22 Eylül 2022 Perşembe

KALPTEN GELEN ARMAĞAN - YENİ TOHUMLAR YENİ HAYAT

KALPTEN GELEN ARMAĞAN

Yeterli Olana Dair Bilgece Bir Hikaye

(The Gift of Story)

A Wise Tale About That What Is Enough

Dr. Clarissa Pinkola Estes

İngilizceden çeviren: Seda Ağar

Düşbaz Kitaplar

1.Basım - Kasım 2021

30 sayfa



YENİ TOHUMLAR YENİ HAYAT

Asla Ölmeyecek Olana Dair Bilgece Bir Hikaye

(The Faithful Gardener)

A Wise Tale About That Which Can Never Die

Dr. Clarissa Pinkola Estes

İngilizceden çeviren: Seda Ağar

Düşbaz Kitaplar

1.Basım - Kasım 2021

62 sayfa


İç içe iki kitap var. Kitabı tersten tuttuğunuzda başka bir kitap oluyor, çift yönlü. 

Yazarın bir diğer kitabı;

Bkz: Kurtlarla Koşan Kadınlar

Orada bildiğimiz masalların bilmediğimiz anlamlarını aktarıyordu. Kendi ailesinden aldığı hikaye anlatıcılığı ile farklı değerlendirmeler yapıyordu. 

Bu kitaplarda da yine hikayeler var. Yazarın hayatı hikaye dolu anladığım kadarıyla. Ailesinde sorulara hikayelerle cevap verilir, hikaye anlatırken de laf lafı açar, bir sürü hikaye birikirmiş neticede. 

Yazar, Meksika ve İspanya kökenli. Evlat edinilmek suretiyle de Macar. Hikaye çeşitliliği açısından zengin kökler. Yalnız işin üzücü tarafı genelde savaşlardan ve dolayısıyla acılardan doğan hikayeler. 

Hikayelerin sağaltıcı bir gücü olduğunu savunuyor yazar. Hem anlatana hem dinleyene iyi geliyor, bazı yaralara dokunup iyileştiriyor diye düşünüyor. Belki de yaralara dokunmayıp etrafında dolaşıyor, yaranın kabuk bağlayıp iyileşmesine yardım ediyor. 

“Hikayeler öğretir, hataları düzeltir, kalbi ve karanlığı aydınlatır, psişik bir sığınak sağlar, değişime yardımcı olur ve yaraları iyileştirir.” Sf.29

Hikaye anlatıcılığını adeta bir ibadet gibi görüyor yazar ve ailesi. Öyle şevkle anlatıyorlar ki onlara göre en büyük felaket hikaye anlatacak insan kalmaması.

“Bizler de hikayeleri seven bir Tanrı’ya inanmıyor muyuz? Tanrı’yı hüsrana uğratmamak için hikaye anlatmalıyız."

*

KALPTEN GELEN ARMAĞAN

Bu hikaye yazarın teyzesinden gelmiş. 

Hikayeye göre savaştan kaçan kadın ve erkek bir kulübeye sığınır. Birbirlerine hikaye anlatarak vakit geçirmeye karar verirler.

İlk hikaye adamdan gelir;

Noelde birbirine hediye almak isteyen fakir bir karı koca vardır.  

Kadın, kocasına bir saat zinciri almak ister. Ama parası yoktur. Kadının upuzun saçları vardır. Saçlarını kestirip satar. Kazandığı parayla kocasına saat zinciri alır.

Adam da karısına bir tarak almak ister. Bunun için saatini satar. 

Hediyeleri birbirlerine verdiklerindeki şaşkınlık, hüzün, sevinç... her türlü duyguyu yaşarlar. Önce üzülürler ama sonra birbirlerini ne kadar sevdiklerini hatırlarlar. 

Yani;

“Ellerindeki değerli eşyaları satarak hiçbir işe yaramayacak nesneler alan ama en sonunda özü, birbirlerine karşı duydukları sevginin oluşturduğu o çok daha büyük hazineyi yeniden keşfeden genç adamla kadın” Sf.29

Kitabın bu kısmında "Nedir yeterli olan?" diye soruluyor. Yeterli olan, hikayelerin nesilden nesile aktarılması imiş.

“Hikayeyi anlayabilecek tek bir can kaldığı ve hikaye anlatıldığı müddetçe aşk, merhamet, cömertlik ve güç daimi olarak bu dünyada var olacaklar, size söz… Ve bu da yeterli olacak.”Sf.30

*

YENİ TOHUMLAR YENİ HAYAT

Bu hikayeyi yazarın amcası anlatıyor. 

Savaştan kaçıp Amerika’ya gitmiş. Yaşadığı acı ve zorluklara rağmen içindeki sevgi ve şefkat azalmamış. Çocuklara, hayvanlara ve ağaçlara özellikle. 

Eğitimi yok, zaman zaman bunun zorluklarını yaşamış ama başkaları onun eğitimsiz olması yüzünden bir zorluk yaşamamış. 

Amca, anılarını birebir anlatamıyormuş. Çünkü acı var hepsinde. Ama anlatmanın bir yolunu bulmuş. O da hikayeleştirmek. Üçüncü kişinin ağzından anlatarak baş edebiliyormuş yaşadıklarıyla. Şimdi hikayelerin şifalandırıcı etkisini anladım.

Toprağı avcunun içi gibi bilen ve seven bir adam bu amca. Fakat sonra toprağı da elinden alınıyor. İstimlak edilerek otoyol yapılacak. Direniyor kazma kürekle amca.

Amcası bir ağacın hikayesini anlatıyor. Köknar ağaçları kışın insanların eğlencelerine eşlik etmek için can atarlarmış. İnsanlar yılın o zaman gelir, en güzel köknar ağacını kesip evlerine götürür, çoluk çocuk tüm aile ağacı süsler, etrafında oturur, şenlikler yaparlarmış. Ağaçlar da bundan çok memnun olurmuş.

Genç köknar ağacı da her kış insanlar gelip kendisini yanlarında götürsün istermiş. Nihayet bir gün bu arzusu gerçek olmuş. İnsanlarla gerçekten güzel vakit geçirmiş. Ancak sonra eğlence bitmiş, ağaç yakılmış. Ağaç önce acı duymuş ama buna da sevinmiş: "Böylesine bir parlaklıkla yanabileceğimi hiç bilmezdim, bir odayı böylesi bir sıcaklıkla doldurabileceğimi.” Sf.49 Külleri toprağa savrulmuş, orada da başka canlara yardımı olmuş.

Yani;

“Değersiz şey yoktur. Her şey bir amaca hizmet edebilir. Tanrı’nın bahçesinde herkesin ve her şeyin bir yararı vardır.” Sf.50

Amcası vakti gelince göçüp gitmiş dünyadan. Geride ağaçlıklı bir bahçe bırakarak. Bu bahçe için tarlaya hiçbir şey ekmemiş. Bunun anlamı doğadaki tohumlara davetiye demekmiş. Burada istediğiniz gibi konaklayabilirsiniz, demekmiş gelecek ağaç tohumlarına.

*

Bu kitapta öğrendiğim yeni bir kavram oldu:

Aktif dua: "Tanrı ile el işleri, bahçe işleri, yürüyüş, koşu gibi muhtelif faaliyetler kanalıyla iletişim kurmayı ifade eden bir dua biçimi. İnsanın el ve ayakları aktif, işler haldeyken, ruh ve beden sağlığının daha iyi korunacağı görüşüne dayanıyor."Sf.55

*

Aile hikayelerini ölümsüzleştirmiş yazar bu kitapla. Tam da ailesinin öğütlediği gibi nesilden nesile aktarma misyonunu üstlenmiş ve belli ki başarmış da. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder