13 Eylül 2021 Pazartesi

DOĞAL EBEVEYNLİK


 DOĞAL EBEVEYNLİK

Adem Güneş

2013

Timaş Yayınları

17.Baskı - Nisan 2021

207 sayfa


Kitap büyük puntolarla yazılmış, cümlelerin yapısı da anlamı da basit, bam bam bam. Böyle yaparsan böyle olur. Neden sonuç ilişkisini gayet iyi açıklıyor. Gerçi ben nezaket dilini severim, bu yazar benim nazarımda kaba ama neyse. Çocuk resimleri de var sayfalarda. Gereksiz ama olsun. 

*

Çocuklara davranış eğitimi değil, irade eğitimi vermeyi öneriyor yazar. Baskı ve zorlama ile gerçekleşen davranışlar çocuğun gerçek davranışları değil çünkü. Düzgün dur, düzgün otur, erken yat… Böyle komut verilirse çocuk kendi gibi olma isteğini kaybedermiş.

Çocuktaki merak duygusu ve taklit hevesi yaşatılmalı, yoksa küçücük çocuk tükenmişlik sendromu yaşar. Çocuğa ona dokunma, sesini çıkarma, çok soru sorma, otur otur, kalk kalk…dersen ondan sonra benim çocuğum niye içine kapanık oldu, niye agresif oldu, niye okulda başarısız? Acaba niye? Merak hissini, dolayısıyla öğrenme hevesini öldürdünüz çocuğun, katiller! Kendi tükenmişliğinizin bedelini yavrucağa ödetiyorsunuz.

Kimi ebeveyn de çocukla inatlaşıyor. Çocuk 3-4 yaşında artık kendi var olma halini yansıtmaya çalışıyor. Örneğin annesinin verdiği giysi yerine kendi istediğini giymek istiyor. Çocukla onu giymeyeceksin, bunu giyeceksin onu yapmayacaksın, uslu dur, söz dinle... diye küçücük çocukla inatlaşıyor kocaman insanlar. Çocuğun yemek istediği ve istemediği yemeklere bile kendisinin karar vermesine izin yok. Sonra çocuğum niye obez oldu? Ya da niye yemek yemiyor? Hele bir de televizyon/ekran karşısına oturtulup ağzına yemek tıkıştırılan çocuklar. Çocuk ne yediğini bile bilmiyor. Çocuk zaten isteseniz de istemeseniz de acıkacak ve yiyecek. Bir müsaade edin.

*

Hiperaktif olduğu zannedilen çocukların ihmal ve şiddet mağduru ya da televizyon ve ambalajlı gıda mağduru olduğunu anlatıyor yazar.

*

Çocuk ebeveynini taklit ederek öğreniyor. Ebeveyn sigara içiyorsa çocuk da taklit edecek. “Ben içiyorum ama sen içme, çok zararlı” gibi ahmakça bir lafı çocuk tabii ki anlamaz.

*

Kitapta çocukluğunu anlatan ebeveyn örnekleri var, nasıl acı, bağrıma basasım geldi hepsinin çocukluğunu.

Biri mesela topluluk önünde donakalıyormuş. Anlaşılıyor ki çocukken annesi ve öğretmeni ona odun gibisin demiş. 

Güleryüz gösterememekten yakınan bir kadının çocukluğunu dinliyorlar, anlaşılıyor ki küçükken ona gülmek, hafif kadınların ahlakıdır denmiş. Yavrucak da o yüzden hiç gülmezmiş, büyüyünce de gülememiş bu yüzden.

Çamur ağızlı ebeveynler.

Kitap hem bu tip örnekler hem de üslubu nedeniyle öfke ve nefret uyandırdı bende. 

*

Yazarı hiç görmedim, duymadım, tanımıyorum ama muhafazakar olduğu izlenimi aldım kitaptan. 

Çocuklara okullarda cinsellik eğitimi verilmesine karşı olması, 

Çocuklara örnek şahsiyetlerin hayatlarının anlatılmasının öneminden bahsederken örnek olarak Fatih Sultan Mehmet ve Mevlana’yı göstermesi (Türkiye’de örnek şahsiyet için Atatürk gibi bir örnek varken) 

Uyur gibi kılınan namazın yok hükmünde olduğunu söylemesi (namaz ve genel olarak ibadetler hakkında yok hükmündedir, Allah kabul etmez gibi söylemlerde bulunmak çok dinci ağzı) 

gibi sebeplerden muhafazakar olduğunu düşünüyorum.

Verdiği örnekler de bu bakış açısını yansıtıyor. Örneğin arkadaşları ile oturup kalkmaktan zevk aldığı için ev işlerini yapmakta zorlanan bir kadından bahsetmesi, 

“Kayınvalidesi ile anlaşamayan bir gelin, onunla anlaşmak için eşi ile işbirliği yapmak, alternatif çözümler üretmek yerine kayınvalidesinin yüzüne gülerken arkadaşlarıyla oturduğunda da kayınvalidesi hakkında ileri geri konuşmayı ihmal etmez.” Sf.61 demesi. Gelin-kaynana muhabbeti. 

 “Annenin otorite olduğu ailelerde sağlıklı ruha sahip bir çocukla karşılaşmadım şimdiye kadar.” Sf.80 şeklindeki tespiti. Babaların otorite olduğu aileler çiçek gibi çünkü. 

Fıtrî, fıtrat, sekine, hayret makamı... Bu kelimeler kullanması...

Gerçi yayınevinin Timaş olmasından belli ideolojisi.

Muhafazakar dili ve edebiyatı var satır aralarında ama genel olarak anlattıkları iyi. Yurdumuz ebeveynlerine böyle dan dun ve dinci ağız etkili olur zaten sanırım. Profesyonel ve nazik bir üslup çok tutmaz diye düşünüyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder