29 Ekim 2011 Cumartesi

SEMERKANT


SEMERKANT

( Samarcande)


Yazarı: Amin Maalouf

Çeviren: Ali Berktay

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

Basım Yılı: 1. Baskı 1993, 50.Baskı 2009

Sayfa Sayısı: 318


Ömer Hayyam'ı hiç böyle görmediniz.

Seksi fotoğrafları için tıklayın.

Ömer Hayyam, Hasan Sabbah, Nizamülmülk. Üç tarihi şahsiyet. Üçü bir arada bir romanda. Bu üçünün aynı dönemde yaşadığını bile bilmiyordum ben. İsimlerinden öte karakter olarak nasıl olabileceklerini de hiç düşünmemiştim. Amin Maalouf düşünmüş, bu tarihi adamları tarih sayfalarından roman sayfalarına taşımış.

Bu anlamda yazarı çok başarılı, kitabı da çok sürükleyici buldum. Tarık Buğra'nın ''Osmancık'' kitabını anımsattı bana. Orada da kimsenin nasıl bir insan olduğunu düşünmediği ,sadece Osmanlı Devleti'nin kurucusu olarak bildiği Osman Bey anlatılıyordu. Bir roman karakteri olarak, bir insan olarak.

Semerkant iki ana bölümden oluşuyor. Yüzyıllar öncesinde Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah'ın yollarının nasıl kesiştiği ile başlıyor. Ki kitabın en sevdiğim bölümü de burasıydı. Hayyam'ın o dönemde nasıl karşılandığını, Nizamülmülk'ün nasıl bir devlet adamı olduğunu, Hasan Sabbah'ın asan, kesen, kelle uçuran bir adama nasıl dönüştüğünü arada Hayyam'ın dörtlükleri ile birlikte okuduktan sonra hoop ikinci bölüm.

İkinci bölüm nispeten daha yakın bir geçmiş. 1900'lü yıllar. İran. Devrimler, değişimler. Bu sırada Ömer Hayyam'ın rubailerini yazdığı el yazması kitabın peşinde bir ömür.

Hatta kitapta Titanic bile var desem.

Selçuklu sultanları da var desem mesela. Melikşah'lar, Alparslan'lar.

Bir ben eksiğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder