TANRI OLMAK İSTEYEN OTOBÜS ŞOFÖRÜ
(The Bus Driver Who Wanted to be God)
Etgar Keret
2004
Çeviren: Avi Pardo
Siren Yayınları
Beşinci Baskı: Eylül 2012
116 sayfa
Hikaye kitapları bende Instagram hikayesi izliyormuşum hissi uyandırıyor. Kısa kısa hikayeler. Kimisi en heyecanlı yerinde bitiyor. Çok keyif almıyorum yani. Bundan da çok keyif almadım. Az keyif aldım.
Kitabın adı ilgi çekici. Aynı adlı öykü de güzel. Ama dediğim gibi, öykülerin tadı damağımda kalıyor. Doyum sağlamıyor. Roman öyle mi? Ohhhh, okuyorum doyuyorum.
Yazar İsrailli. O yüzden hikayelerde İsrail, Yahudilik, soykırım anısı vb var bolca.
Kitaptaki öyküleri genel olarak komik buldum ben. İlginç komik, nasıl denir, fantastik komik mi? Değişik komik. Evvela ilginç, sonra komik. İçten içe de üzücü komik. Nasıl da anlatabilmek için kıvranıyor, ama anlatamıyorum.
İşte kitaptaki hikayeler:
1- Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü
2- Goodman
3- Duvardaki Delik
4- Cehennemden Bir Hatıra
5- Rahim
6- Domuzu Kırmak
7- Emniyet Mandalı Açık
8- Uçan Santiniler
9- Korbi’nin Sevgilisi
10- Ayakkabılar
11- Kissinger’i Özlemek
12- Rabin Öldü
13- İlkoğul Belası
14- Siren
15- İyi Niyet
16- Katzenstein
17- Alon Şemeş’in Esrarengiz Kayboluşu
18- Son Bir Öykü ve Tamam
19- Jetlag
20- Mossad Şefi’nin Oğlu
21- Borular
22- Kneller’in Mutlu Kampı
Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü
Otobüse yetişmeye çalışanlara, geç gelenlere kapıyı açmayan bir otobüs şoförü. Prensip meselesi yapmış bunu. Otobüse geç kalıp koşturan insanı beklerse otobüse vaktinde gelmiş insanların hakkını gasp edeceğini düşünüyor.
Eddie de otobüse sürekli geç kalan bir genç. Restoranda çalışıyor. Bir gün yine geç kalmış otobüse. Ama otobüs kırmızı ışıktayken yakalıyor.
Şoför bu defa açıyor kapıyı. Eskiden tanrı olmayı isteyen bu şoför eğer tanrı olursa kullarına müşfik davranacağına söz vermiş. Bu sözünü hatırlıyor ve kapıyı açıyor.
Eddie’nin bu defa otobüse yetişmeye çalışması iş gitme telaşından değil. Yeni tanıştığı bir kızla buluşmaya gidiyordu. Otobüs şoförü sağ olsun, ona kapıyı açtı, otobüse yetişti, buluşma yerine vaktinde ulaştı ama… Ama kız gelmedi… Çünkü kızın erkek arkadaşı varmış, Eddie’ye bunu söyleyemeyip onu ekmeyi tercih etmiş.
Dönüşünde de otobüs Eddie'yi bekliyor. Bu da teselli armağanı ona.
Goodman
Goodman adlı adam bir rahiple karısını öldürmüş. İdama mahkum ediliyor.
Goodman’in lise arkadaşı televizyondan izliyor bu haberi. Sonra onu görmeye
gidiyor infaz edilmeden önce. O arada onunla olan eski zamanlarını gözden
geçiriyor.
Duvardaki Delik
Sokakta eskiden ATM makinesinin olduğu duvarda makine sökülünce boşluk oluşmuş. O boşluğa dileğini söyleyince gerçekleşeceğine inanan Udi, kendisiyle arkadaşlık edecek bir melek dilemiş. Melek gelmiş, ama melek pek de yardımsever değilmiş. Üstelik yalancıymış, bir sürü yalan hikaye anlatırmış.
Udi bir gün ondan uçmasını istemiş. Melek başkaları görür diye geri
çevirmiş. Udi onu çatıdan aşağı itmiş. Patates çuvalı gibi yere düşmüş melek.
Cehennemden Bir Hatıra
Bu hikayede Özbekistan’da bir kasabadan bahsediliyor. “Özbekistan gibi allahın terk ettiği bir yer” diye geçiyor kitapta burası.
Cehennemin dibine kurulan kasaba cehennemden gelen turistlerle geçiniyormuş. Cehennem insanları yüz yılda bir yeryüzüne çıktıklarından bir kişiyi iki kez görmek mümkün değilmiş.
Anna burada bir dükkan işletiyor. Dükkana gelen birine aşık oluyor. Onu ikinci kez görüyor ama normalde ikinci kez görebilmesi mümkün değil. Bir daha görebilmeyi umuyor ama üçüncü kez göremiyor, çünkü cehennemin girişi kapatılmış artık. Turizmi bitirdiler bee!
Anna başkasıyla evleniyor, çoluk çocuğa karışıyor, çocuklara dükkana gelen
kükürt kokulu insanları anlatıp korkutuyor.
Rahim
Rahim kanseri olan kadının ameliyatla rahmi alınmış. Alınan rahmi o kadar güzelmiş ki müzeye konmuş.
Zamanla müze rahimle ilgilenmez olmuş. Günün birinde de rahim bir çevre
örgütü tarafından çalınmış, rahim esaret altında tutulamaz, doğaya salınmalı
denilerek.
Domuzu Kırmak
Kast edilen domuz bir kumbara.. “Sırtında bir yarık bulunan porselenden çirkin bir domuz” diye tarif ediliyor.
Çocuk oyuncak bebek istemiş, babası onun yerine kumbara almış. Biriktirsin kendisi alsın istediğini diye.
Birikiyor, doluyor kumbara. Çocuk da o arada duygusal bağ kuruyor kumbara
ile. Sonra babası gelip çekiçle kırmaya kalkınca çocuk domuzcuğu alıp tarlaya
götürüyor, özgür bırakıyor onu.
Emniyet Mandalı Açık
Askerlik anısı. İğrenç, çiğ.
Nöbet tutan İsrailli asker. Sivil bir Arap buna laf atıyor, ibne mibne orana korum, burana kosunlar, Hamas’ın selamı var…gibi şeyler söyleyerek kışkırtmaya çalışıyor. İsrailli asker, Arap’a tüfek doğrultmuşken diğer asker arkadaşları durduruyor onu. En sonunda da tekme tokat dövüyorlar Arap’ı. “Ya, Özel Tim götvereni, senin götüne kim koyacak şimdi?” diye diye dövüyorlar Arap’ı.
Uçan Santiniler
Sirke katılmaya özenen bir çocuk var. Çocuğun esnekliğini anlamak için dizlerini bükmeden ayak parmaklarına dokunmasını diyorlar. Çocuk bunu yapmaya çalışırken belini incitiyor. Sonra da diyorlar ki azıcık bükseydin dizini, n'olacak?
Korbi’nin Sevgilisi
Korbi mahallenin serserisi. Güzel sevgilisi Marina onu başkasıyla aldatıyor. Korbi de o başkasını dövüyor ve bir daha da onlara bulaşmıyor.
Korbi’den dayak yiyen adam, bu dayağa değmezdi diyor kıza bakıp.
Yahudi Soykırım müzesinde çocuklara Alman malı kullanmayın diyorlar. Alman mallarında öldürülen yahudilerin eti kemiği kanı var diyerek.
Çocuğa da ailesi Alman malı spor ayakkabı almış. Çocuk o ayakkabılarla futbol oynarken topa çok hızlı vurmuyor ki ayakkabının yapıldığını düşündüğü öldürülen yahudi dedesinin canı yanmasın. Sonra unutuyor, goller atıyor, ayakkabılarına bakıp ne güzel goldü değil mi diyor.
Kissinger’i Özlemek
Kız, sevgilisinin aşkını sınamak için beni seviyorsan annenin kalbini getir diyor. Oğlan gidiyor annesine, durumu anlatıyor, anne diyor tabii tabii ne demek, al kalbimi, benim yüzümden kavga etmeyin. Ama anne ayrıca diyor ki, sen de bana sevgini göstermek için sevgilinin kalbini getir.
İkisinin dediğini de yapıyor oğlan.
Rabin Öldü
Rabin kedi yavrusu. Bir motosiklet sürücüsü tarafından ezilmiş. Kediye bakan çocuklar da sürücüyü dövmüş.
İlkoğul Belası
Ölmek üzere olan bir çocuk var. Herkes onu öldü zannederken anne ölmediğini, uyuduğunu iddia ediyor. Gerçekten de çocuk ölmemiş. Baba ise bu duruma sevineceğine üzülüyor. Ölmedi, çünkü “O senin ilkoğlun değil.” diyor kadına. Ne mana?
Siren
Çocuk, bisiklet çalan sınıf arkadaşlarını şikayet ediyor. Sonra hırsız çocuklar ona ispiyonculuğun bedelini ödetmek üzere dövecekken şehitleri anma sireni çalıyor. Sirende herkes esas duruşa geçince ispiyoncu çocuk da kaçabiliyor.
İyi Niyet
Bu hikaye epey ilginç.
Kötü insanların ruh hastası olduğunu düşünürüz. Psikolojik tedavi görmeliler.
Peki ya iyi insanlar? Çok iyi insanlar?
Hikayede bir kiralık katil Nobel barış ödüllü birini öldürmesi için tutuluyor. Bu adam kiralık katile küçükken yetimhanede yardım etmiş biri. O yüzden katil, adamı öldüremiyor. Yanına gidip itiraf ediyor. Beni sizi öldürmem için tuttular ama ben bunu yapmayacağım diye.
Adam diyor ki biliyorum, ben tuttum seni.
Adam dünya iyisi. Ama bu iyiliğin hastalık olduğunu düşünüyor. Çünkü zor durumdaki insanları düşünmekten uyuyamıyor, yemek yiyemiyor. Hep birilerine yardım ediyor. Bunun da kötülük gibi bir hastalık olduğunu düşünüyor. Ölmek istiyor. Kendisini öldürsünler diye kiralık katiller tutuyor. Ama bu kiralık katiller de bir şekilde ondan iyilik görmüş insanlar olduğu için öldüremiyorlar.
İlginçmiş değil mi?
Katzenstein
Adamı çocukluğundan beri Katzenstein adlı bir çocukla kıyaslıyorlarmış. Tam büyüyüp artık bu kıyastan kurtulduğunu düşünen adam Katzenstein ile aynı uçağa denk geliyor. Adam onu tekrar görmeye dayanamayıp havalanmış uçağın kapısını açıp atlıyor. Halbuki o atladıktan on beş dakika sonra uçak bir arıza nedeniyle yere çakılıyor.
Alon Şemeş’in Esrarengiz Kayboluşu
Şemeş adlı öğrenci hasta olduğu gerekçesiyle okula gelmiyor. Öğretmen başka bir öğrenciyi Şemes'in evine gönderiyor, günün ödevini götürsün diye. Daha sonra o ödev götüren çocuk da okula gelmez oluyor. Ona ödev götüren çocuk da. En sonunda öğretmen gidiyor ne olduğunu anlamak için. Sonra öğretmenden de bir daha haber alınamıyor.
Jetlag
Uçaktaki uyarıları kimsenin dinlememesi nedeniyle bir karar alınmış. Buna göre iki yılda bir uçak düşecek ve insanlar bundan sonda uyarıları daha dikkatle dinleyecekmiş.
Mossad Şefi’nin Oğlu
Mossad şefi, görevini ailesinden bile gizler, akşam işten gelince “Ne gündü, hiç sormayın” dermiş. Oğlu da onun gibi oluyor, okulda birtakım olaylara karışıyor, eve gelince “Ne gündü, hiç sormayın” diyor.
Borular
Yaptığı kıvrımlı boruların bir ucundan soktuğu misketlerin diğer uçtan çıkmadığını fark eden adam kendi boyutlarında bir boru yapıyor. Böylece içine girip misketler gibi kaybolacak.
Yaptığı borunun içine giriyor ve hop cennete ulaşıyor. Misketleri de orada. Ama misketlerle oynamaktan gına gelmiş oradaki herkese. Kendi yolunu bulup oraya gidecek insanlardan ricası iskambil kağıdı getirmeleri.
İntihar edenler öbür dünyaya gelmiş. Ancak geldikleri öbür dünya da önceki dünyadan pek farklı değil.
İntihar edip buraya gelen adam, sevgilisinin de intihar ettiğini öğrenince onu arıyor. Bu arayışta tanıştığı bir kadın var. Yanlışlıkla aşırı doz uyuşturucu alıp ölmüş. İntihar etmediğini, buraya yanlışlıkla geldiğini, o yüzden bir yetkiliyle görüşmek istediğini söylüyor kadın.
Bu hikayenin çok da şahane güzel bir filmi var.
Bkz: Wristcutters: A Love Story (Bilek Kesenler: Bir Aşk Hikayesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder