28 Ağustos 2020 Cuma

TANRI GÖRMÜŞ KÖPEK


 

TANRI GÖRMÜŞ KÖPEK

 Dino Buzzati

Çeviren: İhsan Akay

Milliyet Yayınları

1.Baskı – Haziran 1995

181 sayfa

 

 Metafor metafor hikayeler.

 

BÜYÜCÜ

Profesörün biri bir yazarla atışıyor. Yazmak çok saçma, hiçbir işe yaramıyor, sen istediğin kadar güzel bir kitap yaz, insanlar kolaya gider, şu bu.

Yazar da başta saygıyla dinlese de sonra dayanamıyor, yükseliyor.

Profesör de hah şöyle diyor. “Bu akşam öyle bitkin gördüm ki seni, öyle umutsuz göründün ki bana. İşte onun için, keyifsizliğini biraz gidermek yürekliliğini pekiştirmek istedim. “Sf.118

Ters psikoloji yapmış yani.


BAHÇEDE TÜMSEKLER

Güzel bir metafor var bu hikayede.

Çocuk bahçede gezerken tümseğe takılıyor. Bahçıvana soruyor. Çocuğun ölen bir arkadaşı için o tümsek oradaymış. Arkadaşı başka yere gömülmüş ama “sizin bahçenizdir bu ve hayatınız boyunca başınıza gelen her şey yankısını bulacak burada.” diyor. Sf.11

Her ölen yakını için bahçede bir tümsek yükseliveriyor. Yazar da hisleniyor: “Rastgele bir bahçede günün birinde bana ait bir tümsek çıkıverecek mi ortaya.”Sf.13


BÜYÜLÜ CEKET

Adam terzide bir ceket diktiriyor. Elini cebine attıkça para geliyor. Banka soyulmuş, cebinden banka soygunundan çalınan kadar para çıkıyor. Fabrika yanmış, cebindeki para fabrikanın yanan kasalarındaki para kadar. Yaşlı bir kadın emekli maaşını kaybettiği için intihar etmiş, adamın cebinden o emekli maaşı kadar para çıkıyor. Anlıyor ki ceketin sağladığı paranın kaynağı cinayet, kan, umutsuzluk.

“Cehennemden geliyordu bu para. Ama nedende kafam bu işte bana ait bir sorumluluğu kabule hiç mi hiç yanaşmıyordu.” Sf.20

Sonunda dayanamayıp ceketi yakıyor. Tüm zenginliğini de kaybediyor. Eski hayatına dönüyor.

 

MORUK AVCILARI

İhtiyarları avlayan gençler var. Sokaklar yaşlılar için tehlikeli olmuş.

Yeni kuşaklar ihtiyarlara karşı amansız bir nefret duyuyordu. Belirsiz bir iç tepki torunları dedelere, oğulları babalara başkaldırtıyordu.”Sf.22

Gençlerden oluşan çeteler yaşlıları avlıyor. Öyle ki evlatlar babalarını avlamaktan çekinmiyor.

Arkadaşlarıyla beraber babasını kovalayıp uçurumdan düşmesine sebep olan delikanlı da kısa zamanda yaşlanıyor ve genç çetelerin hedefi haline geliyor.

“Gençlik, sanki hep sürüp gidecekmiş, sonu hiç gelmeyecekmiş gibi görünen çaçaron ve amansız bir mevsimdi.” Sf.28


KONSERVE KUTUSU

Plakçıda “Konserve Kutusu” şarkısını dinlerken bir oğlanla tanışıyor kız. Ama sonra oğlanın kendisinden sıkıldığını düşünüyor. Hatta oğlan da aslında yokmuş. Hatta hatta kız da aslında yokmuş. Tenekeymiş kız.


DURGUN GECE

Kadın gece uykusundan uyanıyor körü bir rüyanın tesiri ile. Kocasından dışarıyı kolaçan etmesini istiyor. Adam bakıyor ama dışarıda bir şey yok. Aslında var ama küçük dünyada var. Çiftleşen böcekler, örümceğe yakalanan çekirge...


HIZIR GİBİ

Işınlanmayı becerebilen adam. Şu an Moskova’da olayım diyor ve hop Moskova’da. Şimdi şu kadının yatağında olayım diyor, hop yatağında. Ama kadın uyanınca yanındaki yabancı adamı görüp çığlığı basıyor. Adam hemen evde olayım diyor ve evde oluveriyor. Bu şekilde denemelerle işin tehlikesini görüyor. Fark edilirse öldürülür. Devlet başkanları örneğin, aniden enselerinde bitebilen bir adam istemezler. O yüzden kullanmıyor bu yeteneğini.


YANLIŞLIKLA ÖLEN ADAM

Ünlü ressam, gazetede kendi ölüm haberini okuyor. Gazete müdürü ile görüşüyor yanlışlık düzeltilsin diye. Müdür, bu krizi fırsata çevirmesini öneriyor. Ölen ressamların eserleri daha çok satar. Ressam da ortadan kayboluyor. Ama bu arada karısı ile gazete müdürü arasında ilişki başlıyor. Ressam bunu anlayınca tabuta girip kapağını kendi üstüne kapatıyor.

 

YUMURTA

Hizmetçi kız, sadece zengin çocukların katılabildiği yumurta festivaline sokuyor çocuğunu gizlice. Fark edilince çocuğun elindeki yumurtayı alıyorlar. Bunu gören anne öfkeden deliye dönüyor. Kadını zapt etmeye çalışıyorlar, kadın her sataşanı öldürüyor. Ordu peşine düşüyor kadının. Kadın onlara da karşı koyuyor. Sonunda devlet barış şartlarını soruyor kadına. “Bir yumurta isterim yavruma.” diyor sadece.

 

GİZLİ SİLAH

ABD ile SSCB savaşıyor. ABD komünist oluyor, SSCB kapitalist. Ahah. Yine birbirlerine düşman oldukları için yine savaşıyorlar.

 

AKŞAM ÖYKÜCÜKLERİ

Babasının öldüğü yaşa gelmesinin hissettirdiklerini anlattığı “Yıldönümü” hikayesi,

Kuzgunları çok seven büyük sanayicinin kuzguna dönüşmesinin anlatıldığı “Kuzgun” hikayesi,

Herkesin birbirinin arkasından konuştuğu “Ev” hikayesi,

Son dileği falcıya fal baktırmak olan idam mahkumunun “Falcı Kadın” hikayesi. 

Halkın önünde konuşma yaparak halkın oyuyla hapisten çıkarılıp çıkarılmayacaklarına karar verilen mahkumların olduğu Ağır Hapiste Bulmaca” hikayesi

 

KARA BALIK

Sadece öldürmeye niyet ettiği denizcilere gözüken, başka kimsenin göremediği kara balığı görür denizci Stefano. Yaşlanana kadar ondan kaçar. Yaşlandığında ise kara balık ile yüzleşmeye ve onu öldürmeye karar verir. Öldürür de nitekim ama kara balık, bunca zaman ona Denizlerin Sultanı tarafından sunulan bir inci verecekmiş meğer.

 

BALİVERNA’NIN ÇÖKÜŞÜ

Bir binanın çöküşüne ve insanların ölümüne sebep olan adamın ortaya çıkma korkusunun hikayesi.


TANRI GÖRMÜŞ KÖPEK

Kendisine her gün fakirlere ekmek dağıtması vasiyet edilen adam mirastan olmamak için bu vasiyeti istemeye istemeye yerine getiriyor.

Bir de köpek dadanıyor. (Galeano) Adam insanlara da hayvanlara da kimseye ekmek vermek istemiyor ve hıncını köpekten çıkarmaya çalışıyor.

Köpeği yakalama çabaları başarısız oluyor. Köpeği takip edince onun bir dervişin köpeği olduğunu öğreniyor.

Derviş ölünce insanlar köpeğin Derviş gibi ulu bir kimsenin ölümüne tanık olduğu için kutsandığına, köpeğin Tanrıyı gördüğüne inanıyorlar.

Fırıncı hala köpekten nefret ediyor. Onu öldürüyor. Daha doğrusu öldürdüğünü zannediyor ama ölmemiş.

Kasaba halkı hayatını adeta köpeğe göre yaşıyor. Köpek bir gün felç olunca yiyecek içecek taşıyorlar köpeğin etrafına.

Sonra artık köpek ölüyor eceliyle.

Bu defa da nereye gömüleceği sorunu çıkıyor. Dervişin yanına gömme fikri akla geliyor ama kimse el atmıyor. Kimse ilgilenmiyor bir zamanlar kutsal bulup çekindikleri köpekle. 


GELİP GEÇİŞ

Eskiden bakan olan adamın artık bakan olmayışı, kimsenin onu tanımaması, eski saygınlığının kalmamasının hikayesi. İçimin yağları eridi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder