BENİM ADIM MAYIS
Buket Uzuner
1986
Everest Yayınları
13.Basım - Şubat 2003
181 sayfa
Buket Uzuner’in ilk kitabı. İlk kitap olmanın naifliği hissediliyor. Acemilik, tecrübesizlik demeyeyim aslında da cicilik, duygusallık, gençlik daha çok.
ELVAN D
Bir zamanlar yakınken sonra araya mesafelerin girdiği eski yakın arkadaş hikayesi.
DOSTOYEVSKİ SEVEN BOZKIR KURDU
Oğuz Atay ile Hermann Hesse ile ve
Dostoyevskli ile dostluk eden sıradan bir adamın hikayesi
KIRK YILLIK DOSTUM SULHİ
Fotoğrafçı Sulhi’yi gözünde büyüten,
sonra onun çiğliğini anlayan, ama Sulhi’nin bir inceliğiyle yine ona hayranlık
duyan adamın, dostu Sulhi’yi bize tanıtma hikayesi.
RESTORAN LATERNA
Çocukken babası intihar eden, elinde
iple babasının tuvalete girdiğini gören çocuğun hikayesi.
VEHBİ ŞANLI’NIN FAUST TUTKUSU
Dört kez evlenmiş Vehbi Şanlı. Her
karısını da psikolojik olarak çökertmiş. Sonuncusu hariç. Son karısı bunun bir
oyun olduğunun farkında ve oyunun kurallarını biliyor.
BİR KADIN YAZARIN SATIŞ REKORLARI KIRACAK KİTABI
İnsanlar artık sevda hikayeleri değil, geneli ilgilendiren tarihsel konulara ilgi duyuyor diye editörünün tavsiyesi ile savaş romanları yazmaya karar veren yazarı, bireysel hikayelerin karakterleri rahat bırakmıyor. Başlık parası yüzünden evlenemeyen gençler, kızının günlüğünde okuduğu anılar, boşanmış annelerin tek başına çocuk yetiştirmesi… Bunları yazmak varken savaş yazmak zor geliyor.
ADI KONMAMIŞ YALNIZLIKLAR
Yurt dışında bir arkeoloji öğrencisinin
hikayesi.
UZAK KASABALARIN GRİ HÜZNÜ
Kitap okuduğu ve bir işi olmadığı
için oğlundan utanan bir baba. Evlenip ait olmadığını hissettiği bir hayata
atılan kadın. İntihar. Yalnızlık. Of.
BİR KIZ ÇOCUĞU ELİNDE ÇİÇEKLER VE ŞARKI SÖYLÜYOR
Babasının ölümünün ardından onun
mezarına çiçekler götüren ve insanların da keşke çiçekler gibi olmasını dileyen
kızın hikayesi.
STOCKHOLM’DE ÖLÜM
Beş yıl sonra bir araya gelen iki
eski dost. Aslında sevgili olasılarmış ama olamamışlar, adam çok yakışıklı
kadın çok akıllıymış, birbirlerinden korkmuşlar mı ne olmuş.
OBLOMOV BAR’DA BİR ÖĞLE SONRASI
Sevgililer. Ayrılacaklar. Biri bir
yere gidecek. Ama temelli gidecekmiş, diğeri bilmiyormuş. Niyeyse söylemiyor.
Kendi içinde drama yaratıyor.
CIVIL CIVIL, ÇIĞLIK ÇIĞLIK İSTANBUL
Tiyatro aşkıyla başka ülkelere giden,
bu sebeple karısını ve oğlunu ihmal eden, İstanbul’a da hasret kalıp deliren
bir adamın hikayesi.
AYIŞIĞINDA CEHENNEM RENGİ BİR DÜNYA
Genç bir kadınla evlenip bir de çocuk
yapan adamın hezeyanları diye başladı hikaye. Kadınla ayrılacaklarmış, sürpriz
değil. Ama meğer kadın kansermiş, ölecekmiş, böylesi bir ayrılıkmış. Tamam
şimdi ciddiye aldım. Küçük bir kızları var, ona yalan söylüyorlar, annen dedeni
görmeye gidecek, gelecek sonra diye ama kız zehir. Anlıyor kendisine yalan
söylendiğini. Ama anlayamadığı şu, büyükler çocuklara yalan söylemenin yanlış
olduğunu tembihlerken neden kendileri yalan söylüyor?
ÇIĞLIĞIN İÇİNDEKİ ÇIĞLIK
Sevdiği kadını buluşma yerinde beş
saat bekleyen adam dramı. Daha çok bekler, çünkü kadın hayalinde.
OTUZ YAŞ
Otuz yaşına girmesine üç hafta kalan
evli ve bir çocuklu adamın heyecanı. Otuz yaşına girince ne olacak? Memurlar
daha mı iyi davranacak, gençlerden saygı, yaşlılardan ilgi mi görecek? Dört
yaşında bir oğlu var, oğlu otuz yaşına geldiğinde okusun diye ona bir mektup
yazıyor. Ama evde mektubu saklayacağı bir yer yok diye üzülüyor.
EMİNÖNÜ VAPURUNDA TUHAF BİR ADAM
Kısa bir vapur yolculuğunda aynı
kitabı okuyan kadın ve erkeğin sohbeti. Daha çok erkeğin ben insanları sevmem,
herkesi sevmek zorunda değiliz monoloğu.
BENİM ADIM MAYIS
Mayıs ayında doğduğu için adı Mayıs
(Mayo) konulan Santiagolu çocuk. Norveç’te balık biyolojisi okuyormuş.
Çocukluğundan bir anısını anlatıyor. Oyuncak tank istemiş. Dayısı tanklar ateş
saçar, savaştır, cinayettir diye anlatıp almamış, onun yerine gitar almış.
*
Her öyküde drama yaratan bir tipleme
var. Beni bayıyor böyle şeyler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder