MAUD MARTHA
(Maud Martha)
Gwendolyn Brooks
1953
İngilizce aslından çeviren: Didar Zeynep Batumlu
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
1.Basım - Şubat 2023
119 sayfa
Siyahi bir kadın olan Maud Martha’nın 1920-1940
yılları arasındaki gerek kendi hayatına gerek etrafında olup bitenlere ilişkin hislerini
ve gözlemlerini anlatıyor kitap.
Maud Martha aşağılanma ve küçümsenme hissediyor sık
sık ama anlatıda bir duygu sömürüsü ya da kendine acıma veya isyan tınısı
almadım.
Başta çocuk Maud Martha’yı okurken sakin sakin onun
büyüme, evlilik, annelik, iş hayatı deneyimlerine tanık oluyoruz.
Kitabın dilini çok masum buldum. Çocukluk döneminin
yansıttığı masumiyet bana “Ötekiler Arasında” kitabını anımsattı. Gerçi o
kitapta anlatıcı çocuğun kendisiydi, burada dışarıdan bir anlatıcı var. Ama çocuksu
samimilik aynı.
Kitabın bir roman akıcılığı yok. Kısa kısa bölümlerle dağınık şekilde ilerliyor. Bu tarz bana çok keyif vermiyor ama okurken yormuyor da. O yüzden okudum.
*
Maud Martha, bir kız kardeşi var Helen, bir de erkek kardeşi.
-Büyükannesini ölüm döşeğinde görüyor. Onun o
görünümüne üzülüyor.
-Konsere gidiyor. Bir insanın kendisine bakan onca
insan varken sahnede nasıl durabildiğini anlamıyor ve buna hiç özenmiyor.
-Evle ilgili kredi borçları nedeniyle taşınmaları gerekiyor. Anneleri bunu
çocukları üzmeden daha iyi bir yere taşınma imkanları varmış gibi anlatıyor.
-Kardeşi Helen’i daha çok seviyorlar, o daha güzel diye düşünüyor.
-Kendisini çirkin buluyor. Erkek arkadaşına da yakıştıramıyor kendisini. Ama
sevgilisi Paul onunla evlenmek istiyor. Paul daha ucuz diye bodrum katta bir sobalı
ev tutmak istiyor. Maud Martha ise buna kesinlikle karşı. Yıllarca böyle
evlerde yaşamış ve kötü olduklarının farkında. Sonunda bir kiralık daire
tutuyorlar ara katta. Ama ev sahibi eşyaların değiştirilmesine müsaade etmiyor.
Maud Martha her gün temizlediği halde evde hamamböceği ve sıçan görüyor.
-Sinemaya gidiyorlar karı koca. Etrafta hiç kendileri gibi zenci olmaması
onları huzursuz ediyor. İnsanlar kendilerine rahatsızca bakmasın istiyorlar.
Çekiniyorlar ama belli etmemeye çalışıyorlar.
-Çocuk doğuruyor. Kocasının doğum esnasında pek
yardımcı olamayışını görüyor.
-Bir güzellik merkezi işleten zenci bir kadının yanında çalışıyor bir süre.
Buraya gelen beyaz kadınlar bazen “zenci” kelimesini kullanıyor. Örneğin bir
tanesi “Birkaç kuruş kazanacağım diye zenci gibi çalışıyorum.” diyor. Maud Martha bunu duyunca çok şaşırıyor. Ama güzellik merkezi sahibi zenci kadın
kızmıyor. Diyor ki:
“Zenci ve benzeri kelimeler, bazı beyazlar açısından, bizim insanlarımızın
düşündüğü anlamlara gelmiyor. Mesela zenci onlar açısından kötü, köleliği
çağrıştıran ya da düşük bir şey anlamına geliyor. Benim aleyhimde bir şey
söylemiyorlar. Ben siyahım, zenci değil. Hem zaten, kelimenin onlar açısından
ne anlama geldiğini düşünürsek, bir siyah nasıl zenci olabiliyorsa, bir beyaz
da pekala zenci olabilir. O halde böyle bir şeye neden tepki göstereyim ki?”
Sf.94
-Evlere temizlik ve yemek yapmaya gidiyor. Beyaz patron ve patroniçelerin
kendisine üstten baktığını düşünüp üzülüyor.
-Kardeşi Helen kendinden yaşça büyük aile doktoru ile evlenecekmiş. Hali vakti
yerinde bir adam. Maud Martha bunun bir aşk evliliği olduğunu sanmıyor.
Bu arada ırkçılık nedeniyle siyahilerin öldürüldüğü dönemler geçiyor. Her şeye
rağmen hayatın devam ettiğini görüyor ve ikinci çocuğunu bekliyor.
*
Yazarın tek
romanıymış. Aslında şairmiş ve 1950’de Pulitzer ödülü kazanmış ve bu ödülü
kazanan ilk siyahi şairmiş.
*
Siyahilerle ilgili bir başka kitap için
Bkz: Bülbülü Öldürmek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder