15 Ekim 2023 Pazar

ÇİNGENELER

 

ÇİNGENELER

Osman Cemal Kaygılı

1939

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

1.Basım - Mayıs 2022

316 sayfa


Yazar, gerçekten çingenelerin arasında yaşamış bir süre. Gözlemlerini yazmış ve önce gazetede yayımlanmış. Sonra kitap olmuş. Kitabın sonunda fotoğraflar da var.

*

Romanın baş karakteri İrfan. Müzik tutkunu.

Bir gün bir ninni duyuyor. Söyleyen çingene bir kadın olan Nazlı. Daha sonra Nazlı’yı aramaya koyuluyor. Aslında isteği bu sesi ve ninniyi tekrar duyabilmek. Ama o Nazlı’yı ararken herkes onun bir çingene kıza sevdalandığını düşünüyor. Kendisi bunu şiddetle reddediyor. Derdinin müzik olduğunu söylüyor.

Araya araya sonunda Nazlı’yı buluyor. Hatta onu evinde bir süre misafir ediyor. Ama Nazlı, şehir hayatından sıkılıp yine bildiği yerlere, çadırlarına dönüyor.

İrfan çingenelerle musiki alemlerinde takılıyor. Bu insanlardaki müzik yeteneğine hayran kalıyor. Bu esnada Neyzen Tevfik ile bile tanışıyor. Ney yerine flüt çalsaydı ve düzenli bir hayatı olsaydı dünyaca ünlü olacağını söylüyor.

Bu çingenelerden, özellikle Etem’den, bıkıp başka bir çingene alemine dalıyor. Reha Beyler ile tanışıyor. Bu alem içkili ve daha taşkın. Bundan da zamanla sıkılıyor.

Nazlı’dan sonra bir başka çingene olan Emine ile gönül ilişkisi yaşıyor. Ama Emine’yi seven Feridun, İrfan’ın peşine düşüyor. Kavgalar oluyor.

Annesi üzülüyor İrfan’a bu çingenelerle takılıyor, hazır para yiyor, çalışmıyor diye.

Bir zaman sonra çingenelerden uzaklaşıyor İrfan.

Onlardan edindiği izlenimlerle Çingeneler adlı opera hazırlamaya çalışıyor.

Emine, İrfan’a aşkından deli divane oluyor. İrfan acıyor haline. Feridun’u yatıştırıp Emine ile evlenmeye karar veriyor.

Ama Feridun bıçak çekiyor İrfan’a. İrfan da Feridun’un kafasına sandalye indiriyor. Feridun ölüyor. İrfan hapse giriyor. On iki buçuk yıl hapis yatıyor. Çıkıyor. Annesi ölmüş. Evi alacaklılar tarafından satılmış. Çingenelerden kimse yok yanında. Etem sarhoş şekilde havuza girmiş, boğulup ölmüş. Nazlı tımarhanede ölmüş. Emine’nin üç çocuğu olmuş.

İrfan Çingenelerle keman çalıp para kazanmaya çalışıyor.

Bir gün eşki dostlarını görüyor. Onlara tüm bu hikayenin yazılı olduğu hatıra defterini veriyor.

Sonra da İrfan’ın sokakta öldüğü haberi geliyor.

*

Kitaptan öğreniyoruz ki o yıllarda İstanbul’un bugün kalabalıklığı ile bildiğimiz yerleri tenhaymış, çingeneler oralarda çadır kurarmış.


Örneğin Vidos Köyü. İstanbul Güngören ilçesinin eski adıymış.

*

Kitapta “Çingenece” diye ayrı bir lisandan da bahsediliyor. Farsça, Rumca, İngilizce, Fransızca karışıkça bir dil.

Örneğin Çingenece sayılar:

1- Yek
2- Tuy
3- Tirin
4- İştar
5- Panç
6- Şov
7- Efta
8- Ohto
9- Enya
10- Deş

Sf.126

*

İrfan’a çok sırnaşan Etem adlı laf cambazı bir çingene var. Onun ettiği bir dua var, çok komik:


"Abe Allahım, duyarsın ahım! Çoktur günahım!
Ayakta pabuç, başta külahım!
Açtım elimi, kırdım belimi, tuttum dilimi!
Ziytin tanesi, ekmek dilimi!
Yüreğim sızlar, kulağım vızlar, okur hafızlar!
Bayılır buna, çadırda kızlar!
Kusurum çoktur, mangizim yoktur!
Halim bom…tur!
Ben aç gezerim, İrfan Bey toktur!
Çektim çok acı, sen bana acı!
Etem duacı, olmuştur şinci mübarek hacı!
Amin, amin, amin, Veledi Ali amin!"


Sf.197

*

Çingenelerin laf dalaşına da çokça örnek var kitapta:

-Hay çarpsın seni evliyalar!
-Evliyalar çarparsa beni, sana neyim kalacak?
-Ensenin kılları kalacak!
-Ensemin kılları yüzüne peçe olsun!
-Benim yüzüm de senin ağzına keçe olsun!


Sf.164

Hacivat Karagöz gibi.


*

Eğlenceli bir roman. İnsanların gerçekliği ve eski İstanbul’un şekli şemali için güzel bir eser.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder