BİLİNÇALTINIZDAN GELEN EBEVEYN
Dr. Feride Koçak Can
2020
Cezve Yayınları
1.Baskı-Mart 2020
216 sayfa
Enfessssss. Bayıldım bu kitaba. Alkışlar bolca.
Ebeveynlerle olan sorunların
tespiti ve çözümü için gayet açık, net, mantıklı açıklamalar yapmış.
Öncelikle kendimizdeki
tetiklenmeler çok yol gösterici. Gereksiz öfkelenmelerimizi, açıklayamadığımız
üzüntülerimizi biraz deşince dibinden anne babanın söz veya davranışları
çıkıyor. O söz veya davranışlar da bizim bugünümüzü oluşturuyor.
Anne babaların çocuklarda
yarattığı hasarı görmek için büyük şiddet olayları şart değil. Kitapta dendiği gibi “Şiddet
deyince de aklınıza sadece fiziksel şiddet gelmesin; küsmek, görmezden gelmek,
imada bulunmak, laf sokmak, söylenmek, suçlamak, manipüle etmek, zorla
istediğini yaptırmak, bağırmak, hakaret etmek de şiddetin bir çeşididir.”
Çocukcağız dünyaya bu insanların
arasında geliyor. Anne babası biricik sığınağı. Ama sığınak olarak gördüğü bu
insanlar tarafından kötü muameleye maruz kalırsa ne olur?
Olan şu. Çoğu insan bu durumu
bastırıyor. Bilinçaltının derinlerine gömüyor. Yok ki öyle bir şey, olmadı ki,
diyor. Gerçekten bir süre yok oluyor. Ama işte bazen manasız bir şeye
öfkelendiğinizde, manasız bir şeye üzüldüğünüzde aslında derinlere gömülü o
hisler kendisini gösteriyor.
Çocuklar, anne babalarının kötü
muamelesinin kötü olduğunu idrak edemeyebilirler.
“Çocuk sezgisel olarak bildiği
iyi ebeveyn modeli ile gerçekte kendisinin sahip olduğu ideal olmayan ebeveyni
arasında çelişkiye düştüğünde, ebeveyninin ideal olmadığı gerçeğinin acısına
dayanamaz. Bu nedenle ebeveynin yaptığı her şeyi ideal kabul eder ve ortada bir
sorun varsa bunun kendisinden kaynaklandığını düşünür.”
Yavrum çocuk, mesela babası onu
dövdüğünde “Ödevimi yapmadım, o yüzden dövdü.” Annesi terk ettiğinde “Yaramazlık
yaptım, o yüzden gitti.” diye suçu kendinde arıyor. Aksi duruma inanmak çünkü
dayanamayacak kadar acı verici olabilir. Zira aksi durum düpedüz anne babanın
seni sevmediği anlamına gelir ki hangi çocuk bu bilgiyle baş edebilir? O yüzden
baş edebileceği şekilde idealize ediyor ebeveynini. Ebeveyninin idealize ettiği
davranış artık o çocuk için normal hale gelmiş bir davranış oluyor. Dayak, kötü
söz, kötü muamele artık o çocuk için
normalleştirmiş. Büyüyüp yetişkin olduğunda da çevresi bu
davranışların normal karşılandığı bir çevre olacak. Kendisi ebeveyn
olduğunda da çocuğuna muamelesi böyle olacak. Bilinçli aklıyla “Ben çocuğuma
böyle davranmayacağım.” diyebilir. Gerçekten davranmayabilir de, ta ki
bilinçaltı ses verene kadar. Bilinçaltı çocuklukta bastırılanları hatırlatan
olaylarla karşılaşınca gün yüzüne çıkıveriyor.
Dr. David Richo'nun bir sözü
var kitapta "Doğa kendi iyiliğimiz için, bizi ebeveynlerimize yönelik bir
körlükle donatmıştır"
Canım çocuklar.
*
Çocuğa küsme, laf sokma, aşağılama, tehdit etme, bedenine saygı
duymama… Bunlar da duygusal şiddet oluyor ve bunlar büyük travmalardan daha
sinsi. Çünkü çocuk, yukarıda dediğimiz gibi, bunları normal sayıyor, büyüyünce
de travma olduğunu kabul etmiyor. Aman bunlar herkesin başına gelir, bu da
travma mı, sen travma görmemişsin… diyerek yine yok saymaya devam ediyor.
“Anne babaya kızılmaz ve onların
hakkı ödenmez, miti ile büyüdüğümüz için bazılarımızda ebeveynlerine karşı
duyduğu öfke karşısında derin bir suçluluk ya da utanç duygusu oluşuyor. Bu
tarz konforsuz duygularla baş etmeyi çoğu kez bilmediğimiz için bize yanlış
yapıldığı gerçeği ile yüzleşmek yerine ve o derin acı verici konforsuz duyguları
yaşamak yerine ebeveyni idealize etmek çok daha kolay geliyor.”
*
Kitapta bu sorunlarla baş
edebilmek için somut öneriler var. Yazar kendisi de kişisel gelişim kitaplarını
sadece okuyup geçmenin, hayatındaki sorunları tespit etmenin bir işe
yaramadığını, önemli olanın bunlar üzerinde çalışmak olduğunu gözlemlemiş.
Okuyucunun da derdine derman olmak istiyor. Okuyucusunu ve genel olarak içinde
bulunduğu toplumu iyi tanıyor izlenimi aldım.
Kendi hayatından yola çıkan
örnekleri var. Çocuğunun yemek yemesi ile ilgili problemi varmış. Çocuğunun
yemek vakti geldiğinde geriliyor, çocuk yemek istemediği zaman çocukla arasında
gerginlik yaşanıyormuş. Mantıklı bulmadığı bu gerginliği çözmek için düşünmeye
başlamış. Kendisi çocukken babaannesi onu zorla
yedirirmiş. O da şimdi çocuğu yemeyince öfkeleniyor, sebebi buymuş. Kendisi
hatırlamasa da bedeni hatırlatıyor çocuğun yemek yeme vaktindeki tetiklenme
ile. Yoksa hatırladığı bir anı yok. Sonra bu farkındalıkla elde ettiği teşhisi
çözmek için çocukluk fotoğrafı ile konuşuyor, imgelem yapıyor, çocukluğuyla
konuştuğunu hayal ediyor. Kendisi düzelince çocuğunun beslenmesi de düzeliyor.
İçindeki çocuk ne düşündü, ne hissetti, neye hasret kaldı, hangi
ihtiyacı karşılanmadı? Bunları sorun kendinize diyor. Kendinize tüm bu
çalışmalar için zaman ayırın, meditasyon, yoga, nefes çalışmaları yapın. “Günlük
hayatınızda rutin olarak meditasyon, farkındalık, yoga, nefes gibi çalışmalara
ne kadar yer verirseniz, amigdalanızdan kaynaklanan dürtüsel tepkileriniz
üzerine hakimiyetiniz o kadar fazla olur. Öfke patlamalarının çoğunun altında
giderek artan duygu yoğunluğunu fark etmemek yatar.”
Sizi birden öfkelendiren bir
olayda "Bu bana nerden tamdık?” diye sorun, bu esnada bedeninizin
neresinde nasıl hisler oluyor fark edin, diyor. Aklınıza gelen anıda çocukluk
halinizi hayal edin.
“Belki bir çocukluk fotoğrafı
yardımcı olabilir. Sonra o anı ile ilgili aşağıdaki soruları o güzel çocuğa sorun:
"Tüm bunlar olurken ne hissettin?"
"Tüm bunlar sana kendinle ilgili ne düşündürdü?"
"Hangi ihtiyacın karşılanmadı?"
"Bu anıyı yeniden yazacak olsan olumlu versiyonu nasıl
olurdu?"
Şimdi o çocuk karşında olsa ona
neler söylemek isterdin?"
"Senin çocukluğunun tıpatıp aynısını yaşamış bir çocuk görsen
ona ne söylemek isterdin?"
Diyor ve ekliyor:
“İçsel çocuğunuzun geçmişte
karşılanmamış ihtiyaçlarını bugün bir yetişkin olarak nasıl
karşılayabilirsiniz? Alternatifleriniz var mı? Bu hususlarda aklınıza gelen
stratejileri not edin ve bunları gerçekleştirmek için bir adım atın.”
*
Mükemmel bir kitap, mükemmel.
Tüm eşe dosta hediye edeceğim bu kitabı.
*
Bu kitabın bana hatırlattığı
bir başka eser için;
Bkz: Seninle Başlamadı
Aileden gelen travmaların
nesiller süren etkisini anlatıyor, bu kitap da etkileyici idi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder