BAŞARIDA TANRI PARÇACIĞI
+66 SIR
Baybars Altuntaş
2012
Destek Yayınları
1. Baskı – Eylül 2012
248 sayfa
İstanbul Anadolu Adliyesinin
kütüphanesinde rastladım bu kitaba. Vaktim vardı (hatırlamıyorum şimdi, hakimi
mi bekliyordum, savcıyı mı bekliyordum, bir şey bekliyordum. Böyle çok
beklemeli zamanlarda kütüphanede vakit geçiriyorum.) Bir oturuşta bitiriverdim
kitabı.
*
Yazar hakkında hiçbir bilgim yoktu.
Sonradan öğrendim, televizyonda da program yapmış girişimci biriymiş.
*
Daha önce başka bir kitap yazmış, “Otobüsten
İndim BMW’ye Bindim” adında. Okumadım onu, bilmiyorum. Ama genel olarak
hayatını ve başarılarını anlatıyormuş o kitapta.
Bu kitapta da başarının sırrını.
Bunu anlatırken Kuran’dan da ayet örnekleri
veriyor.
İçinize ne doğuyorsa bunun “Tanrı
parçacığı” olduğunu söylüyor. Bunun da hep olumlu sonuçlar çıkaracağını
belirtiyor. Buna örnek olarak da şu hadisi gösteriyor:
“Mümin insanın işi çok ilginçtir. Bir
hayır gelip çattığında hayrını görür. Bir şer/kötülük gelip çattığında bunun da
hayrını görür.” Sf.161
*
Girişimcilik ile girişkenliğin birbirine
karıştırılmaması gerektiğini anlatıyor. Çok konuşan insanın daha iyi girişimci olacağı
gibi bir denklem olmadığını söylüyor. Çok konuşmak değil, öz konuşmaktır önemli
olan diye anlatıyor.
*
Kendisi memur bir aileden gelmiş,
çocukluğundan beri çeşitli işlerde çalışmış. “Önce kazan sonra harca” diye
formüle ettiği yöntemde sıfır sermaye ile de iş yapılabileceğini anlatmış. Örneğin çocukken kartpostal satmış, sattıktan sonra kartpostalı aldığı yere
kartpostalların parasını vermiş.
*
İnsanlardan para değil atıl kapasitelerini
isteyin diyor. Örneğin yazar, bir eğitim semineri vermek için tanıdığı birinin
kullanmadığı ofisini kullanmayı rica etmiş. Zaten boşta duran bir ofis olduğu
için sorun olmamış.
*
Sıfır sermayenin parayla yola
çıkmaktan daha avantajlı olduğunu anlatıyor. Örneğin bir yerden miras kaldı, o
parayla bir girişimde bulundun, paran var diye de muhtemelen rahat davrandın,
bunun sonucunda ise para kaybetme olasılığı çok yüksekmiş.
Ancak zaten paran yoksa, daha dikkatli
davranacağın gibi kaybedeceğin de bir şey olmazmış.
Zaten de finansal sermayeden önce sosyal
sermaye edinmek lazımmış. Yani çevre. Bunun için zengin çocuklarıyla arkadaşlık
etmeyi öğütlüyor.
*
Yazar, kendisini “melek yatırımcı” diye
tanımlıyor. İlk defa duydum ben, böyle bir şey varmış. Diyelim iş fikrin var
ama paran yok. Başka bir girişimci belli bir ortalık payı karşılığında sana
sermaye sağlıyormuş. İşte buna “melek yatırımcılık” deniyormuş.
*
“Baybars Altuntaş formülü” diyor
yöntemleri için. Kendisinden üçüncü kişi gibi bahsediyor. Biraz itici bu dil.
Bir de bilmiş bilmiş bir tavır var satırlarda. Hayatına biraz baktım, evet bir
bilmişliği varmış J
*
66 Sır diye özetlediği maddeleri az çok
kestirebilirsiniz. Gelir giderleri iyi hesaplamak, doğru çevre edinmek, gerekli
yatırımlar… vb.
Bir tanesini not alacağım buraya, çünkü
bence en iyisi bu:
“İnsanlara güvenin, paranoyak olmayın.
Herkesin size bir yanlış yapacağı beklentisinde olan bir ruh haliniz varsa
sakın girişimcilikle falan uğraşmayın. Önce gidin, tedavi olun.” Sf.161
Evet, bence bu doğru.
Avukat olunca bir dolu olayla karşılaşıyor
insan ve gördüğü bu olaylar nedeniyle insanlara güveni epey sarsılıyor. Dengeyi korumak lazım.
merak ettim kitabı ben de kitap blogu açtım yeni :)
YanıtlaSilHayırlı olsun :)
YanıtlaSil