KADINSIZ ERKEKLER
(Onna Noinai Otokotachi)
Haruki Murakami
2014
Japonca aslından çeviren: Ali Volkan Erdemir
Doğan Kitap
163 sayfa
O kadar da kadınsız erkek hikayesi gibi gelmedi bana. Yedi tane hikaye var, ilişkiler içerikli. Etkileyici bulmadım ben. Mehhhh!
Drive my Car
Kadın sürücüler hakkında apır sapır düşünceleri olan tiyatrocu Kafuku'nun özel şoför ihtiyacı doğuyor. Kadın şoför öneriyorlar. Ha ha.
Kafuku’nun karısı da oyuncuymuş. Kanserden ölmüş. Kafuku karısını hiç aldatmamış ama karısının aldattığını hissedermiş. Karısının yattığını düşündüğü adamla arkadaş bile olmuş sonradan, karısının onda ne bulduğunu anlamak için.
Kafuku tüm bunları şoförüne anlatıyor. Şoför kadın ketum, kendi hayatını pek anlatmıyor, ama iyi bir dinleyici. Soruları da az ama öz olunca Kafuku döküldükçe dökülüyor.
Yesterday
Üniversiteyi kazanamayan genç, üniversiteyi kazanan arkadaşına "Kız arkadaşım da üniversiteyi kazandı, sen de kazandın. Siz ikiniz çıksanıza. Kız yabancıya gitmesin,"diyor. Bu minvalde şeyler.
Gerçekten de görüşüyor üniversiteyi kazanan kızla oğlan. Ama duygusal bir şey olmuyor aralarında.
Sonra üçünün de yolları ayrılıyor zaten.
Bağımsız Organ
Estetik cerrah Tokay. Kadınlarla evlenmek istemiyor, onlarla saygılı sevgili bir ilişki yaşıyor.
Birlikte olduğu kadınlara aşık olmamaya gayret ediyor. Bunu da o kadınların negatif yanlarına odaklanarak yapıyormuş. “Onun eksik yanlarını, yeni pek iyi olmayan yanlarını düşünebildiğim kadarıyla bulup çıkararak listesini yapıyorum. Bunları içimden, sanki dua okur gibi, defalarca tekrarlıyor, böyle bir kadını haddinden çok sevmemem gerektiğini kendi kendime söylüyorum.”
Ama yine de aşık oluyor bir kadına. Kadın evli ve çocuklu. Yuvasını bozmak istemiyor ama Tokay ile de görüşmeye devam ediyor.
Ancak kadın bambaşka bir üçüncü erkek için hem kocasını hem Tokay’ı terk ediyor. Tokay bu duruma dayanamayıp yemeden içmeden kesilerek ölüyor.
Bağımsız organ diye adlandırılan şey kadınlardaki yalan söyleme yeteneği imiş. Kadının benliğinden farklı bir şeymiş yalanı söyleyen.
Şehrazad
Kadın, her sevişmede Binbir Gece Masallarındaki gibi masal anlatıyor.
Lise yıllarından bir anısını anlatıyor. Hoşlandığı çocuğun evine girermiş gizlice. Onun önce kurşun kalemini çalmış. Karşılığında kendinden bir iz olsun diye tamponunu bırakmış.
Sonra bir daha girmiş eve. Çocuğun bir rozetini almış. Karşılığında kendinden iz olarak üç tel saçını bırakmış. Sonraki gidişinde tişörtünü almış oğlanın. Karşılığında ona eş değer bir şeyi yok diye bir şey bırakmamış.
Oğlanın annesi anlamış olacak ki evin kilidini değiştirmiş, kız da artık eve giremez olmuş. İyi de olmuş, böylece zamanla oğlanı unutmuş.
Kino
Kino, karısının aldattığını öğrenmiş, işinden istifa etmiş, bar açmış.
Karısı sonra ondan özür diliyor. Başta pek incinmediğini sanan Kino biraz düşününce gayet de incindiğini, üzüldüğünü fark ediyor.
Aşık Samsa
Kafka’nın Dönüşüm’ünde Gregor Samsa bir sabah devcileyin bir böcek olarak uyanıyor ya.
Bu hikayede de bir böcek bir sabah Gregor Samsa olarak uyanıyor. Haha.
İnsan bedenini zayıf, çirkin, savunmasız buluyor. Kuşlardan korkuyor. Dışarıdaki insanlara bakıp giyinmesi gerektiğini fark ediyor. Ama neyi nasıl giyeceğini bilemiyor.
Eve bir çilingir geliyor. Samsa’nın anne babası çağırmış. Evdeki kapılardan birinin kilidi bozulmuş çünkü. Gelen çilingirci kambur bir genç kadın. Samsa onu görünce şeyi kalkıyor, anlamıyor niye öyle olduğunu. Ahah. Kadına onu tekrar görüp göremeyeceğini soruyor. Kadın hoşlanıyor Samsa’dan, onun biraz aklı kıt olduğunu düşünüyor sadece. Kadın gittikten sonra Samsa insan olmaya alışmaya çalışıyor.
Kadınsız Erkekler
İntihar eden kadının kocası kadının eski erkek arkadaşını arayıp haber veriyor. Eski erkek arkadaş da bu işe bir anlam veremiyor. Hem kadının intihar etmesine hem de adamın kendisini aramasına. Adamın nereden haberi olmuş ki kendisinden.
Bunları düşüne düşüne geçiyor bu hikaye.
*
Sevmiyorum hikaye. İçim şişiyor. Sıkılıyorum. Kısa kısa öyküler, dişimin kovuğunu doldurmuyor. Ama yine de okuyorum. Hem merak hem de yer yer keyif veriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder