6 Mart 2025 Perşembe

GİZLİ EL

 

GİZLİ EL

Reşat Nuri Güntekin

1924

İnkilap Kitabevi

2019

155 sayfa


Reşat Nuri Güntekin'in ilk romanı. 

Önce gazetede tefrika edilmiş. Ardından kitap olmuş. Devlet adamlarına sataşıldığı iddiasıyla sansüre uğramış. Devlet adamlarımız da bu kadar alıngan olmasın canım.

*

Bugün Kuzguncuk'ta eskiden hamam olan şimdi kütüphane/kafe hizmeti göre Kuzguncuk Nevmekan'a gittim. Oradaki kitaplara bakarken bunu bir oturuşta bitiririm diye gözüme kestirdim ve gerçekten de bitirdim.

*

Şeref Bey. Gemlik’de memuriyete atanıyor. Çok sıkılıyor. Çünkü o memleket için büyük işler başarma arzusunda.

Bir doktor ile ahbaplık ediyor ve bu tanıdık aracılığıyla çiftlik sahibi Aziz Paşa ile tanışıyor. Aziz Paşa’nın oğlu Adnan ve kızı Seniha’ya ders veriyor. Seniha ile yakınlaşıyorlar. Ama Şeref çekiniyor, çünkü Seniha paşa kızı, kendisine bakmaz diye düşünüyor. Kız için uygun bir kısmet çıktığını öğrenince çok üzülüyor ve  tayinim çıktı benim, gideceğim diye yalan söylüyor. O arada hasta olup yataklara düşüyor. Cebinden Seniha’nın resimleri çıkınca Aziz Paşa durumu anlıyor ve evlenmelerine izin veriyor. Zaten seviyor Aziz Paşa Şeref’i. Seniha da boş değil Şeref'e karşı. Evleniyorlar.

Şeref iş adamlığına soyunuyor. İstanbul’a taşınıyorlar. Ticaret yapıyor. Bu arada zengin başka iş adamlarıyla eğlencelere katılmak zorunda kalıyor. Akşam eve geldiğinde de pijama terlik ve olsaydı televizyon takılıyor. 

Evliliklerinin ilk zamanlarında Şeref Seniha'dan sevgi sözcükleri duymak istiyor ama Seniha kaçınıyor. Yıllar sonra bir gün Şeref'in "Beni seviyor musun?" sorusuna artık Seniha "Seviyorum seni tabii" diyor. Ama Şeref bundan memnun olmuyor, çünkü büyüsü kaçmışmış.

“Ondaki bütün esrarlı kudret ‘Seviyorum!’ kelimesindeymiş gibi onun ağzıyla tekrar edince büyü birdenbire bozuluyordu. O, artık her kadın gibi bir kadın, bir iyi hayat arkadaşıydı.” Sf.127

*

Seniha, Gemlik’e gidiyor, çiftliğe babasını görmeye.

Şeref İstanbul’da çalışıyor. Çalışırken de zorla eğleniyor. Eğlenmek işinin bir parçasıymış.

“Çünkü benim muhitimin işi gibi işler eğlencesiz, eğlence kadınsız olmazdı. (…) Ben de herkes gibi onlarla şakalaşıyordum. Lazım geldikçe ellerini, bellerini tutuyordum; başımı yanlarına yaklaştırıyordum. Sarhoş aşık, elinden uçanla kaçan kurtulamayan yüzsüz hovarda taklidi yapıyordum. Fakat yemin ederim ki, hepsi taklit.” Sf.137

Evet evet taklit tabii tabii!

Bu ortamların birinde bir kadınla tanışıyor. Müteahhit eşi olan bu kadının çekingenliği Şeref'in ilgisini çekiyor. Kadın Şeref'i evine davet ediyor. Şeref gidiyor. Evde yalnızlar, kadın Şeref’e yaklaşıyor ve Şeref’in dudaklarına yapışıyor, Şeref itiyor kadını ve evden çıkıyor. Çok utanıyor. Bir takım iç muhasebelere girişiyor. Yakışmadı bana gibisine.

Ertesi gün polis Şeref'i karakola götürüyor. Yaptığı ticaretlerle ilgili bir sıkıntı olmuş. Hapse giriyor.  Aziz Paşa ve Seniha para cezasını ödeyip çıkartıyorlar onu hapisten. 

Seniha Şeref’in yaptıklarının o kadar önemli bir sorun olmadığını söylüyor ama ekliyor, eğer gerçekten başka bir kadınla aldattıysa… Daha fazla ekleyemiyor çünkü ağlıyor.

Şeref’e inanıyor, “Eskisi gibiyiz artık.” diyor Seniha.

Şeref, bari bu gece söyle beni sevip sevmediğini, diyor.

Seniha, hele bu gece asla, diyor.

Şeref ağlıyor.

---Son---

*

Kitabın başında kitabın yazılış hikayesi var. Reşat Nuri aslında o dönem savaş sayesinde zengin olanlarla, vurguncularla ilgili bir eleştiri mahiyetinde yazacakmış bu romanı. Ama taslağı görenler aman onu öyle deme sakıncalıdır, aman bunu böyle deme yasaktır diye diye bezdirmişler. O da aşk hikayesi içine katarak anca bu kadar sistem eleştirisi yapabilmiş. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder