16 Haziran 2025 Pazartesi

KENDİME DÜŞÜNCELER




KENDİME DÜŞÜNCELER

Marcus Aurelius 

M.S 170

Yunanca Aslından Çeviren: Y. Emre Ceren

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

11.Basım - Ocak 2021

144 sayfa

Bir liderin böyle bir kitap yazmasını kıymetli buluyorum. Mevcut liderlerden de böyle bir performans bekliyorum. Kendi yazdıkları elbette şöyle de mükemmelim, böyle de iyi işler başardım... minvalinde olacaktır ama olsun, o da kabulüm. Kendilerini nasıl gördüklerini merak ediyorum. 

Marcus Aurelius güzel görmüş. 

MS 121’de Roma’da doğmuş. Soylu bir aileden geliyor. Küçük yaşta babasını kaybediyor. Büyükbabası tarafından yetiştiriliyor. Dönemin imparatoru Hadrianus tarafından kollanıyor. Sonra tahta çıkan Antoninus Pius da Marcus Aurelius’u önemli görevlere getiriyor. 18 yaşındayken Antoninus’un kızıyla nişanlanıyor. Antoninus’un ölümüyle tahta geçiyor. Manevi kardeşi Lucius Ceionius Commodus’u tahta ortak ediyor. Birlikte Roma’yı yönetiyorlar. MS 180’de ölüyor.

Stoacı felsefeyi benimseyen bir imparator Marcus Aurelius. Bu felsefeye göre insan doğayla uyum içinde yaşarsa mutlu ve erdemli olur. Bir imparatorun buna inanması garip görünüyor. Zira liderlik hele de eskinin imparatorluğu doğadan uzak, maddi dünyaya yakınken. 

İyi hoş değerlendirmeleri var. Örneğin:

Gevezeliğe ve işgüzarlığa yönelme. sf.24

Hiçbir işi gelişigüzel ve sanatın temel ilkelerine uyumsuz yapma. Sf.29

İnsanlar kır evlerinde, deniz kenarlarında ve dağlarda inzivaya çekilecek yer arar; sen de buna şiddetli bir özlem duyuyorsun. Fakat bu özlem çok cahilcedir. Eğer inzivaya çekilme isteği duyuyorsan… insan dilediği zaman kendi içinde inzivaya çekilebilir… Sf.29

Bazı şeylerin bazı insanlar tarafından belli bir şekilde yapılması zorunludur, aksini beklemek, acı özsuyu olmayan incir ağacı istemek gibidir. Sf.31

Sabahları kalkmayı canın istemedikçe şunu hatırla: İnsanlık görevi için kalkıyorum. Eğer bunun için doğduysam, bunun için dünyaya gönderildiysem neden huysuzlanıyorum? Sf.41

İntikam almanın en iyi yolu intikam alınacak kişiye benzememektir. Sf.53

Yaptığın işte her şeyin bir sırası olduğunu unutma, her şeyi sırasıyla, öfkeye öfkeyle karşılık vermeksizin uygun yöntemle yap. Sf.58

Başkalarının sözlerini dikkatle dinlemeye alıştır kendini ve konuşanın zihnine girmeye çalış elinden geldiğince. Sf.64
Başkaları ne söylerse söylesin ya da ne yapıyorsa yapsın, benim iyi olmam gerekir. Sf.67

İnsan yaşamını kırk ya da on bin yıl da soruştursan fark etmez, hepsi aynıdır. Daha fazla ne görebilirsin ki? Sf.72

Daima ilk izlenimlere bağlı kal ve onlara kendinden bir şey katma; böyle yaparsan başına hiçbir şey gelmez. Sf.86

İşlerini ağırdan alma; sözlerinde bulanık, düşüncelerinde kararsız olma. Sf.87

Nasıl iyi bir insan olunacağı hakkında daha fazla konuşma, öyle biri ol. Sf.106

Bizi rahatsız eden insanların eylemleri değildir, çünkü bu onların yönetici ilkeleriyle ilgilidir; bizi rahatsız eden bu eylemlere dair yargılarımızdır. Öyleyse düşünceni değiştir, yargını defet ki öfkeden kurtulabilesin. Sf.119


*

Böyle aklı başında sözlerin yanı sıra köleleriyle cinsel münasebette bulunmadığını da belirtmiş. Bunun için tebrik beklemesi normal o dönem için. Zira köleler, yeri gelince efendilerinin cinsel kölesi de oluyormuş. O bu amaçla kullanmamış. Sağ olsun.

Onun bunun metresine de yan gözle bakmamış:
“Büyükbabamın genç sevgilisinin yanında pek uzun bir süre kalmadım, böylelikle gençlik baharımı muhafaza ettim ve çağından evvel rüştüme ermedim, hatta gerekenden daha geç kaldım.” Sf.9

Geç olsun güç olmasın diyelim.

*

İlginç bulduğum bir başka öğüdü kitaplarla ilgili:
“Kitaplara duyduğun açlıktan kurtul.” Sf.14 

Çok kitap okunmasını tavsiye etmiyor kitaplara kapılıp gidilmesin diye. Pardon da MS.100'lü yıllarda zaten kaç tane kitap var ve bu kitaplara zaten kaç kişi erişebiliyor ki? Üç kitap okuyan çok kitap okumuş sayılıyordur herhalde ve o bile çok mu?

*

Ölüme çok değiniyor. Hayatın kısalığı ve geçiciliğini aklından çıkarmıyor gibi görünüyor:

Gördüğün her şey yok olacak, yok olan şeyleri görenler de kısa sürede yok olacak. Sf.96

Çok öfkelendiğinde ya da sabrın tükendiğinde, insan yaşamının bir an olduğunu ve kısa sürede hepimizin yan yana cansız uzanacağını düşün. Sf.119

*

Kitabın neredeyse iki bin yıl önceki bir imparator tarafından yazılması ve günümüze gelebilmesi ve hala bugün için de geçerli öğütler içermesi hayranlık uyandırıcı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder