23 Ekim 2023 Pazartesi

GEÇMİŞE YOLCULUK

 

GEÇMİŞE YOLCULUK

(Die Reise In Die Vergangenheit)

Stefan Zweig

1976

Almanca Aslından Çeviren: Regaip Minareci

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

14.Basım - Mart 2023

52 sayfa

Bir yasak aşk hikayesi.

Evli kadın – bekar erkek.

Sonra kadının kocası ölüyor.

Ama o arada bekar erkek evlenmiş oluyor.

Bu defa

Bekar kadın – evli erkek.

*

Ludwig, kimyacı bir genç adam. Yoksulluktan gelmiş. Kendisini iyi yetiştirmiş. İyi bir müdürü var. Müdürünün özel asistanı oluyor ve müdürün karısına aşık oluyor.

Geçmişte insanların kendisine hor davrandığını, küçümsediğini düşünen Ludwig, bu özel asistanlık teklifini başta reddediyor. Yine birilerinin karşısında boyun eğmek istemiyor. Ama müdür de karısı da ona korktuğu gibi davranmıyor. Tam da bundan etkileniyor aslında Ludwig.

Müdürün karısına aşık oluyor ama bu aşkı içinde yaşıyor. Dışarıya yansıttığı herhangi bir durum yok.

Ama bir gün müdür, iş için Meksika’ya yolluyor Ludwig’i. İki yıllığına Meksika’ya gitmesi lazım. İşte o zaman Ludwig, müdürün karısından da ayrılacağı için üzülüyor ve gitmeden önce kadına bir hamle yapıyor. Kadın da karşılık veriyor ama sonra durduruyor. Şimdi olmaz, döndüğünde, diyor.

Ludwig, Meksika’ya gidiyor. Kadınla mektuplaşıyorlar. Ama iki yılın dolmasına az zaman kala savaş çıkıyor ve dönemiyor. Mektuplar da kesiliyor. Ludwig kadını unutuyor. Orada evlenip iki çocuk yapıyor.

Beş yıl sonra savaş bitince Ludwig’in aklına bu kadın geliyor. Ona tüm beş yılını anlatan bir mektup yazıyor. Kadın da ona cevap yazıyor. Kocası savaşta ölmüş. Ludwig’e de evliliğinde mutluluklar diliyor.

Yeniden mektuplaşmaya başlıyorlar.

Adamın bir gün Almanya’ya işi düşüyor. Gitmişken kadının evine de gidiyor. Kadının yıllar önce verdiği sözü hatırlatıyor. Döndüğünde, demişti kadın.

Kadın hatırlıyor verdiği sözü ama kendisini yaşlı buluyor artık. Pek istekli davranmıyor o yüzden.

Ludwig çıkıyor evden ama aklında kadın. Sonra geri dönüyor kadına ve başka bir şehre gitmeyi teklif ediyor. Beraber trenle gidiyorlar.

İndikleri şehirde nereye gideceklerini bilmiyorlar. Rastgele bir otele giriyorlar. Ama odayı sevmiyorlar, oraya uygun olmadıklarını düşünüp dışarı çıkıyorlar.

Dışarıda yürüyüş yaparlarken Ludwig, gölgelerini görüyor ve anlıyor ki ne kendisi eski Ludwig, ne de kadın o zamanlardaki kadın. Anılara tutunup yabancılaşmışlar.

Ludwig bunları fark ediyor, kadının, neyin var, sorusuna hiç diyor ve son.

*

Çok arabesk buluyorum böyle aşk hikayelerini.

Bir de tarafları çok salak buluyorum. Başka birine aşıkken evlenmek, hadi evlendin çocuk yapmak… Müthiş akılsızca bir hareket.

Bunun yapıldığı bir başka hikaye için

Bkz: ÖlmüşBir Kadının Evrak-ı Metrukesi

Aynı halt bu kitapta da var. İnsanlar hayatı kendilerine zorlaştırmak için her şeyi yapıyor. Sadece kendi hayatlarını zorlaştırsalar, bir de başkalarına kıyıyorlar. Hadi yetişkinler arasında kalsa bu kıyım, yine mesele değil, ama bir de çocuk yapmaları yok mu?.. Aptallar.

*

Bu hikayeyi yazar 1920’lerde yazmış ama ölümünden (1942) çok sonra ortaya çıkmış. Taa 1970’lerde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder