BİR GÜN TEK BAŞINA
Vedat Türkali
1974
Everest Yayınları
1.Basım – Ekim 2004
631 sayfa
Ön planda evli adam ve
üniversite öğrencisi sevgilisi.
Arka planda 1960’lı
yıllar, İsmet İnönü-Adnan Menderes dönemi, öğrenci ve işçi ayaklanmaları.
*
Kenan eski edebiyat
öğretmeni. Şimdi kitapçı. Karısı Nermin tarih mezunu ama ev hanımı. Bir de
kızları var, Zeynep.
Kenan bir gün meyhanede
bir arkadaşı ile takılırken arkadaşının arkadaş grubuyla tanışıyor. Gruptaki
bir kızı, Günsel’i, Nermin’e benzetiyor. Sarhoş da. Sarhoşlukla Nerminmiş gibi
konuşuyor onunla. Sonradan fark ediyor o olmadığını. Kenan ve Günsel’in
tanışıklığı böyle başlıyor.
Kenan sonra unutamıyor
Günsel’i.
Günsel de onu.
Ve evet, birlikte
oluyorlar.
*
Aralarında yalan yok.
Günsel biliyor Kenan’ın evli ve çocuklu olduğunu. Kenan aslında bunu söylemeye
pek niyetli değil gibiydi ama ne kadar saklayabilir?
Bence bu ilişki mide
bulandırıcı ama bana ne?
Evli erkek/kadının başka
biriyle ilişkisinin olması çok zavallıca. Çünkü evli demek bir ilişkisi var demek.
Eğer bir ilişkisi olduğu halde başkasıyla birlikte oluyorsa ya da olmayı
düşünüyorsa, demek ki içinde bulunduğu ilişkiden memnun değil. Ve memnun
olmadığı bir ilişkiyi bitirebilecek cesaretten ve güçten yoksun. Korkak ve
güçsüz bir erkek nasıl çekici gözükebilir ki? Evli erkek bacımdır.
Üstelik yaşlı. Günsel
üniversite öğrencisi, yirmi yaşında. Kenan ise kırk.
Yirmili yaşlarda kızlar
olgun erkeklerden hoşlanabilir, yirmili yaşlardaki insan akıllıca/akılsızca her
şeyi yapabilir. Burada yaşı büyük olanın akıllıca davranması gerekir ama
neredeee?
Böyle hikayelerde kimisi
evli adamla birlikte olan kadını suçlayıcı bir tutum takınıyor. Ne münasebet!
Sadakat yükümlülüğü evlilik birliğinin tarafları arasındadır. Üçüncü kişinin bu
evliliğe karşı herhangi bir yükümlülüğü yoktur.
Gelelim Kenan’ın karısı
Nermin'e.
Hikayenin bu kısmına
kadar Nermin’in bir suçu yok. Fakat Kenan ona evliliği devam ettirmek
istemediğini söylediği halde olmaz kocamsın, çocuğumun babasısın, istersen beni
sevme ama akşamları yine de eve gel, ben babasız büyüdüm, çocuğum babasız
büyümesin… teraneleri yüzünden Kenan ve Günsel’in yanı sıra Nermin’i de salak
buldum.
Of hepsi çok salak.
Kırk yaşında adamın
amsalak gibi davranması, Nermin’in bu salağı kocam da kocam diye sevmeye devam
etmesi… Günsel’in…
Günsel’in salaklığını
yaşına verip mazur görüyorum.
Günsel’in bir derdi de
öğrenci isyanları.
Devrimci kız. İktidarın
yasaklarına karşı sessiz kalamıyor. Arkadaşlarıyla birlikte protestolara,
mitinglere katılıyor. Ülkede baskıcı bir dönem var. Ay zaten ne zaman olmadı
ki? Sene 1961, halk iktidarın hiçbir zaman değişmeyeceğini düşünüyor. Kronik
bir his galiba bu. Toplumsal olarak iktidarların hiçbir zaman değişmeyeceği
kanaatimiz var. Halbuki değişiyor işte, değişmiş, değişecek… Ama gelenin
gitmeyeceğine yönelik iliklerimize işlemiş bir sabit fikir var.
*
Kenan bir yandan Nermin’i
sevmiyor, ondan kurtulmaya çalışıyor, ama Nermin’i çıplak gördüğü zaman da
dayanamıyor. Offf! Nermin hamile kalıyor.
Öte yandan Günsel de
hamile.
Korunmayı da bilmiyor
galiba koca adam.
*
Kenan Nermin’in boşanmak
istememesi ve üstüne hamile kalması üzerine iyice kendisini çıkmazda
hissediyor. Günsel söylemedi ona hamileliğini. Bir de Günsel’in hamile olduğunu
öğrense iyice kafayı yerdi herhalde.
Günsel ve Kenan,
Kenan’ın arkadaşı Rasim’in Teşvikiye’deki evinde takılıyorlar fırsat buldukça. Rasim’in garsoniyeri. Rasim de evli bu arada. Açık evlilik onlarınki. O da
karısı da başkalarıyla birlikte oluyormuşmuş.
*
Günsel’in arkadaşları
arasında Kenan’ın gizli polis olduğu söylentisi çıkıyor. Günsel de inanıyor
buna ve uzak duruyor artık Kenan'dan.
Kenan başta anlamıyor ama sonradan öğreniyor kendisinin polis sanıldığının. Günsel'in buna inanmasına kahroluyor. Zaten yarım aklı vardı, o da gidiyor. Kendi kendisine söylenip öfkeleniyor, yok Günsel, eski erkek arkadaşı Sermet ile birlikteymiş, orospuymuş Günsel, Nermin de orospuymuş, karnındaki piç belki başkasındanmış, keşke ölselermiş… Çirkinleşiyor Kenan. O çirkinlikle karısı ve çocuğunu dövüyor. Bir bu kalmıştı çünkü yapmadığı.
Bunun üzerine Nermin hala
kocam da kocam der diye çok sinirlenmiştim ama neyse ki boşanalım diyor. Ay şükür
yani Nermin!
Gerçi Kenan özür dilese
affetmeye meyilli.
*
Kenan’ın hem Günsel’i hem
de Nermin’i peş peşe kaybetmesiyle bir sevindim. Ama sonra intihar etti Kenan,
bunu beklemiyordum. Bileklerini kesmiş.
*
Günsel başta çocuğunu
aldırmayı düşünmüştü ama Kenan’ın ölümünün ardından vazgeçti.
*
Ön plandaki aşk hikayesi
bana tatlı gelmedi. İnsanların hayatlarını kendi elleriyle bile isteye
zorlaştırmaları bana tatlı gelmiyor.
Arka plandaki memleket
meseleleri de tatlı değil. Çünkü zaten ne zaman tatlı oldu?
Ağırlığın aşka verildiği kitapları okurken ben de gereksiz sıkılıyorum.
YanıtlaSilAğırlığın aşka verilmesi değil beni sıkan, aşkın niteliği. Buradaki gibi hayatı zorlaştırmak, aşk gibi güzel bir duyguyu trajediye dönüştürmek beni sıkıyor.
Sil