6 Kasım 2023 Pazartesi

YARALI DOSTLARIMIZA

 


YARALI DOSTLARIMIZA

(De nos freres blesses)

Joseph Andras 

2016

Fransızca Aslından Çeviren: Özgü Berksoy

İthaki Yayınları

1.Baskı – Haziran 2022

106 sayfa


1950’li yıllar.

Fransa.

Fransa’nın Cezayir üzerindeki sömürgeciliğine karşı olup Cezayir’in bağımsızlığını savunan bir grup insan bombalı eylem planı yapıyor.

Bu plan polislerce öğreniliyor. Bombaların yerini ve diğer örgüt üyelerini öğrenmek isteyen polis, yakaladıklarına işkence ediyor. 

Yakalananlardan biri olan Fernand, işkencelere dayanamayıp örgüt arkadaşlarının ismini veriyor. İsim vermesi sebebiyle kendi iç dünyasında yaptığı muhasebede “Kahramanlar hangi malzemeden yapılmışlardır?” diye soruyor kendi kendine “derisi, kemiği, iskeleti… acı içindeyken.”

Yapılan yargılamada Fernand “Evet, ben komünist bir militanım.” diyerek başlıyor savunmasına. Fransa’yı seviyorum ama sömürgecileri sevmiyorum. Bir Cezayirliyim ve Cezayir halkının mücadelesini destekliyorum… diyor.

“Biz Fransız Hükümeti’nin dikkatini Cezayir topraklarında daha büyük bir sosyal refah sağlamak için mücadele eden savaşçıların artan sayısına çekmeye karar vermiştik.” Sf.51

Bombayı insanların olmadığı, sadece bir iki duvarın yıkılacağı bir yere koymuşlar. Böylece can kaybı olmayacakmış planlarına göre. Zaten bomba patlamadan bulunuyor.

Yargılama sonucu Fernand’ın idamına karar veriliyor.

Bu kararın doğru olup olmadığı ile ilgili kamuoyu tartışmaları da oluyor. Ama sonuç olarak karar değişmiyor ve 11 Şubat 1957’de Fernand Iveton giyotinle idam ediliyor. Kitap arkasındaki bilgiye göre “Cezayir Savaşı’nda giyotine gönderilen ilk ve tek Fransız kökenli Cezayirlidir.”

Kitapta ayrıca geçmişe de yer verilip Fernand ve eşi Helene’in tanışma hikayeleri de anlatılıyor. 

Helene, kocası Fernand’a temiz ve şık kıyafetler getiriyor duruşma için. Güzel görünmesinin önemli olduğunu biliyor.

*

Burada suç teşebbüs aşamasında kalmış. İdam cezası olmamalıydı bunun cezası. Ama belli ki Fransız devleti hukuki değil politik bir tutum sergilemiş burada.

*

Fransız yargı sistemi ile ilgili olarak kitaptan öğrenip ilginç bulduğum birkaç husus var:

- “Nordmann kişiliğini ortaya koyan rahat tavrı ile mahkuma dönüyor ve tek çarenin mahkeme başkanı Rene Coty’nin affı olacağını dile getiriyor.” Sf.65

Mahkeme başkanının af yetkisi mi varmış?

Bizde af yetkisine TBMM ve cumhurbaşkanı sahiptir.

Anayasa md.87: Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.”

Anayasa m.104: “Cumhurbaşkanı (…) Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.”


- “Temyiz prosedürü oldukça hantal işler: Yüksek Yargı Kurulu’na, diğeri Cumhurbaşkanlığı’na ve Milli Savunma Bakanlığı’na gönderilmek üzere üç dosya hazırlamak gerekiyor.” Sf.75

Bizde temyiz prosedürü yalnızca Yargıtay’a temyiz dilekçesi göndermekle yerine getirilir. Gerçi kitapta idam cezası söz konusu. Belki idam cezasının temyiz prosedürü daha yoğun olabilir. (Türkiye’de idam cezası 2004’de kaldırıldı. Fransa’da idam cezası 1981’de kaldırıldı.)

 *

Gerçeklerden yola çıkarak yazılmış bir roman olduğu için ilgimi çekti. İşin hukuki kısmını ilgiyle okudum. Edebiyat kısmı ise ilgimi çekmedi. Ama yazarın bu ilk romanı edebi açıdan ödüle layık bulunmuş. Goncourt Ödülü verilecekmiş ama yazar reddetmiş. Rekabet ve yarışmanın edebiyat dünyasında yeri olmadığını düşünüyormuş yazar, bu yüzden ödülü kabul etmemiş. 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder