22 Temmuz 2025 Salı

KYA'NIN ŞARKI SÖYLEDİĞİ YER

 


KYA’NIN ŞARKI SÖYLEDİĞİ YER 

(Where the Crawdads Sing) 

Delia Owens 

2018 

Çeviren: Filiz Çiçek 

Salon Yayınları 

18.Baskı - Ocak 2024 

402 sayfa 

Anasız babasız küçük bir çocukcağızın bir başına büyüme hikayesi. Bu çocuk kız çocukcağızı ise akla ilk gelen korku, evet tecavüz. Bu yüzden akıcılık anlamında bir sorun olmasa da duygusal anlamda yoran ve üzen bir roman. 

*

Kya, gözlerden uzak bir bataklıktaki kulübede yaşayan beş çocuklu bir ailenin en küçüğü. 

Daha beş yaşındayken önce annesi, sonra ağabeyleri ve ablaları evi terk ediyor. Sebep şiddet uygulayan sarhoş baba. 

Kya çocuk haliyle hayatta kalmaya çalışıyor. Baba evde bir var bir yok. Çoğunlukla yok. 

Okul yaşına geldiğinde Kya'yı okula götürmek üzere yetkililer alıyor. Kya okulda zorbalık ve alayla karşılaşıyor. Bir daha okula gitmiyor. Yetkililerden kaçıyor. Sonunda peşini bırakıyorlar. 

Öyle böyle on yaşına geliyor Kya. Tekne kullanmayı öğreniyor. Tek başına bakkala gidiyor. Kasabanın Zıpzıp adlı bakkalına midye ve balık satarak para kazanmaya çalışıyor. Adamcağız halden anlayan biri, o ve karısı Kya'ya  kıyafet yardımı yapıyor. 

Öyle böyle kız on dört yaşında geliyor. Bataklıktaki kulübede artık tek başına yaşıyor. Baba yıllardır eve gelmiyor. Belki de öldü bir yerlerde. 

Tate var, Kya'nın tek arkadaşı. Çocukken bir kere görmüştü. Biraz büyüyünce ara sıra gelmeye başlıyor Tate, Kya'ya okuma yazma öğretiyor. Gerçekten bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olunur. Kya'nın hayatı için mükemmel bir şey oluyor okuma yazma öğrenmesi. Çılgınlar gibi okuyor ve yazıyor. Yaşadığı bataklıktaki her bir canlıyı cansızı kayıt altına alıyor. 

Tate, Kya'yı seviyor. Düzgün, terbiyeli, iyi kalpli bir çocuk. Kya'nın saflığını ve çaresizliğini kullanmıyor. Öpüşüyorlar. Daha ileri gitmiyorlar. 

Tate üniversite için gidiyor. Vedalaşıyorlar. 

Bundan sonra ayıp ediyor Tate. Geleceğim dediği halde gitmiyor Kya'nın yanına. Kendince açıklaması var, utandım gibisine ama kızcağızın durumu belli. Daha cesur olmasını beklerdim Tate'in.

*

Kitabı okurken korktuğum şey oluyor, kötü adamla karşılaşıyor Kya. 

Chase, kasabanın popüler çocuğu. Kya'yı pikniğe davet ediyor. Kya kabul ediyor. Böylece yakınlaşıyorlar. Chase Kya'yı evlenme vaadiyle kandırıyor, sevişiyor, oyalıyor. Chase'in başkasıyla nişanlandığı haberini Kya gazeteden öğreniyor. Bir daha onu görmek istemiyor. Bir süre gerçekten de görmüyor. 

*

Tate, Kya’nın topladığı bataklık kuş tüyleri ve taş örneklerinden Kya adına kitap bastırıyor. Kya’nın eline bol para geçiyor. 

Bir gün Kya'nın ağabeyi Jodie geliyor. Üzgün, pişman, af diliyor. Asker olmuş. Annesinden haber almış, iki yıl önce ölmüş anneleri. Anneleri evi terk edip kendi anne babasının evine gitmiş ama delirmiş, hasta olmuş, ölmüş. 

Kya, hayatını ve Tate’i anlatıyor Jodie'ye. Jodie gitmeden önce Tate’in iyi bir olduğunu söylüyor Kya'ya. 

*

Chase, aylar belki yıllar sonra tekrar Kya’ya geliyor. Tecavüze yelteniyor, dövüyor. Kya tekmeleyerek kaçıyor ondan. Kaçarken iki adam görüyor Kya’yı. Kya için artık tetikte beklediği günler başlıyor. Çünkü Chase'in mutlaka geleceğini ve kendisine kötülük edeceğini biliyor.

*

Bu olaydan kısa bir süre sonra Chase'in cesedi bulunuyor. Yangın kulesinden düşmüş. Kaza gibi görünüyor ama şerif cinayetten şüpheleniyor ve evet, Kya şüpheli. 

Şerifin şüphelenme sebebi Chase'in düştüğü yerde hiç ayak izi olmaması. Chase oraya nasıl gelmiş? (Sonradan öğreniyoruz, gelgit sebebiyle izler silinmiş.) Ayrıca Chase'in yıllardır taktığı bir deniz kabuklu kolye varmış. Hep takarmış. Annesi biliyormuş bu kolyeyi Kya'nın verdiğini. Ancak cesedinde bu kolye yokmuş. Artı olarak o gece Kya'yı ve teknesini gördüğünü söyleyenler var. Buna karşılık Kya Chase'in öldüğü gün, kitabı için editörü ile görüşmek üzere şehir dışındaymış. Buna ilişkin de tanıklar var. 

Neticede Kya tutuklanıyor. 

Savcı ve Kya'nın avukatı arasında kıyasıya bir mücadele yaşanıyor. Kya'ya mahkeme bir avukat atıyor başta ama kasabanın yaşlı avukatı gönüllü oluyor. İyi de oluyor. İyi adam ve iyi bir avukat. 

Kya aleyhindeki deliller somut değil ama jüri yine de suçlu bulabilir. 

Jüri kararını açıklıyor. Kya'yı suçsuz buluyorlar. Oh be! Kitabın bu kısmı heyecanlıydı. Gerçekten jürinin ne karar vereceği merak uyandırıyordu.

*

Tate artık Kya’yı sevdiğini söylüyor. Kya da onu. Birlikte yaşamaya başlıyorlar bataklıkta. 

Kya kitaplar yazıyor, ödüller alıyor. Ama insan içine çıkmıyor yine. Birlikte yaşlanıyorlar. Çocukları olmuyor. 

Kya altmışlı yaşlarda vefat ediyor. Tate evi incelerken bir kutuda Kya’nın takma adla yazdığı şiirleri buluyor. Bu şiirlerin birinde dişi bir ateş böceğinin erkeği çağırıp öldürdüğünü yazmış. Bir de yıllar önce Chase’e verdiği ve Chase’in hep taktığı ama öldüğü gece boynunda olmayan deniz kabuklu kolye çıkıyor kutudan. Yani evet…

*

Bunu beklemiyordum. 

Kya suçsuz bulunduktan sonra Chase'in ölümü gerçekten kaza olarak kalıyor. Arada savcı ve şerif yeniden kurcalasa da yeni bir şey bulamıyorlar. Ama romanın atmosferi icabı bunun kötü adamın tesadüfen ölümü ve iyi baş karakterin kurtulması olarak kalması çok yavan olurdu gerçekten. 

Ben cinayeti Tate'in işlediğinden şüphelenmiştim bir süre. Ama o bu suçu Kya'ya atacak ve onun idamla yargılandığı seyredecek biri de değil. 

Yani Kya'nın bataklığın havasına, suyuna, doğasına ve hayvanlarına dair on yıllardır yaptığı müthiş gözlemler neticesinde yaptığı leziz bir planmış. Sevdim.

*


Filmi de varmış.

Bir ara izleyeceğim. 

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder