ABD’nin bugün bildiğimiz anlamda ABD olma serüveninin
başlangıcı var romanda. Yıl 1920. Üretim var, satış var, kişisel gelişim
furyası (İnsanları ikna kabiliyeti kazanma, kısa sürede para kazanma, hitabet
kursları… ) doğuyor.
George F. Babitt, Zenith şehrinde bir emlakçı. Ah, pardon.
Emlak komisyoncusu. Kendisine böyle söylenmesini istiyor. Emlak
komisyoncularının bir ülkenin gelişiminde çok önemli olduğunu anlatıyor.
Ted kız arkadaşıyla aniden evleniyor. Herkes onlara karşı
çıkıyor. Babbitt oğlunun arkasında duruyor. Hatta onun üniversite okumak
istemeyip tamirci olmak istemesine de destek veriyor.
*
Romanı sevdim. Çok güzel bir anlatı. Babbitt’in
sorgulamaları ve memnuniyetsizliği bana yersiz göründü ama kendi içinde
anlaşılabilir.
Karısı aslında daha sıkıntılı bir durumda. Nitekim bunu bir
iki kere dile getiriyor. Kadın kendisini işe yaramaz görüyor. Kimsenin bana
ihtiyacı yok, olmasam da olur, hep aynı yerlere gidiyor, aynı insanlarla
konuşuyorum… vb. Gerçekten kadınlar için içsel anlamda zor yıllar. Kendini
bulamamak, kendini keşfedememek, aynı döngünün içinde bir ömrün geçmesi…
Bu şartlarda Babbitt’in tavrı biraz şımarıkça bile
gözüküyor. Hatta bir yerde iyice şımarık. Kadın apandisit ameliyatına
götürülüyor ambulansla. Babbitt de ambulansta karısının yanında. Ambulansın
içinde radyatör varmış, Babbitt elini ona sürmüş ve eli hafif yanmış. Kadın
apandisit acısından kıvranırken Babbitt de elim yandı üff diye üzülüyor, kadın
onu teselli etmeye çalışıyor.
*
Abd’nin gelişimi de gözler önüne seriliyor kitapta. Her
yerde bir şeyler üreten ve satan birileri var. İnanılmaz. 1920’lerde Türkiye
ile kıyaslayınca insanın tadı kaçıyor. Hatta bugünle de.
Bir de ideolojik kutuplaşmalar var. İş çevresinde olmak için sosyalistleri ve liberalleri dışlamak gerekiyor. Onlardan yana tavır alan ya da onları destekleyen sözler eden ocak dışı ilan ediliyor. Babbitt bu konuda aslında açık fikirli. Örneğin grev yapan işçilerin grevlerinin şiddetle bastırılmasını doğru bulmuyor. Onlar da insan, fikirlerini kimseye zarar vermeden dile getirebilirler diyor ama bu sözleri hoş karşılanmıyor. Sözlerinin hoş karşılanmadığını anlayınca ustaca yön değiştiriyor Babbitt. Bu anlamda gerçekten iyi bir konuşmacı, insanları etkileyebiliyor. Ha beni etkilemez, bence boş konuşuyor, ama neticede iş yaşamındaki tecrübesine saygı duyarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder