KAYIP HAYALLER KİTABI
Hasan Ali Toptaş
1996
Adam Yayınları
1.Basım – Kasım 1999
183 sayfa
Çok üzülüyorum ben moron adamlar yüzünden
hayatı mahvolan kadınlara ve çocuklara.
Kitapta da bir sürü moron adam var.
İlk moron Ali.
Ali Kevser’i seviyor. Kevser de Ali’yi
seviyor. Aileler de bu iki gencin evlenmesine prensipte onay veriyor. Ama
Kevser’in babası da moron. Yok hasat bitsin ondan sonra evlenirler, hasat
bitiyor, şu tarla işi bitsin ondan sonra, o tarla işi bitiyor başka iş çıkıyor
o da bitsin ondan sonra… diye diye bir türlü bitmiyor bu işler.
Sonra da Ali'nin babası işi inada bindiriyor. O da uzattıkça uzatıyor.
Kevsercik bir şey diyemiyor. Çünkü
kadınların söz hakkı yok böyle köy kasaba ortamlarında, biliyorsunuz.
Burada Ali’ye iş düşüyor. Kararlı davranıp
Kevser’in babasının karşısına çıkmalı. Ya da “kaçırmak” Normal şartlarda tabii
ki tasvip edilecek bir şey değil ama burada gençler birbirini seviyor, ailelerin
bok yemesi yüzünden kavuşamıyorsa o zaman evet, kaçsınlar beraber, ikisinin de gönlü var.
Ama Ali pısırık mı pısırık. Gece yatakta
kendi kendini yiyor kaçırsam kaçırmasam ne yapsam ne etsem, neticede bir halt
yapamıyor.
Kevser’i seven başka bir genç adam daha
var, Ali’nin arkadaşı, ama arkadaşının aşkı olduğu için bir şey yapamıyor.
Ve bir gün bir yabancı adam gelip Kevser’i
kaçırıyor. Alıyor ve götürüyor zorla.
İyi mi oldu şimdi mallar? Bu adamlara
moron derken haksız mıyım?
Neticede Kevser deliriyor.
Ali de, Kevser’i seven diğer arkadaşı da
evlenip çoluğa çocuğa karışıyor.
*
Ali ölüyor ama pısırık ve moron genleri
çocuğuna geçiyor.
Hicabi, Ali’nin oğlu. Duvar ustası ama
kendi evinin duvarı çöküyor. Karısı Elif de evlerini düzeltmelerini istiyor.
Başkalarının evine gösterdiği özeni kendi evine de göstermesini istiyor. Sen misin
isteyen? Dövüyor kadını. Bir ara gaza gelip evi yapacağından bahsediyor, hatta
yapacağı evin ayrıntılarını da anlatıyor konu komşuya. Ama bir türlü eyleme
girişmiyor. Sorduklarında tersliyor ve zamanla içine kapanıyor. Salt içine
kapansa gene iyi, karısını dövüp dövüp içine kapanıyor. Alacaklılar kapıya
dayanıyor. Kadıncağız onlarla muhatap olmak, yalan söylemek zorunda kalıyor.
Kadın, en azından çocukları Hasan bu
cehennem ortamından kurtulsun diye Hasan’ı dayısının evine gönderiyor. Ama
orası da başka türlü cehennem.
Hasan’ın dayısı da zamanında yengesini çok
dövmüş. Yengesini eve kapatmış, dışarı çıkmasına izin vermiyormuş. Artık döve
döve yoruldu mu ne olduysa şimdilerde dövmüyormuş. Şimdilerde evde sessizlik
hakimmiş. Adam karısını görmezden geliyormuş. Bu evde de böyle cehennemi bir
ortam var. Dayısı bir gün karısını Almanya’ya gönderiyor. Kadınların işçi
olarak oraya gitmesi daha kolaymış. Sonra o da karısının sayesinde Almanya’ya
gidecek. Ama Almanya’ya giden karısından ses gelmiyor. Temennim kadının orada
kendisine mutlu bir hayat kurması ama muhtemelen öldü kadıncağız orada ya da
onun gibi bir şey oldu.
Yavrucuğum Hasan şefkatli, huzurlu, mutlu
bir ailenin hayalini kuruyor.
*
Daha çok Hasan böyle bir ailenin hayalini
kurar gibi geliyor bana.
Türkiye’de yokluğu varlığından daha
hayırlı olacak babalar ve manipülatif anneler tarafından yetiştiriliyoruz. En
hayırlısı kimsenin çocuk yapmaması ama ısrarla, kendi ailelerindeki moronluğu
göre göre, bile bile çocuk yapıyorlar. Farklı olacak umuduyla yapıyorlarsa bir
nebze iyi, umut iyidir. Ama herhangi bir umut, kanaat vb olmadan tamamen
şuursuzca çocuk yapılıyor gibi geliyor bana. Ve çok üzülüyorum çocuklara. Keşke
yapmasanız.
*
Köy, kasaba romanlarını da sevmiyorum.
Köyler kasabalar böyle şiddetin, huzursuzluğun, sevimsizliğin, zorbalığın hakim
olduğu yerler. Türk edebiyatındaki köy/kasaba romanlarında hep bu temalar var.
Köy de sevmem.
Aile de sevmem.
Bunlar huzursuzluk, mutsuzluk, nefes
alamamak, hapsolmak, cehennem demek.
*
Hasan Ali Toptaş bu kitabında da daha önce okuduğum kitaplarındaki gibi çok konuşmuş. Saygısızlık ediyorum muhtemelen şu an ama benim çok kafamı şişiriyor bu kadar edebiyat. İşe yaramaz her kelime, her cümle benim için baş ağrısı. Benim işe yaramaz diye tanımladığım şeyler muhtemelen edebi bir akım, bir sanat. Ama bana sadece gürültü geliyor. Onları eleyip okuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder