10 Mart 2023 Cuma

ACAYİP İŞLER


ACAYİP İŞLER 

Sevil Atasoy

2015

Doğan Kitap 

3.Baskı - Ocak 2016

198 sayfa

 

Bölümler arası biraz ara vererek okumalı, yoksa insan kendisini manyak psikopatlar arasında yaşıyor sanabilir. 

Türkiye’den seri katil çıkmamasından bahsedilir bazen. Zeka ile ilgili değil bu durum bence. Burada o kadar da manyak psikopat olmaması ile ilgili diye düşünüyorum.

*

Kitapta pek çok seri katil ve cinayet ile bu katillerin nasıl bulunduğuna ilişkin örnekler var.

Örneğin;

Kadın, kocasının kendisini aldattığını öğrenmiş. Boşanmak istemiş. Adam kadını öldürmüş. Ölü bedeni derin dondurucuya koymuş. Ertesi gün ağaç kıyma makinesi kiralayıp orada bedeni kıymış ve tozları nehre savurmuş.

Nehir kıyısında insan kemiği, diş ve ojeli parmak kalıntısı buluyor polisler. Ayrıca katilin kredi kartı dökümünden cinayet öncesi derin dondurucu ve testere satın alması da şüpheli gözüküyor ve suçlu bulunuyor.

Yazar da diyor ki: “Sakın cinayet öncesinde alışveriş yapmayın, hele buzdolabı ya da testere kesinlikle almayın.” Sf.58

*

Ölüm saatini tam olarak belirlemek mümkün değilmiş. Pek çok değişken varmış bu konuda. Bedenin durumu, midesindekiler, kusmuğu, çevrenin sıcaklığı, topraktaysa bitkilerin durumu… vb bakılarak yaklaşık tarih ve saat belirleniyormuş.

*

İntihar en çok Litvanya ve Rusya’da görülüyormuş.

Asarak intihar Avustralya ve Türkiye’de, silahlar ABD’de, yüksekten atlama Singapur’da yaygınmış.

İntihar notu her zaman olmazmış. Bazen de az rastlansa da intihar notu kişinin bedeni olurmuş. Şimdilerde sosyal medyada paylaşım olabiliyor.

*

Hayvana şiddet uygulayanların insana da şiddet uyguladıkları örnekler var kitapta. Bu yüzden hayvana şiddet uygulayanlar ciddiye alınmalı, cezalandırılmalı.

*

Polis şiddetine de yer veriliyor kitapta. Özellikle polislerin tecavüz suçları ve orantısız güç kullanmaları.

Bir de ilk kez bu kitaptan öğreniyorum, "kendini polis eliyle öldürme". Yani artık yaşamak istemeyen ama intiharı da çeşitli sebeplerle (inancı tarafından yasaklanması, intihar ederse geride kalanlara sigortadan para verilmeyeceği vb) istemeyen insanlar bile isteye polisle karşı karşıya gelip polisi kışkırtarak kendilerinin öldürülmelerini sağlıyormuş. Bana çok inandırıcı gelmedi, sanki hataen insan öldüren polisin uydurması gibi...

*

Dexter dizisinden etkilenenlerin işlediği cinayetler de var kitapta. Bu tür yapımların insanları etkilemesinden bahsediliyor kitapta ve buna “kopya suç” deniyor.

"Yüce neden yozlaşması" (Noble cause corruption) diye de bir kavram öğrendim: “İyi bir sonuç elde etmek üzere yasa dışı yolların kullanımı” Sf.113 Polislerin masumları korumak için mahkemede yalan söylemesi, resmî belgede sahtecilik yapması, delil üretmesi… gibi.

*

Seri katiller zannedildiği kadar zeki değillermiş. Bir kısmının yakayı ele verme sebebi hatalı park ya da geçersiz ehliyet nedeniyle kesilen cezalardan ya da vücutlarına yaptıkları dövmelerden vb. ortaya çıkıyormuş.

* 

Hayat kadınlarını öldüren İranlı bir adam örneği var. Bir gün bir taksici, bu adamın karısını hayat kadını sanmış, ondan sonra adam, hayat kadınlarına öfke duymaya başlamış ve eline geçirdiklerini birer birer öldürmüş. Sonra idam edilmiş. Eşi ve ailesi ise destekçisi olmuş bu adamın, o kadınların ölümü hak ettiğini düşünerek.

Fuhuşla ilgili meselede bunun tek taraflı olduğunu sanma ahmaklığı… Erkek gidiyor hayat kadınına öyle değil mi? Yani bu bir suçsa ve/veya ahlaki bir meseleyse kadın ve erkek olarak iki taraflı bakılması gerekiyor. (Hayat kadınlarını öldürüyorsan onlara giden erkekleri de öldür, demiyorum elbette. Öldürmeyin, genel.)

*

Bulunamayan Floransa Canavarı olayını da anlatıyor yazar. Karanlıkta ıssız tepelerde arabada sevişen çiftleri öldürüp kadınların cinsel organlarını kesip götüren seri katil. Polis onu aradığı on yedi yıl boyunca birkaç kişiyi tutuklamış, hapsetmiş, ama sonra onların yapmadığı ortaya çıkmış. Kimin yaptığı hâlâ bilinmiyormuş.

*

Hepsi korkunç tabii de sağlık çalışanları arasındaki seri katiller sanki daha korkunç gibi. Doktorlar, hemşireler arasından çıkan seri katillere de yer veriliyor kitapta. Ellerindeki muazzam kurban portföyü…

*

Suç işlemeye genetik olarak yatkınlık olup olmadığı tartışmalarına da değiniyor yazar. Kalıtsal olarak şiddete meyilli olmak bir savunma argümanı olarak kullanılabilir mi? Çok tutmamış bu fikir. Ben de çok tutmadım bu fikri.

*

Normal insanın aklına gelmeyen korkunçluklar içeriyor kitap ve bu açıdan can sıkıyor. Ancak bunları yapanları yakalamaya yönelik akıl dolu fikirler epey aydınlatıcı oluyor. Yalnız umarım katilleri de aydınlatmıyordur burada yazanlar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder