahmet Ümit
2022
Yapı Kredi Yayınları
1.Baskı - Ekim 2022
248 sayfa
Beş ülkenin beş prensi aynı rüyayı görmüş. Rüyalarında çok güzel bir kız görmüşler. Uyanınca o kızın peşine düşmüşler. Kızı bulamamışlar. Sonra rüyalarında kızı gördükleri kenti inşa etmeye başlamışlar, kız belki o kente gelir diye. Kız gerçekten de gelmiş. Fakat beş prens hayvan gibi davranarak kızı yakalamaya çalıştıkları için kız kaçmış, kuş olup olmuş. Bu beş prens de el elde baş başta inşa ettikleri kentte sıkışıp kalmışlar.
Bu. Masal bu. Beş prens için de aynı hikaye farklı isimlerle yaşanıyor.
Her prens kendi ülkesinin kahinine gidip rüyasını yorumlatmış. Kahinler bu rüyayı aşka çağrı olarak yorumlamış ve prenslerin o kızı bulmalarını söylemiş. Bunu haber alan krallar, prenslerin aklını karıştırıyor diye kahinleri hapse atmışlar. Prensler kahin olmadan rüyalarındaki kızı bulamayacakları için kahinleri bırakması için kral babalarına yalvarmışlar. Krallar, bir gün önce zindana attıkları kabinlerin bu kadar çabuk çıkarılmasına halk ne tepki verir bilemedikleri için düşünceliymiş, prensler şunu akıl etmişler. Kral da rüyasında kahini salmasını görsünmüş. Böylece kahinler serbest bırakılmış. Kahinler bulutlara, nehirlere, yıldızlara bakarak fal bakmışlar. En sonunda Aşk Tanrıçası heykeline yönlendirmişler. Heykel dile gelmiş. Prenslere aşk yolculuğu için öğütler vermiş. Bu yolculukta önemli olan beş erdem var, demiş: Kararlılık, cesaret, tutku, iyilik, özgürlük.
Kahin, Buz Ülkesi prensine demiş ki, aradığınız kız Mavi Göl’ün kıyısındaki Öfke Mağarası’nda Beyaz Dev’in esiri. Prens gitmiş Öfke Mağarası'ndaki masum kızın yerini bulmuş. Devi bayıltmış. Ama kız müdahale etmiş, o zararsız, ben onu seviyorum o da beni diye. Prens de vazgeçmiş. Aradığı kızın bu olmadığını anlamış. Aşk Tanrıçanın sesini işitmiş sonra: Hani kararlılık, cesaret, saymıştım beş ilke, n'oldu, yemedi mi prensim, diye. Prens, rüyasındaki kızı aramaya devam etmiş.
Kum Ülkesi prensine kızın çölde Cesaret Vahasındaki savaşçı kız olduğunu söylemiş kahin. Kız, kendisini yenen erkekle evlenecekmiş. Nice yiğitler bunu başaramamış. Prens yenmiş ama Savaşçı Kız peçesini indirince prens onun rüyasında gördüğü kız olmadığını anlamış. Vazgeçip ülkesine dönecekken Aşk Tanrıçanın sesini işitmiş. Bunun üzerine prens rüyasındaki kızı aramaya devam etmiş.
Kahin, Su Ülkesi prensine aradığı kızın Yalnızlık Körfezi’ndeki denizkızı olduğunu söylemiş. Prens kızı bulmuş. Ama onun rüyasında gördüğü kız olmadığını anlayınca vazgeçip ülkesine dönecekmiş ki Aşk Tanrıçanın sesini işitmiş. Bunun üzerine prens rüyasındaki kızı aramaya devam etmiş.
Rüzgar Ülkesi prensine kahin, aradığı kızın Asalet Şatosu’ndaki intikamcı kız olduğunu söylemiş. Kız, Eğri Orman’da Asalet Şatosu'nda baloya katılanlar arasından evleneceği adamı seçecekmiş. Prens bu baloya katılmış ve kızı bulmuş. Ama onun rüyasında gördüğü kız olmadığını anlamış ve vazgeçip ülkesine dönecekmiş ki Aşk Tanrıçanın sesini işitmiş. Bunun üzerine prens rüyasındaki kızı aramaya devam etmiş.
Dağ Ülkesi prensinin aradığı kız, kahinin demesine göre Umut Dağı’ndaki cüzamlı kızmış. Prens, merhemini bulup kızı iyileştirmiş. Ama onun rüyasında gördüğü kız olmadığını anlamış ve vazgeçip ülkesine dönecekmiş ki Aşk Tanrıçanın sesini işitmiş. Bunun üzerine prens rüyasındaki kızı aramaya devam etmiş.
Beş prens yine rüyalarında aynı kızı görmüşler. Bu kez kızı değil, kızı gördükleri kenti aramaya koyulmuşlar. Buz Prensi rüyasında gördüğün kentin Kristal Kent, Kum Ülkesi prensi Saklı Kent, Su Ülkesi prensi Batık Kent, Rüzgar Ülkesi prensi Hüzün Kenti, Dağ Ülkesi prensi Ölü Kent'e gitmişler rüyalarında gördükleri kente benziyor diye. Gitmişler ama rüyalarındaki kentin buralar olmadığını görmüşler. Başka ülkelerde o kenti aramak üzere yola çıkmışlar.
Başka bir ülkeye gitmek için önce Araf’a yolu düşermiş insanın. Prensler de birbirlerinden habersiz çıktıkları bu yolda Araf'ta Dostluk Denizi’ne bakan Mucize Han’a gitmişler. Orada diğer prenslerle karşılaşmışlar. Hiçbiri rüyalarında aradıkları kızı ve kenti bulmaya geldiklerini söylememiş. Buz prensi kızaklar için güçlü köpekler, Kum prensi dişi deve almak, Su prensi tekneler için sağlam kereste, Rüzgar prensi hızlı ve güçlü atlar, Dağ prensi fillerin ömrünü uzatacak iksir için geldiklerini söylemişler. Bir kadeh şarabın ardından dilleri açılmış. Gördükleri kentlerin diğer ülkelerde de olmadığını öğrenince boşa mı uğraştık diye üzülmüşler.
Hancının tavsiyesiyle rüyalarında gördükleri kenti kendileri yapmaya karar vermişler. Anlamsızlık Ovasına kenti kurmaya başlamışlar. Beş yıl sonra Aşk Kenti kurulmuş.
Rüyalarındaki kız gerçekten kente gelmiş. Beş prens kızı yakalamaya çalışırken kız darmaduman olmuş. Prensler kentin kapılarını örmüş kız kaçamasın diye. Yaşlı Hancı kızı kurtarmış, artık özgürsün demiş ve kız güvercine dönüşüp uçup gitmiş.
Aşk Tanrıçası demiş ki prenslere, bu mı sizin sevginiz, tü sizin sıfatınıza kahrolasıcalar!
“Beşinize bir tek sevgili gönderdim ki asıl seçicinin kadın olduğunu öğrenin diye. Çünkü kadın istemezse, birleşme olmaz. Kadın özgür olmazsa aşk yaşanamaz." Sf.245
Prensler, kendi elleriyle ördükleri kapıları açmaya çalışmışlar ama kapılar açılmamış. Kendi yarattıkları zindanda kalakalmışlar.
Demek ki neymiş? Özgürlük yoksa aşk da yokmuş.
Koca adamın yazdığı kitaba bakın ayy!
SAKİN
SAKİN
Ege Soley
2019
Doğan Novus Yayınları
7.Baskı - Kasım 2019
154 sayfa
Yazarın daha önce başka bir kitabını okumuştum. Bkz: Yakın
Anlamlı gibi gözüken ama aslında anlamsız cümlelerle iyi hissettirmeye yönelik bir kitaptı. Bu kitap da aynısının laciverdi. İki kitap arasında herhangi bir fark göremedim.
Bu kitabı size şöyle özetleyeyim:
Özgür olalım. Umutlu olalım. Kavga etme. Her şeyi sevgiyle karşıla. Kendini dinle. Kalbinin kanatlarını hafiflet. İçine dön. Sabret. Şükret. Sevgiyle konuş. Coşkuyla parla. Geleni kabul et. Hiçbir şeye sahip olmak için inat etme. Kurtul yüklerinden. Sen arama, bırak o gelsin. Zamana güven. Işığının kıymetini bil. Yaşadıklarından pişman olmaktan korkma. Keşkelerden çekinme. Dinleyin, görün, önemseyin. Hepimiz ilgiye muhtacız. Hepimiz insanız.
Böyle birtakım klişe öğütler. Herhangi bir temeli olmayan, boşlukta öyle süzülen cümleler. Ne kadar inanarak boş konuşuyor.
10 Mart 2025 Pazartesi
YANIK SARAYLAR
Sevim Burak
1965
Yapı Kredi Yayınları
17.Baskı - Nisan 2024
90 sayfa
Hüzünlü öyküler var kitapta. Hüzünlü kadın öyküleri. Yalnız, sevgisiz, umutsuz, çaresiz kadınlar. Bu duyguları bildiğimiz anlamda giriş-gelişme-sonuç ile anlatmamış yazar. Böyle doğrusal bir sıra takip etmiyor. Bu kadınları üzen olayların ne olduğu açık değil ama üzüntülerinin samimiyeti açık. Dramatik bir şiirsellik var öykülerde.
1965’de yayımlandığında tartışmalar yaratmış bu kitap. Yılın edebiyat olayı sayılmış.
Yazarın ilk kitabıymış bu arada.
Kitaptaki öyküler:
SEDEF KAKMALI EV
Nurperi Hanım’ın eşi Ziya Bey’in cenazesindeyiz. Nurperi Hanım on yıllarca evde eşi Ziya Bey ile yaşamışız ve sanırım bir de onun erkek kardeşleriyle. Onlar ölmüş. Ama eşyaları evde kalmış. Ölülerden kalan eşyalarla sanırım ev iyice çöp eve dönmüş. Ve onlarca adam bu evi parçalamaya gitmiş.
Tüm bunlar mecazen mi gerçek mi, benim götümden anlamam mı, emin değilim.
PENCERE
Anlatıcı pencereden karşı evdeki kadını görüyor. Onun intihar etmeyi düşündüğünü anlıyor. Onu destekliyor intihar etmesi konusunda. Ama bu defa kendisi intihara yaklaşıyor. Yeşil şapkalı adam diye kurguladığı bir adamın onu çağırdığını, gelsene dediğini görüyor ve atlıyor aşağı. “Yarı belime kadar karanlığa sarkıyorum, gürültüyle düşüp parçalanmaya başlıyorum.” Sf.23
YANIK SARAYLAR
Anne babası boğularak ölmüş bir çocuk olan anlatıcı, Fulya Teyze’sinin elinde büyümüş. Saraylı bir kadın Fulya Teyze ve onun ölümüyle devlet daireleri arasında koşturmasını anlatıyor diye anladım.
BÜYÜK KUŞ
Anlatıcının Koca Kuş’a benzettiği sevdiği adam ölmüş. Kadın da üzülmüş. Kadın, Kent adlı bir adamda teselli aramış. Ama Kent de onu atkıyla boğmuş. Bu Kent başta imgesel bir anlatı diye düşündüm, şehir anlamında, ama yok gerçek insan adam galiba.
AH YA RAB YEHOVA
Zembul bir Yahudi kız. Bir Müslüman Türk’e gönül vermiş, sevişmişler, çocukları olmuş. Adam ondan sonra evlenmeye karar vermiş. Ama kız ve ailesi ve hatta cümle komşu memnun değil. Ateşler içinde bitiyor bu hikaye.
ÖLÜM SAATİ
(Daha eski basımlarda adı İKİ ŞARKI imiş bu öykünün adı.)
Kim ölmüş anlamadım. Saati vakti soran biri var. Israrla soruyor.
"Yalvarırım beyefendi, saatiniz kaçı gösteriyor?
Saatin 1’dir - 2’dir- 2 buçuktur
Üçü çeyrek geçiyor
4.30
Dörde çeyrek var
5’tir
Altıdır
7
8
9
10
11
12’dir."
Sf.84
*
Evet böyle bir tarz.
Olay hikayesi değil bunlar, his hikayesi. Var mı böyle bir tabir? Yoksa da ben buldum. Kitabı okurken olay ne tam anlamamakla birlikte anlatılan karakterin acı çektiğini hissediyorsunuz. Olayı anlatmaya çalıştığınızda ise yukarıda benim yapmaya çalıştığım gibi manyağa dönüyorsunuz.
6 Mart 2025 Perşembe
GİZLİ EL
Reşat Nuri Güntekin
1924
İnkilap Kitabevi
2019
155 sayfa
Reşat Nuri Güntekin'in ilk romanı.
Önce gazetede tefrika edilmiş. Ardından kitap olmuş. Devlet adamlarına sataşıldığı iddiasıyla sansüre uğramış. Devlet adamlarımız da bu kadar alıngan olmasın canım.
*
Bugün Kuzguncuk'ta eskiden hamam olan şimdi kütüphane/kafe hizmeti göre Kuzguncuk Nevmekan'a gittim. Oradaki kitaplara bakarken bunu bir oturuşta bitiririm diye gözüme kestirdim ve gerçekten de bitirdim.
*
2 Mart 2025 Pazar
ASPİDİSTRA
ASPİDİSTRA
(Keep the Aspidistra Flying)
George Orwell
1936
İngilizce aslından çeviren: Şemsa Yeğin
Can Sanat Yayınları
24.Basım – Haziran 2021
296 Sayfa
*
Fakirlik içinde Gordon. Anası ve ablası yememiş yedirmiş,
bunu okutmuş. Ama bu nankör. İş beğenmiyor. Başarısızlığı ve fakirliği
benimsemiş. Artık para kazanmak hevesinde değil, aksine paraya savaş açmış.
Yazarak geçinmeyi umuyor ama nerede öyle geçinmek?
“Yoksulluğun ilk etkisi, düşünceyi öldürmesidir.” Sf.66