KADINLAR ÜLKESİ
(Herland)
Charlotte Perkins Gilman
1915
İngilizce aslından çeviren: Ferit Burak Aydar
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
3.Basım - Eylül 2022
193 sayfa
Üç erkek bilim insanı: Terry, Jeff ve Van.
Terry, kendini kadınlardan üstün gören tipik erkek
Jeff: Kadınları erkeklerden üstün gören biri.
Van: Aralarında en normal olan. Hikayeyi de Van'ın kaleminden okuyoruz.
Bu bilim insanları bir keşif gezisinde kadınlardan oluşan, erkeklerin bulunmadığı ve erkekler için tehlikeli olan bir yerden bahsedildiğini duyuyorlar ve bu yeri aramaya koyuluyorlar. Buluyorlar da. Gerçekten söz edildiği gibi sadece kadınlardan oluşan bir ülke.
Kadınlar, bu üç adamı misafir (tutsak) ediyor ve onlara dillerini öğretiyorlar, onlardan da öğreniyorlar.
Kadınlar Ülkesi'nin olayı şuymuş:
Ülke iki bin yıl önce kadın erkek karışıkmış. Ama sonra savaşlarla erkek kalmamış. Kalan bir avuç kadından biri hamile kalmış, erkeksiz. Bunu Tanrı'nın hediyesi olarak görmüşler. Bu kadından beş kız doğmuş, onlar da yirmi beş yaşına gelince kendiliğinden, erkeksiz, hamile kalmışlar ve onlar da beş kız doğurmuşlar. Böylece bugüne gelmişler. Nüfus artınca da önlem olarak, annelik güdüsü gelenlerden bir kısmı doğurmamayı seçerek diğer çocukları sevmekle yetinmiş. Zaten hepsi her çocuğu kendi çocuğuymuş gibi seviyormuş.
Ülkede muazzam bir huzur, güven, sevgi, mutluluk ortamı var. Entelektüel seviyeleri üst düzeyde. Hem mental hem fiziksel olarak son derece sağlıklı ve güçlüler. Çatışmacı değiller. Kıskançlık, kavga, gürültü yok. Hayallerin ülkesi gibi.
Bu üç adam, oradaki üç kadına aşık olup evleniyor.
Terry, toksik erkekliğinden kurtulamıyor ve karısına şiddete yelteniyor, onu ülkeden kovmakla cezalandırıyorlar.
Van ve karısı Ellador da onunla gidiyor, çünkü Ellador keşifte bulunmak istiyor.
Jeff halinden memnun.
*
Kadınlar çalışmaz, güçsüzdür, erkeğin hakimiyeti önemlidir... gibi önyargıları yıkmak için yazılmış kitap belli. Kadını erkeğin gözünde önce insan olarak gösterme gayreti var kitapta. Kitaptaki erkekler bu kadınlardan ille de kadınsılık istiyor. Kitapta da önce kadın değil, önce insanız mesajı verilmeye çalışılıyor.
Feminist bir hikaye olduğu söyleniyor ama kitaptaki kadınların en kutsal görevi annelik ve başka amaç yok gibi. Bu açıdan ne kadar feminist denebilir, bilemedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder