TANRILAR OKULU
(La Scuola degli Dei)
Stefano D'Anna
2006
İngilizceden çeviri: Nehir Ötgür
Sinedie Yayınları
443 sayfa
Tüm kitap boyunca yaşadığımız her şeyin bizden kaynaklandığı anlatılıyor.
*
Normal bir adam var, işinde gücünde. İlişkileri pek yolunda gitmiyor. Sonra "Dreamer" ile tanışıyor. Dreamer ona bir çeşit yaşam koçluğu yapıyor. Bu açıdan kişisel gelişim kitabı aslında.
Lupelius adlı filozofun 9. yüzyılda yazılmış bir kitabı varmış, adı Tanrılar Okulu. Bu kitabın da öğretilerinden alıntılarla devam ediyor kitap.
*
Hallac-ı Mansur demiş ya "Ben Tanrıyım." diye.
Kastettiği aslında herkeste ve her şeyde Tanrı'yı ya da Tanrıdan bir parça gördüğü idi.
Bu kitapta daha da ileri gidiliyor. "Ben Tanrı'yım ve seni de ben yarattım." gibi bir anlam çıkıyor.
"Çevrende var olan şeylerin tümünün asıl yaratıcısı sensin! Ne var ki, sen bunu unuttun." sf.57
"Dünya, senin onu düşlediğin gibidir; o bir aynadır. Dışarıda kendi dünyanı bulursun, yarattığın, düşlediğin dünyayı." sf.19
Bunu adeta kafaya tokmakla vura vura anlatıyor. Dreamer'ın tarzı bu, sert bir dili var biraz.
*
Hayatımızdaki olayların, yaşadığımız ıstırab ve felaketlerin tek sorumlusunun bizzat kendimiz olduğunu söylüyor.
Sık sık aynı olayları yaşamanın da bununla bağlantılı olduğunu anlatıyor:
"Yaşantında her şey tekrar ediyor... Aynı olaylar defalarca aynı şekilde yaşanıyor, çünkü onları değiştirmek istemiyorsun. Yine şikayet ediyor, yine dünyayı suçluyor ve yine dışarıdan birilerinin seni incittiğine ya da sana felaket getirdiğine inanıyorsun." sf.42
"Olaylar, düşüncelerimizin ve oluş durumlarımızın gözle görünür halidir. (...) Tek gerçek ise onları yaratanın biz olduğumuzdur, olması için sürekli yakaran ve farkında olmadan olayları hayata geçiren biz..." sf.81
Tekrarlanan olaylar bize bizdeki bir meseleyi gösterirmiş. Bunu anlarsak ne mutlu.
"Eğer dış dünyamızda bir olay meydana geldiyse ve olayı yaratan oluş durumumuz ile olanı bağdaştıramazsak, değerli bir fırsatı kaçırırız demektir."sf.89
O kadar ki hiçbir olayın bizim rızamız olmadan gerçekleşmeyeceğini söylüyor. İşte bu yüzden düşünce en büyük güçtür diyor.
Peki nasıl düzelteceğiz düşlerimizi/düşüncelerimizi?
Kendimizi gözlemleyerek.
"Dünya senin yansımandır. İnanışlarını altüst et, o zaman dünya bir gölge gibi senin peşinden gelecektir. Gerçeklik yeni bir görüntünün biçimini alacaktır." sf.61
Bir de hissettiğimiz olumsuz duyguları ifade etmemeye çalışmamızı öneriyor.
Hatta rol yapmamızı.
"Rol yapmayı öğren.(...) Stratejik olarak yaşamak, fırsatçılık demek değildir ve yalan söylemek anlamına da gelmez. Bu bir savaşçının kendi görünüşünü, dünyanın almaya hazır olduğu ve koşulların gerektirdiği şekilde uyarlayarak davranışlarına aktarma becerisidir.
Yalnızca stratejik olarak yaşayanlar ayakta kalabilirler. Rol yapmak özgürlüktür." sf.375
*
Peki biz manyak mıyız mutsuz olduğumuz şeyleri hayatımıza çekiyoruz?
Evet, bir miktar.
"Kişi kendisi için açık ve seçik olarak sadece sağlık, zenginlik ve esenlik diler. Kendisini gözleyebilseydi ve yüreğini duyabilseydi, aslında hiç durmaksızın bir olumsuzluk ezgisi söylediğini, yani endişelerden, sağlıksız imgelerden ve başına gelebilecek, belki de hiç gelmeyecek korkunç olayları beklemekten ibaret bir felaket duasıyla yakardığını işitebilecekti." sf.89
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder