ÜÇ KIZ KARDEŞ
İclal Aydın
2018
Artemis Yayınları
1.Basım - Şubat 2018
366 sayfa
Ne mıy mıy, ne drama kraliçesi bir aile.
Kitabın kendisi de içimi baydı.
İclal Aydın bence bu kitabı çocukken yazmış, ancak şimdi kitabı bastırmış. Bu
çocukça hikayenin ve dilin başka açıklaması olamaz.
*
Türkan, Dönüş, Derya.
Üç kız kardeş, anne, baba. Ayvalık’ta yaşıyorlar.
Kitabı Dönüş’ün dilinden okuyoruz.
Okuyabilirsek tabii. Kitapta o kadar çok bugün ve geçmiş ve gelecek birbirine
girmiş ki.
Kitap karman çorman anlatıyor gizem
katmak için. Ben düzgün sırayla anlatayım.
Türkan, en büyük, en güzel kız.
Okumakta ve işte güçte gözü yok. Annesi de prenses gibi yetiştirmiş zaten.
Zengin bir gençle evlendiriyorlar. Ama tuhaf bir evlilik oluyor çünkü damat Somer,
uzun süre ortada olmuyor. Kayınvalide Rüçhan Hanım ilgileniyor evlilik
işlemleri ile. Çok iyi gözüken bu kayınvalidenin aslında bir canavar olduğu
ortaya çıkıyor zamanla. Ama Türkan, üzülmesinler diye ailesine söylemiyor.
Somer’in aslında İngiltere’de aşık
olduğu bir kadın varmış. Ama bu kadın evli ve yaşı büyük diye Rüçhan Hanım
istemiyormuş. Onu unutsun diye Türkan ile evlendirmek istemiş. Somer de evlenmezse
mirastan reddedileceği tehdidi nedeniyle Türkan ile evlenmeyi kabul etmiş. Ama
hiç karı koca ilişkisi yaşamamışlar. Bunu öğrenen Rüçhan Hanım, Türkan’ı işe
yaramadığı için dövmüş.
Bir gün Somer, İngiltere’deki
sevgilisi ile tartışmış, onu kıskandırmak için Türkan’la yakınlaşmış ve o gece
ikisi sevişmişler. Türkan’ın kızı olmuş, Defne. Fakat Somer, o geceyi
hatırlamıyor ve Defne’nin kendi çocuğu olduğunu reddediyor.
Türkan doğum yaptığında hastaneye
gelen annesini, Rüçhan Hanım kovuyor. Somer yine ortada yok ve Türkan’ın annesi
bu durumdan rahatsızlığını dile getirince Rüçhan Hanım çirkinleşip belki çocuk
Somer’den değildir diyor, para fırlatıyor vb çiğlikler yapıyor. Türkan bir şey
diyemiyor. Annesi o gün eve dönüp uyuyor ve bir daha uyanamıyor, ölüyor.
Türkan, kocasından boşanıyor.
Çalışmaya başlıyor. Çalıştığı yerdeki patronu Kartal ile iyi geçiniyorlar ve
birbirlerini seviyorlar, evleniyorlar.
*
Dönüş, mahalleden arkadaşı Serdar’a
aşık. Kimseye söyleyemiyor.
Serdar, üniversite kazanıp Ankara’ya
tıp fakültesine gidiyor. Bir daha ondan haber alamıyorlar.
Dönüş, üniversite kazanamıyor,
sağlık sorunları var.
Herkes gitti, ben kaldım diye
içlenip melankolik birine dönüşüyor.
Serdar on beş yıl sonra dönüyor.
Meğer o da Dönüş’ü seviyormuş. Ama annesi izin vermiyormuş bu ilişkiye. Çünkü
Dönüş evlatlıkmış ve bunu bilen sadece Serdar’ın babasıymış.
Türkan’ın amcası, bir kızı hamile
bırakıp kaçmış. Hamile kadın doğum yaparken ölmüş. Çocuğu Türkan’ın annesi ve
babası sahiplenmiş. Adını Dönüş koymuşlar. Bunu sadece doğumdaki doktor olan
Serdar’ın babası biliyormuş. Anne baba, bu sırrın ortaya çıkmasından korktuğu
için Serdar’ı yakınlarında istemiyormuş.
*
Derya.
İşkolik olmuş. Kocası ile arası
bozulmuş. Çok çalıştığı işinde hak ettiği terfiyi vermeyip kovmuşlar.
Sonra
kocası ile arasını düzeltiyor, kendi işini kuruyor.
*
Hepsi sonra Ayvalık’ta bir araya
gelip mutlu mesut yaşıyorlar.
*
Kitaptaki anlatım tarzı iç bayıcı.
Hikaye, Defne’nin bir kadınla
görüşeceği bilgisi ile başlıyor. Görüşme öncesi çok gergin. Teyzesinden bir
emanet almış, neden bana verdin bu emaneti diye dert yanıyor kendi kendine.
Yazmakta olduğu bir defter varmış, oraya yazmaya başlıyor ve annesi ile
teyzelerini anlatmaya koyuluyor.
Sanırken hayır, yine kendini anlatıyor.
Bir eğitim için New York’a gidecekmiş.
Havaalanında annesi, babası, teyzeleri, enişteleri, kuzenleri, halası, dedesi
onu uğurlamaya gelmiş, gözyaşları sel olmuş. Dönüş Teyzesi bir defter atmış
çantasına. Kendi hatıra defteri.
Şimdi Defne, Dönüş Teyzesinin defterini paylaşacak
bizimle.
Türkan, Dönüş, Derya.
Dönüş, oğluna kendi çocukluğunu anlatırken
geçmişe dalıyor. Kanser olmuş. Ama bunu çok anlatamadan daha da geçmişe,
ablasının doğumu, kendisinin ve kardeşinin doğumu, bunlardan biraz bahsedip
sonra yine eski-yeni karışık anlatıyor, bir sadede gelemiyor.Türkan romantik kitaplar okuyan bir kız. Liseden
sonra talibi çıkıyor: Özer Bey ile Rüçhan Hanım’ın oğlu Somer. Rüçhan Hanım
gençken kayınvalidesinden çok çekmiş, gelinime hiç öyle yapmayacağım diye söz
vermiş.
Türkan evleniyor, Derya üniversite kazanıyor,
Dönüş lise son sınıf. Anneleri ölüyor.
Dönüş, sağlık sorunları nedeniyle üniversite
sınavını kazanamayınca hayata küsüyor. Kendisini yazmaya veriyor.
Çocukluk aşkı Serdar, doktorun oğlu. Üniversite
için Ankara’ya gidiyor, bir daha haber alamıyor. Yıllarca ona aşkını içinde
taşıyor.
Ev eskiyor, baba yaşlanıyor, Dönüş, babanın
sorumluluğunu üstleniyor. Derya, İstanbul’da çocuğuna bakacak birini bulamıyor.
İstanbul’a taşınıyorlar.
Türkan’ın kızı Defne,
Derya’nın kızı Gülce.
Türkan’ın evliliğinde neler yaşadığını
bilmiyorduk diyor, biz de bilmiyoruz. Evlilik zindan gibiymiş, o kadar söylüyor
geçiyor. Sonra da boşandığını söylüyor, kızı Defne 11 yaşında.
Derya’nin Dönüş’e cuk oturan lafı: "Yalnızlığına,
konforlu, karanlık alanına feminist kılıflar bulma. Karşındaki Serdar veya aşık
olduğun bir adam olsaydı, mutluluğu o yuvayı kurmakta arayanlardan olacaktın.”
Sf.135
Türkan doğurunca bir mutlulukla hastaneye yanına
gitmişler. Kocası ortada yok. Rüçhan Hanım soğuk karşılamış. Dönmüşler. Annesi
üç gün daha kalıp perişan dönmüş. Bir şey anlatmadan uyumuş. Uyanamadın ölmüş.
Hâlâ Türkan’ın evliliğindeki sorunun ne olduğu belli değil.
Kitabın kronolojisi bok gibi. Oradan oraya
atlayarak baş döndürüyor. Önce sonucu anlatıyor bir gizem katarak, sonra bir
parça geçmişe dönüyor ama bir parça.
Babasının manevi oğlu Mesut, paraları sobada
yakmış. Bunu ilk sayfalarda böyle tek bir cümle olarak söylüyor. Zaman zaman
yine bu konuya sadece bir cümle olarak değiniyor. Ehhh ne bu beee diye merakın
cılkını çıkartıp 152. sayfada bir zahmet anlatıyor.
Bankadan çektikleri parayı zarfa koymuşlar.
İstanbul’a gidip ev alacaklar o parayla. Mesut, çok sevdiği Müdür Babası
üşümesin diye yakacak bir şey ararken bulmuş paraları. Zihinsel sorunu olan bir
genç.
Sonra günümüze geliyor. Dönüş kanser olmuş. O
uykudayken kardeşi Derya, onun defterini okuyormuş. Dönüş’ün oğlu da varmış,
Can. O nereden nasıl çıktı, yok, bilmiyoruz, kitabın yarısına geldik. Türkan da
evlenmiş bile, yeni eşi Kartal. Onu da Dönüş’ü hastane ziyaretinde öğreniyoruz.
Ne ara?
Derya’nın evliliğinin bitmesini anlatıyor
nihayet. Çok çalışıyormuş, kocası karısından ilgi göremez hale gelince
kendisine ilgi gösteren bir kadına vurulmuş.
Dönüş’ün Serdar diye vahvahladığı Serdar’ı
görüyoruz ki Türkan’la evlenmişler. Ne ara?
Çocukları Can “Mesut da bu gece burada kalsın mı
bizimle?” diye soruyor. Bu ne ara oldu?
200.sayfada nihayet Türkan’ın hikayesine vakıf
oluyoruz. Evlendikleri gece Somer, başka bir kadını sevdiğini, bu evliliği
mecburiyetten yaptığını, iki arkadaş olmalarını söylüyor. Sevdiği kadın
İngiltere’de bir Türkmüş. Evliymiş ve yaşı büyükmüş. Mirastan men ederiz
denince Somer, Türkan'la evlenmeyi kabul etmiş. Türkan, Somer’i evde tutamıyor
diye kayınvalide Rüçhan, Türkan’ı dövmüş.
Somer, bir gün o
kadınla tartışma yaşayınca kıskandırmak için Türkan ile ilgileniyor ve
sevişiyorlar. Sonra kadınla barışınca tekrar o kadınla devam.
Çocuk doğunca annesi gelmişti. Somer nerede diye
çıkışmış annesi Rüçhan’a. Rüçhan da delirip bugüne kadar aklınız nerdeydi, hem
çocuk kimden belli mi diyip çirkinleşmiş, para atmış suratına. Anne de o
üzüntüyle eve dönüp vefat.
Türkan, boşandıktan sonra eğitimine devam etmiş,
çalışmış, patronu Kartal Bey, Türkan’ı ve kızı Defne’yi sevmiş, evlenmişler.
Serdar’ı da Dönüş’ün halası ayarlamış. Konu
komşudan duymuş ki Serdar, doktor olup İstanbul’a gitmiş. Hala da onu eve
çağırmış. Dönüş, evde karşısında Serdar’ı görünce şok. Meğer Serdar da hep ona
aşıkmış, onu düşünürmüş.
Mesut hasta olup ölmüş.
Sonra hepsi Ayvalık’a geri dönmüş.
Derya, işinden kovulmuş, inşaat sektörü artık
kadınla çalışmak istemiyor diye. Kocası da boşanmak istemişti. O ara gezmiş,
okumuş, nefes kurslarına gitmiş, evliliğini de düzeltmiş, bir çocukları daha
olmuş. Elif.
Dönüş de çikolata kahve dükkanı açmış. Kocası
Serdar doktor olarak görevine devam.
*
Bitmiyor gizemler.
Anne, amcaya ve halaya bozuk, sebebi belli
değil. Kitabın sonlarına doğru anlatıyor babası.
Zamanında amca, annenin bir arkadaşıyla ilişki
yaşamış, kız hamile kalmış, amca da yurt dışına kaçmış. Amcaya müsamaha
gösterdikleri için halaya soğukmuş. Kızın adı Ferideymiş ve doğum yaparken
ölmüş. Doğan kızı sahiplenmişler, adını Dönüş koymuşlar. Sadece
anne, baba ve Serdar’ın babası olan doktor biliyormuş bu gerçeği.
Serdar, Dönüş’e mektup yazmış ama anne gizlemiş.
Doktorun gerçeği bilmesinden çekinip Serdar’ın annesinden rica etmiş Serdar’ın
kızını aramamasını.
*
Mesut’u Ayvalık’ta bırakıp gitmişlerdi
İstanbul’a. Serdar, Mesut’u alıp gelmiş.
Türkan, Kartal ile evlenirken düğünde Serdar da
Dönüş’e evlenme teklif ediyor.
Erdem meğer başka bir kadınla hiç birlikte
olmamış. Derya’yı kıskandırmak istemiş.
Mesut kalp krizinden ölmüş. Zarf sandığına bakmışlar ki sobada yandığı sanılan paralar, sandığın altındaymış.
*
Defne, yurt dışına gidiyor. Çalıkuşu müziğini
duyunca hatırlıyor. Bebekken annesi Türkan ve teyzesi Defne'nin Dönüş’ün gerçek
kardeşleri olmadığını ama gerçekmiş gibi seveceklerine yemin ettiklerini görmüş.
*
Defne, New York’ta Ömer diye biriyle tanışıyor ve kitap
bitiyor sanırken...
Kitap Defne’nin yazdığı defterin şu satırları ile bitiyor:
Çocukken kendime söz verdim, babaannem Rüçhan
Hanım bir daha asla beni göremeyecek diye yemin ettim. Rüçhan Hanım beni
bir daha göremedi. Ta ki bu sabaha kadar…” Sf.366
Ayy devamı gelecek galiba. Daha ne kadar bayıcı olabilir?
Bu benim okumak istediğim bir kitapti, övenleri, sevenleri çoktu. Kitap anlatımlarında farklı zaman aralıklarından anlatılması hoşuma gidiyor ama aralarda fazla ve önemli olan, merak ettiğim olaylar atlandığı zaman sinir oluyorum. Bu kitabı okursam sanki kanser geçirirmişim gibi hissediyorum ama yine de hâlâ okumak istiyorum:)) Tanıtım için teşekkürler, kalemine sağlık:)
YanıtlaSil