AKHİLLEUS’UN ŞARKISI
(The Song of Achilles)
Madeline Miller
2011
Çeviren: Seda Çıngay Mellor
İthaki Yayınları
1.Baskı - Mart 2020
370 sayfa
Mitoloji ilgimi çekmiyor. Ama böyle romansı anlatılınca keyif alıyorum.
Yazarın daha önce “Ben Kirke” adlı kitabını okumuştum, anlamamış ve o yüzden sevmemiştim. Ama bunu sevdim.
Kısaca Akhilleus ve Patroklos aşkı diyeceğim. Çok hoşlar.
*
Patroklos, Menoitos’un oğlu. Sevecen bir baba değil Menoitos. Anne de biraz safmış, Patroklos öyle düşünüyor.
*
Tyndareos, Sparta kralı.
Kuğu kılığına giren tanrı Zeus, Tyndareos’un karısı Leda’nın ırzına geçmiş, kadın iki çift ikiz doğurmuş. Ölümlü kocanın çocukları Klytaimestra ile Kastor. Tanrıdan olma kuğu yavruları Helene ile Polydeukes.
Helene, kız kardeşi Klytaimestra, kuzenleri Penelope bir arada oturuyorlar.
Helene evlenecek. Talipler kuyrukta. Patroklos ve babası da gidiyor, Patroklos daha dokuz yaşında ama babası onu da götürüyor.
Laertes’in oğlu Odysseus gözlemci oluyor ve şöyle bir öneride bulunuyor: Helene talibini kendi seçsin.
Helene, Atreus’un oğlu Menelaos’u seçiyor. Menelaos Sparta kralı oluyor. (Klytaimestra da Atreus’un başka oğlu ile evlenmişti. Üçüncü kız Polydeukes’i de Odysseus alıyor.)
*
Patroklos, bir gün kendisine zorbalık eden (elindeki zarları zorla almaya çalışan) bir çocuğu itiyor. Çocuk kafasını taşa çarpıp ölüyor. Ölen, soylu çocuğu olduğu için Patroklos sürgünle cezalandırılıyor. Phthia krallığına gönderiliyor.
Phthia kralı Peleus. Deniz tanrıçası Thetis ile evli. Thetis’i yakalayıp tecavüz etmiş, ondan sonra evlenmişler. Bir oğulları oluyor. Akhilleus. Thetis kaçıyor ve sadece oğlunu görmek için denizden çıkıp geliyor zaman zaman.
Akhilleus, Patroklos’u yanına yoldaş seçiyor. Thetis memnun değil bu durumdan, Patroklos’tan hoşlanmıyor. Yarı Tanrı oğlunun bir ölümlüyle arkadaşlığından rahatsız. Akhilleus ise bunu önemsemiyor, Patroklos’u seviyor. Hatta öpüşüyorlar ve daha fazlası.
Akhilleus eğitim için at adam Khriron’a gönderiliyor. Patroklos da kaçıp onun peşinden gidiyor. Akhilleus onu buluyor ve birlikte eğitim alıyorlar. Sevişiyorlar.
Daha sonra Akhilleus’un babası çağırıyor, dönüyorlar.
Helene kaçırılmış. Kocası Menelaos, tüm krallıklardan yardım istiyor. Kaçıran Truva prensi Paris. Paris, Tanrıça Afrodit’in gözdesi. Peleus, oğlu Akhilleus’un da bu savaşa katılmasını, Truva’nın zenginliklerinden ve şöhretten yararlanmasını istiyor. Ama annesi Thetis, Akhilleus’un savaşa gitmesini istemiyor. Oğlunu kaçırıp başka bir kralın, Lykomedes, himayesine veriyor ve kralın kızıyla, Deidameia, evlendiriyor.
Deidameia hamile kalıyor. Ama Akhilleus onunla hiç ilgilenmiyor, hep Patroklos ile birlikte. Deidameia, Akhilleus’un dışarıda olduğu bir an Patroklos’u kandırıp onunla birlikte oluyor. Sonra da evlenmeden hamile kaldığı için babasının emriyle uzağa gönderiliyor.
Akhilleus burada kadın kılığına girerek gizleniyor.
Bir gün bir gemi geliyor. Akhilleus saklanıyor. Gelen İthaka prensi Odysseus. Yanında yoldaşı Argos beyi Diomedes. Savaşa gidecek erkek arıyorlar, Patroklos’u da savaşa davet ediyorlar. Akhilleus’u da kadın kılığında olmasına rağmen tanıyorlar. Onu da savaşa katılmak üzere yanlarına alıyorlar. Çünkü savaşa katılmazsa sefil bir hayat yaşayacak. Savaşa katılırsa şöhret kazanacak ama ölecek. Ölümüne dair kehanet o ki önce Hektor ölecek. Hektor, Troya kralı Priamos’un en büyük oğlu ve varisi. Tanrı Apollon’un gözdesi.
*
Agamemnon, Miken kralı. Büyük büyük babası Tantalos,
Zeus’un oğullarından biri. Tanrılara meydan okumak için oğlu Pelops’u öldürüp
etini Tanrılara ziyafet çekmek isterken Zeus anlıyor ve onu yer altındaki
Tartaros’a savuruyor. Zeus, Pelops’u bir araya getiriyor ve Miken Kralı oluyor
Pelops. İyi bir kral ama bedbaht. Oğulları Atreus ve Thyestes kötüymüş. Agamemnon
ve Menelaos zamanında iyi bir dönem geçiriyor krallık.
*
Savaş başlıyor. Troya’ya ulaşıyorlar. Esir alınan kızları Akhilleus kendisine alıyor Patroklos’un tavsiyesiyle. Amaç kızları kurtarmak. İlk kızın adı Briseis.
Akhilleus’u kaybeden ordunun can kaybı çok oluyor.
Akhilleus geri adım atmıyor, savaşmıyor. Patroklos, o zaman ben senin kılığında
savaş meydanına gideyim, senin ismin yeter diyor. Gerçekten de Akhilleus’un
savaşa katıldığı zannedilince düşman ordusu korkuyor. Fakat Patroklos’un zırhı
düşüyor ve kimliği açığa çıkıyor. Hektor onu öldürüyor. Akhilleus çok
sinirleniyor ve Hektor’u öldürüyor. Paris de Akhilleus’u öldürüyor.
*
Akhilleus’un oğlu Neoptolemos Pyrrhus çıkageliyor. Savaşı kazanıyor.
Briseis, Akhilleus ile Patroklos arasındaki ilişkiyi anlatınca Pyrrhus ,yalan söylüyorsun deyip Briseis’i öldürüyor.
Hektor’un oğlu Pyrrhus’u öldürüyor.
Hem
oğlunu hem torununu kaybeden Thetis, Patroklos ile Akhilleus’un mezarını
birleştiriyor. İki aşık yine kavuşuyorlar.
*
Aşk romanı olarak okudum. Çok güzeldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder