2 Aralık 2015 Çarşamba

MALAFA



MALAFA

Hakan Günday

2005

Doğan Kitap

6. Baskı - Haziran 2011

210 sayfa


Yine sıkıldığım, daraldığım, darlandığım bir Hakan Günday kitabı.

Fevkalade sıkılıyorum ama adamın bütün kitaplarını da okuyorum. Neden yapıyorum bunu kendime bilmiyorum.

*

Bir kuyumcuda, kuyumcu demek biraz küçük kalır aslında, kuyumcular çarşısı gibi bir yer, kuyum merkezi, Topaz Jewellery Center, evrenin en büyük kuyumcusunda işlerin nasıl yürüdüğüne dair bir roman.

Müşterilerin nasıl meterlendiği, tramlarının nasıl alındığı, ahçik ve meterlerin nasıl tokarlandığını anlatıyor.

Kitabın bir de böyle bir dili var.

Başlarda "Nece konuşuyon lan değişik?" diye sinirlenmiştim. İlerleyen sayfalarda alışılıyor.

Turistleri çok şık bir şekilde kazıklamak üzerine şekillenmiş bu dünyada kahramanımız, ava giderken avlanıyor. Bütün turistler gerizekalı değil sonuçta.

Okurken darlanmanın bir sebebi de yapışkan, yılışık esnaf. En tiksindiğim alışveriş şekli. Müşteri olarak benimle bu kadar yakın ve fazlaca ilgilenilmesinden rahatsızlık duyuyorum ben. Çünkü hemen kötücül algılıyorum bunu. "Lan kazıklıyor mu acaba?" diye. Fazlaca ilgilenmemesi ise, sattığı ürüne güven duyduğu izlenimi uyandırıyor bende. Alırsan ekime, almazsan s.kime der gibi. İşte ben böyle esnafı seviyorum :)


*

3 yıl önce de okumuştum bu kitabı. O zaman da daralmışım: http://birazkitap.blogspot.com.tr/2012/02/malafa.html




Altını Çizdiklerim

"Tevazu, iki kez iltifat almanın yoludur. Örnek: Ne kadar güzelsiniz! Hayır, değilim. Evet, öylesiniz. Etti iki!" sf. 35

"İnsanın en zor dayanabildiği çalışma koşulu olan tekrar, sağlıklı bir aklın ani ölümüne neden olur." sf. 35

"Tezgahtar, yanıtı sadece 'evet'olan sorular soran kişidir." sf. 45

"Her şey hayırla başlar. Müşteri 'Hayır!' der. Ben, 'Hayırdır!' derim." sf. 53

"Kimin hangi nedenle turiste ilk kez ikram ettiği bilinmese de, elma çayı, geleneksel Türk içeceğidir. Ancak Türkler bundan haberdar değildir." sf. 66


sf.126

"İlk görüşte aşka inandığım gibi, son görüşte aşka da inanırım. Ölürken yanımda kim varsa ona aşık olarak terk edeceğim dünyayı." sf. 126

"-İlk bilgi nedir sence? Bir insanın ilk öğrendiği şey nedir?
- Yürümek mi?
- Hayır dostum, düşünmek! Neden ile sonucu eşleştirmek. Yani düşünmek. Bir bebeğin öğrendiği ilk şeydir. Peki, söyle bakalım, bir insanın ilk unuttuğu bilgi hangisidir?
- Düşünmek mi?
- Zeki adamsın. Evet, düşünmek. Sevgili dostum, insanlar düşünmeyi unutmakla başlarlar hayvanlaşmaya. Neden ile sonucu eşleştirmeyi unutmakla başlarlar insanlıklarından uzaklaşmaya." sf. 161

"Odanın sessizliği o kadar gürültülüydü ki kimse birbirini duymuyordu." sf. 177


*

Hakan Günday'ın kitaplarında zaman zaman şarkılar geçiyor. Bu kitapta adı geçen şarkı:
"The Man Who Sold The World"

2 yorum:

  1. ben AZ dışında okyamadım. kinyas ile kayra'ya başladım. tamamlayamadım. ben de yazarın bolca küfür kullanmasından rahatsızım..

    YanıtlaSil
  2. Çok küfür kullanmıyor aslında.

    Ha bu kitabında kullandığına küfür değil argo denir. Ya da jargon belki de.

    Kinyas ve Kayra'yı ilk okuduğumda beğenmemiş, sıkılmıştım: http://birazkitap.blogspot.com.tr/2011/12/kinyas-ve-kayra.html

    Ama ikinci kez okuduğumda gayet keyif aldım, beğendim: http://birazkitap.blogspot.com.tr/2015/11/kinyas-ve-kayra.html

    Okunulan döneme göre farklı tatlar bırakıyor kitaplar.

    YanıtlaSil