3 Nisan 2016 Pazar

DENİZ'İN DİBİ



DENİZ'İN DİBİ

Deniz Seki

2016

İnkılap Yayınevi

224 sayfa


Deniz Seki'nin tam olarak neyle, nasıl suçlandığını bilmiyorum. Basından ara sıra okuduğum kadarıyla bilgim var.

Hukuki süreci ilgimi çekmedi açıkçası.

Bu kitap da ilgimi çekmiyordu, ta ki şu tiviti görene kadar:





Bağlantısı verilen haberi okumadım. 

Kitapçıda kitaba denk gelince suç isnadı içeren ne yazmış olabilir, kendim bulayım diye merak edip aldım.

Haksız yere içeride bulunduğundan yakınıyor. Ama bunu tevekkülle karşılamaya çalışıyor. İçerideki zamanını iyi değerlendirme gayretinde. Bu gayret çerçevesinde dualar, Mesnevi, tasavvuf... bu tür şeylere ilgi duymaya başlamış. Hayatının anlamını ve orada olma sebebini sorgulamış.

Kitap bitince "Eeee suça konu kısım neresi?" diye düşündüm, bulamadım.

Biraz zorlayarak, acaba "Topraksız Zincirlikuyu" dediği cezaevi uygulamaları hakkında yazdıklarından ötürü mü diye düşündüm. 

Cezaevinde kitapların, mektupların önceden okunup sahibine verilmesi, hediye edilen saatlerin içinin açılarak kontrol edilmesi ve bu yüzden bozulması gibi uygulamaları "saçma" diye değerlendirmiş. Buna mı kızdılar acaba, dedim. (Ay böyle yazdım ama inşallah eşeğin aklına su kaçırmıyorumdur şu an. Yok zaten saçma dememiş, madem öyle, uyucağız, el mecbur demiş, saygı da duymuş yani) 

Sonra tivitteki daha önce okumadığım haberi okudum. Mevzu şuymuş:

"Uyuşturucu ticaretinden aldığı 6 yıl 3 aylık hapis cezası nedeniyle Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde hükümlü bulunan Deniz Seki ile aynı cezaevinde kalan bir mahkum, Seki’nin yazdığı kitapta kendisi ile ilgili bilgileri ifşa ettiği gerekçesi ile şikayetçi oldu."

Hiç aklıma gelmemişti.

Evet, hapishanedeki arkadaşlarından bahsetmiş Seki. Hangi suçtan içeride olduklarını, beraber günlerini nasıl geçirdiklerini...vs. Ama çok da anlatmamış. Esasen kitabın geneli kendi ruh ve duygu durumu ile ilgili. Başkaları sadece figüran.

Bahsi geçen şikayetçiyi ve diğer bazı suçlardan içeri girenleri Deniz Seki en fazla yadırgıyor ve kınıyor. 

*

Şöyle ironik bir kısım var, Deniz Seki Adli Tıp'a götürülürken radyoda "İyisin tabi", "Hayat Sadece İki Bilet" gibi şarkılarına denk geliyor. O da bu duruma gülüyor.

*

Deniz Seki'nin avukatı üniversitede Ceza Hukuku hocamdı. Onun söylediği bazı laflar etkilemiş Deniz Seki'yi. 

Mesela;

"Bir kişinin cezaevi hayatı aslında insanın kendi cenaze törenini izlemesi gibidir. Kim senin için ne kadar üzülüyor, kim cenazene geliyor, hepsini bu dünyadayken görürsün." sf.69

Bir de herhalde bütün hukuk öğrencilerinin bildiği meşhur laf:

"Suçluyu kazıyın altından insan çıkar."

4 yorum:

  1. Ben bu kitabı gördüm ama hiç okuma isteği uyandırmamıştı açıkçası. Belkide çok hayranı olduğum bir sanatçı olmamasından da kaynaklanıyor olabilir :)

    YanıtlaSil
  2. Benim de ilgimi çekmedi ilkin. Sadece suçlamayı gerektiren bir husus olup olmadığını merak edip okudum.

    YanıtlaSil
  3. Yer yer D&R'lara gittiğimde parça parça okudum, hatta orda bitti bile diyebilirim ))

    YanıtlaSil