ERKEKLER MARS’TAN KADINLAR VENÜS’TEN
(Men Are From Mars Women Are From Venus)
John Gray
1992
Türkçesi: Gülden Şen
Altın Kitaplar Yayınevi
32.Basım – Şubat 2020
288 sayfa
Erkekler ve kadınların farklı olduğunu anlatan ve bu farklılığa anlayışla yaklaşmamız için başka gezegenlerden gelmişiz gibi düşünmemizi isteyen bir kitap.
Erkekler şöyledir kadınlar böyledir
genellemeleri bana pek sıcak gelmiyor ama neyse...
*
Kitapta erkekler her olumlu hareketlerinin
ardından takdir bekleyen insanlar olarak resmedilmiş. Hep aferin bekliyorlar.
Sofrayı mı topladın? Aferin. A-aaa bulaşıkları mı yıkadın sen? Bravo. Çocuğu
parka mı çıkardın? Mükemmelsin. Gelirken süt mü aldın? Alkış!
Erkeklerin sevildiğini anlama şekli
buymuş. Takdir edildikçe sevildiklerini anlıyorlarmış ve daha çok takdir
edilmek için de daha çok iyi şeyler yapma istekleri oluyormuş. Kahraman olma
isteği bir çeşit.
Erkeklerden bir şey yapmalarını isterken
de “yapabilir misin?” diye sormak itici geliyormuş onlara. “Yapar mısın?” demek
daha yerindeymiş. Yapabilir misin, edebilir misin… gibi kalıplardan güvensizlik hissi
alıyorlarmış. Bu da onlara itici geliyormuş. Kadının kendisine güvenmesinden
(Yaparsın aşkım! Halledersin aşkım!) sevildiği hissini alıyorlarmış. Eleştirildiklerinde
de kadının kendisine güvenmediği hissi aldıkları için sevilmedikleri zannına kapılıyorlarmış.
Ayrıca diyelim ki yapar mısın diye sorduk,
hayır dedi. Bunu sessizlikle karşılamalıymışız. Hayır deme hakkı olduğunu ve
hayır dediğinde kendisine gücenilmediğini gördükçe bir dahaki istekleri yerine
getirmek için daha hevesli olurlarmış. Çünkü kadının isteğine hayır der ve
kadın da dırdır ederse bu isteği baskı altında yerine getirdiği hissine kapılırmış,
bu da onu itermiş. Baskı altında değil, kendi rızasıyla kadının isteklerini yerine
getirmek istermiş.
İsteklerin net şekilde dile getirilmesi de
önemliymiş. Kadınların ben söylemeyeyim, o anlasın arzusu işe yaramazmış, çünkü
anlamazlarmış. Bu noktada yazar Marslı-Venüslü ayırımını hatırlatıyor.
*
Yazara göre kadın-erkek arasındaki ayırımı
anlamak için erkeklerin Mars’ta, kadınların Venüs’te yetiştiğini düşünmek, bir
gün Dünyada bir araya geldiklerini varsaymak gerekirmiş. Böylece aynı dili
konuşmadığımız, o yüzden birbirimize anlayışlı olmamız gerekirmiş.
*
Kadınlara nasıl davranılması ve
davranılmaması gerektiği konusunda erkeklere verdiği tavsiye kadınları dinlemek
gerektiği.
Kadın bir sıkıntısını anlattığında erkeğin
hemen o sıkıntıya bir çözüm sunması kadınlara itici gelirmiş. Kadın sadece
anlatıp rahatlamak ve karşısındaki kişinin de kendisini dinleyerek duygularına
ortak olmasını istermiş. Ona çözüm önerileri sunulduğunda kadın karşısındakinin
kendisini dinlemediğini, kendisiyle ilgilenmediğini düşünürmüş. Özellikle
erkeklerin takma kafana, sıkma canını, amma büyütüyorsun tarzı söylemleri iyice
kendilerini kötü hissettirirmiş. Yazar burada erkeklere aklınıza geleni tutun,
söylemeyin, kadın anlatsın, rahatlasın, sonra gerekirse söylersiniz diyor.
*
Erkeklerin zaman zaman kendi iç
dünyalarına gitmek isteyebileceklerini, böyle zamanlarda onları rahat bırakmak gerektiğini
öğütlüyor. Yazarın “mağara” diye adlandırdığı bu iç dünyasında kadınla
görüşmek, konuşmak istemeyen erkek bir süre sonra sanki hiç gitmemiş gibi
sevecenlikle geri dönermiş. Burada kadınların anlayışlı olmasını söylüyor. Eğer
erkek bu mağaraya gidemez, gittiğinde de rahat bırakılmazsa kendisini baskı
altında hissedip soğurmuş. Kadınlar erkeklerin bu gidişlerini bir sevgisizlik
olarak görmemeliymiş.
Kadının iç dünyasına çekilmesi ile ilgili
de benzer öğütlerde bulunup kadının iç dünyasını da “kuyu” diye adlandırıyor.
*
Yazar kendisine gelen danışanlardan da
örnekler veriyor. Uzun yıllardır evli olup boşanmanın eşiğindeki insanlar bu ve
bunun gibi tavsiyelerle evliliklerini mutlu bir şekilde sürdürmüşler.
Uzun yıllar evli olup da birbirinin huyunu
suyunu anlamamak mümkün mü gerçekten?
Gerçi burada yazar şu örneği veriyor ki
haklı bence. Kadın erkeğe bir derdini anlatıyor. Erkek ya şöyle yap, böyle yap diye
tavsiyesini verip gidiyor. Kadın bu durumda duyguları paylaşılmadığı için
kendisini kötü hissediyor.
Ya da erkek bunda üzülecek ne var diyor,
kadın da sorunun kendisinde olduğu hissine kapılıyor, yine kendini kötü
hissediyor.
Bunun ardından kadın bir daha bir derdini erkeğe
anlatmamaya karar veriyor. Çünkü erkekten aldığı yanıtlar onu sessizliğe
itiyor. Ona anlatmadıkça da içinde birikiyor. Ve evet, bir gün birikenler
volkanik bir etkiyle patlıyor.
Bu noktada yazarın anlattıkları belki işe
yarayabilir. İletişimi kesmemek, anlayacağı dilden konuşmak.
Ben kadın olarak okuduğum için sanki bana
yükleniliyormuş, kadın hep alttan alsın, suyuna gitsin isteniyormuş gibi bir
önyargıyla okudum ama aslında yazar eşit davranmaya çalışmış. Erkeklere de eş
düzeyde ödev yüklemiş.
Bir parça anlayabiliyorum. Herkesin
sevgisini gösterme ve sevildiğini anlama şekli farklı olabilir. Anne
babalarımızdan, bizi büyütenlerden ne gördüysek, ne öğrendiysek onları
sürdürüyoruz bir ömür. Üstüne kendi kendimizi yetiştirmemizden de bir şeyler
katıyoruz. Sonra bambaşka koşullarda yetişmiş bir insandan bizi anlamasını ve
sevmesini istiyoruz.
Karşılıklı anlayış ve çaba ile olursa
olur, olmazsa da olmaz be amaaan.
Bu konularda;
bkz: Beş Sevgi Dili
bkz: Erkek Beyni
bkz: Kadınlar Ne İster
Burada güzel makaleleriniz var! Burada ev satın almak veya diğer finansman ihtiyaçlarını karşılamak için% 2 oranında kredi arayan biri varsa, 247officedept@gmail.com adresinden Bay Benjamin ile ayrıca Whats-App + 1-989-394-3740 üzerinden iletişime geçmenizi istiyorum. Bay Benjamin, pazara ilk alıcı olarak giriyordum. Doğal olarak ihtiyaçlarım biraz farklıydı ve bir sürü sorum vardı. Bana ön onay mektubumu göndermeden önce, ne anlama geldiği ve nelerin değişebileceği konusunda benimle konuşmak için aradı. Kendisini hemen hemen her saatte e-posta ve kısa mesaj yoluyla bana sundu. Çok duyarlı ve bilgiliydi. Aynı zamanda çok açık sözlü. Kapanış saati ve diğer detaylarla ilgili beklentilerimin neler olduğunu kendisine anlattım. Bu beklentileri karşılayacağını söyledi ama onları aştı. O kadar çabuk kapattım ki emlakçım ve satıcı elbette bu konuda heyecanlandı. Ancak bir alıcı olarak Benjamin'in kredi teklifi sürecinden geçmekten memnuniyet duydum. Ön onaydan kapanışa kadar yolculuk o kadar sorunsuz geçti ve kendimi şanslı sayıyorum çünkü korku hikayeleri duydum. Kredi arayan herkese tavsiye ederim. Her şey elektronik olarak amaca uygun ve güvenli bir şekilde ele alındı
YanıtlaSil