KİTAP YİYİCİ
(Le Mangeur de Livres)
Stephane Malandrin
2019
Fransızca aslından çeviren: Kenan Sarıalioğlu
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
1.Basım – Eylül 2023
128 sayfa
Stephan King’i andıran bir gerilimi
var hikayenin.
Konu bana orijinal geldi. Ancak çok
çabuk bitti. Sanki daha da genişletilebilir ya da derinleştirilebilir gibiydi
ama az ve öz bitirmiş yazar.
*
Kitaba adını veren kitap yiyiciliğin
ne menem bir şey olduğunu, bu yiyicinin kim olduğunu ve kitap yemeye nasıl
başladığının hikayesi zaman atlamaları ile anlatılıyor.
*
1400’lü yıllar.
Maria Cardoso. Yahudi bir kadın. Yahudilere
yapılan baskılar nedeniyle Hıristiyan olduğunu söylüyor ama onu samimi bulmayan
Hıristiyanlar onu ve kocasını öldürmek istiyor. Kocası ölüyor, Maria kaçıp
kurtuluyor. O sırada hamile.
Lizbon’a gelen Maria, sekiz oğlu bulunan ve o esnada hamile olan dul Rosa da Silva ile arkadaş oluyor.
Rosa ve Maria aynı anda
doğuruyorlar. Maria doğurup ölüyor. Oğlunun adı Adar Cardosa. Rosa’nın
dokuzuncu oğlu Faustino da Silva.
Rosa bakıyor ikisine de. İkisini de birbirinden
ayırmıyor, çocuklar da kardeş gibi büyüyorlar.
*
İki oğlan bir gün bir kalabalığın arasında
kalıyor. Kalabalığın ortasından dev cüsseli bir papaz onları kaçırıyor.
Kiliseye götürüyor. Kilisenin mahzeninde alıkoyuyor çocukları ve onlara ruhun
gıdası diyerek bir kitap gösteriyor. Çocuklar okuma, yazma bilmiyor.
Hayatlarında daha önce bir kere bir yerde bir kitap görmüşler ama hiç
ilgilerini çekmemiş. Papaz çocukların bu kitabı okumasını istiyor ama Faustino
şiddetle karşı çıkıyor ve papazı öldürüyor.
İki çocuk mahzende mahsur kalıyorlar bir hafta.
Adar, açlıktan kitabın sayfalarını yiyor. Sonra çıkış yolunu bulup çıkıyor ve dışarıda
rastladıklarına kardeşinin içeride olduğunu anlatıp bayılıyor. Kendine
geldiğinde kardeşi de yanında. İyileşiyorlar.
Adar artık kitap yemeden duramaz hale geliyor.
Kiliselerden İncil alıp yiyor özellikle. Faustino da değerli şeyler çalıyor.
Şişmanlıyor Adar, vücudunda yaralar bereler
çıkıyor.
Yakalanıyorlar, ölüm cezasına mahkum ediliyorlar.
Ama Adar’ın ölüm cezasının infazı
(yakılması) için gerekli odunu
kimin sağlayacağı sorun oluyor. O esnada iki kardeş kaçıyorlar.
Adar, denizde boğulacakken Faustino kurtarıyor
onu. Adar denizden tekrar çocuk olarak çıkıyor.
Rüya mıydı gerçek miydi? Bilinmez
*
Neymiş bu kitabın sırrı? Sonlara doğru açıklanıyor.
Adar’ın ilk yediği kitabı yazan Haberlus adında
bir keşişmiş. Soylu bir aileden geliyormuş. Büyü ve kimya işlerine meraklıymış. 1000’li
yıllarda kendi kanıyla bu kitabı yazmış.
“Biliniz ki Haberlus bütün kitaplar içinde
sadece kendi kitabının var olmaya layık olduğunu ve bu kitabı oluşturmak için
başvurduğu karanlık güçlerin, bunu açtıktan sonra başka hiçbir kitabı sevmememe
bahtsızlığına uğrayan bütün okuyucuları da büyülediğini ileri sürüyordu.” Sf.88
Haberlus’un on iki havarisi adıyla bilinen on
iki okuru varmış. Kütüphaneleri basıp kitapları yok ediyorlarmış.
Kitabın adı çok dilli küçük eser anlamına gelen “Opuscule
Polyglotte”
Haberlus, bir gün bir geyik avı
sırasında Kızıl William denilen İngiltere kralı II. William’ı öldürmüş. Sebebi,
Haberlus’un sapkın bulduğu filozof Roscelinus’u kralın savunması.
Kralı öldürmekten yargılanan Haberlus’un tüm
eserleri yakılmış. Ancak bu kitabı Aziz Anselmus’un öğrencisi kurtarmış ve
kitap biriktiren kuzeni, Namur Kontu Godefroy’un kızına hediye etmiş. Kitap oradan
Venedik- Bizans - Floransa dolaşmış ve en son Lizbon’a ulaşmış.
Lizbon’daki papaz iki yetim çocuğu alıp onlara
okuma öğretip kimsenin okuyamadığı bu kitabı okutmayı planlamış.
Ama planı yukarıda anlatıldığı
üzere işe yaramıyor ve ölümüyle son buluyor.
*
Kitabın sonunda yazarın bu kitabı yazmak için yediği ve bizim de yememizi
tavsiye ettiği kitaplar var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder