19 Aralık 2023 Salı

KİTAP YİYİCİ

 


KİTAP YİYİCİ

(Le Mangeur de Livres)

Stephane Malandrin

2019

Fransızca aslından çeviren: Kenan Sarıalioğlu

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

1.Basım – Eylül 2023

128 sayfa

Stephan King’i andıran bir gerilimi var hikayenin.

Konu bana orijinal geldi. Ancak çok çabuk bitti. Sanki daha da genişletilebilir ya da derinleştirilebilir gibiydi ama az ve öz bitirmiş yazar.

*

Kitaba adını veren kitap yiyiciliğin ne menem bir şey olduğunu, bu yiyicinin kim olduğunu ve kitap yemeye nasıl başladığının hikayesi zaman atlamaları ile anlatılıyor. 

* 

1400’lü yıllar.

Maria Cardoso. Yahudi bir kadın. Yahudilere yapılan baskılar nedeniyle Hıristiyan olduğunu söylüyor ama onu samimi bulmayan Hıristiyanlar onu ve kocasını öldürmek istiyor. Kocası ölüyor, Maria kaçıp kurtuluyor. O sırada hamile.

Lizbon’a gelen Maria, sekiz oğlu bulunan ve o esnada hamile olan dul Rosa da Silva ile arkadaş oluyor.

Rosa ve Maria aynı anda doğuruyorlar. Maria doğurup ölüyor. Oğlunun adı Adar Cardosa. Rosa’nın dokuzuncu oğlu Faustino da Silva.

Rosa bakıyor ikisine de. İkisini de birbirinden ayırmıyor, çocuklar da kardeş gibi büyüyorlar.

*

İki oğlan bir gün bir kalabalığın arasında kalıyor. Kalabalığın ortasından dev cüsseli bir papaz onları kaçırıyor. Kiliseye götürüyor. Kilisenin mahzeninde alıkoyuyor çocukları ve onlara ruhun gıdası diyerek bir kitap gösteriyor. Çocuklar okuma, yazma bilmiyor. Hayatlarında daha önce bir kere bir yerde bir kitap görmüşler ama hiç ilgilerini çekmemiş. Papaz çocukların bu kitabı okumasını istiyor ama Faustino şiddetle karşı çıkıyor ve papazı öldürüyor.

İki çocuk mahzende mahsur kalıyorlar bir hafta. Adar, açlıktan kitabın sayfalarını yiyor. Sonra çıkış yolunu bulup çıkıyor ve dışarıda rastladıklarına kardeşinin içeride olduğunu anlatıp bayılıyor. Kendine geldiğinde kardeşi de yanında. İyileşiyorlar.

Adar artık kitap yemeden duramaz hale geliyor. Kiliselerden İncil alıp yiyor özellikle. Faustino da değerli şeyler çalıyor.

Şişmanlıyor Adar, vücudunda yaralar bereler çıkıyor.

Yakalanıyorlar, ölüm cezasına mahkum ediliyorlar. Ama Adar’ın ölüm cezasının infazı

(yakılması) için gerekli odunu kimin sağlayacağı sorun oluyor. O esnada iki kardeş kaçıyorlar.

Adar, denizde boğulacakken Faustino kurtarıyor onu. Adar denizden tekrar çocuk olarak çıkıyor.

Rüya mıydı gerçek miydi? Bilinmez


*

Neymiş bu kitabın sırrı? Sonlara doğru açıklanıyor.

Adar’ın ilk yediği kitabı yazan Haberlus adında bir keşişmiş. Soylu bir aileden geliyormuş.  Büyü ve kimya işlerine meraklıymış. 1000’li yıllarda kendi kanıyla bu kitabı yazmış.

“Biliniz ki Haberlus bütün kitaplar içinde sadece kendi kitabının var olmaya layık olduğunu ve bu kitabı oluşturmak için başvurduğu karanlık güçlerin, bunu açtıktan sonra başka hiçbir kitabı sevmememe bahtsızlığına uğrayan bütün okuyucuları da büyülediğini ileri sürüyordu.” Sf.88

Haberlus’un on iki havarisi adıyla bilinen on iki okuru varmış. Kütüphaneleri basıp kitapları yok ediyorlarmış.

Kitabın adı çok dilli küçük eser anlamına gelen “Opuscule Polyglotte”

Haberlus, bir gün bir geyik avı sırasında Kızıl William denilen İngiltere kralı II. William’ı öldürmüş. Sebebi, Haberlus’un sapkın bulduğu filozof Roscelinus’u kralın savunması.

Kralı öldürmekten yargılanan Haberlus’un tüm eserleri yakılmış. Ancak bu kitabı Aziz Anselmus’un öğrencisi kurtarmış ve kitap biriktiren kuzeni, Namur Kontu Godefroy’un kızına hediye etmiş. Kitap oradan Venedik- Bizans - Floransa dolaşmış ve en son Lizbon’a ulaşmış.

Lizbon’daki papaz iki yetim çocuğu alıp onlara okuma öğretip kimsenin okuyamadığı bu kitabı okutmayı planlamış.

Ama planı yukarıda anlatıldığı üzere işe yaramıyor ve ölümüyle son buluyor.

*

 Kitabın sonunda yazarın bu kitabı yazmak için yediği ve bizim de yememizi tavsiye ettiği kitaplar var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder