18 Ocak 2019 Cuma

THE SECRET



THE SECRET

Rhonda Byrne

2006

Türkçeye çeviren: Can Üstünuçar

Mia Yayınları

198 sayfa


Bir ara ne popülerdi bu kitap. Ama ne popüler.

O zamanlar kitabı okuyup kitabın vadettiği zenginliğe, aşka, sağlığa kavuşanlar oldu mu acaba?

*

Tüm kişisel gelişim kitapları aynı şeyleri söylüyor gördüğüm kadarıyla: İnanmak. Başaracağına inanmak. Güzel şeyleri hak ettiğine inanmak.

Böyle bir inanç içinde olunca ona uygun bir frekansta oluyormuşsunuz ve arzularınız şıp diye gerçekleşiveriyormuş.

Hayal etmenin öneminden de bahsediyor kitap. Kuru kuru hayal değil ama olmuş gibi heyecanlandıracak kadar ciddi bir hayal kurma. İmajinasyon yani.

Hayal panosu yapmanızı öneriyor kitap. Bir panoya hayalini kurduğunuz şeylerin resimlerini yerleştirmek ve onu görebileceğiniz bir yere koymak. Bunu yapıp panoya hayalindeki evin resmini asmış bir adam varmış. Yıllar sonra bir ev satın almış sonradan fark etmiş ki aynı panodaki evin kendisiymiş satın aldığı ev. İşte secret!

Çeşitli insanların hikaye ve görüşleri de yer alıyor kitapta. Hepsi secret’i uygulamış ve uvvv neler neler olmuş hayatlarında.

Çekim yasası diyorlarmış buna. Neyi çok düşünürsen, neye odaklanırsan hayatına onu çekersin. Sürekli hastalığından yakınıyorsan hasta kalmaya devam edersin. Sürekli fakirliğinden hayat pahalılığından yakınıyorsan fakir kalmaya, sürekli zamansızlıktan yakınıyorsan hiçbir şeye zaman bulamamaya devam edersin. O yüzden güzel şeylere odaklan diyor. Çünkü odaklandığın şeyi büyütürsün. Bir şeye büyüteçle bakmak gibi, neyin üstüne dikkatle eğilirsen o büyür. Hayatında şükredecek şeyler illa ki vardır. Onlara çevir zihnini.

(Bu konuda daha önce okuduğum “UygulamalıÇekim Yasası / Nil Gün” vardı.)

Kendini iyi hissetmenin ve iyi şeyler düşünmenin öneminden de bahsediyor kitap sık sık. Çünkü şu an yaşadığımız hayat, geçmiş düşüncelerimizin yansımasıymış. Yani bugünkü düşüncelerimizle geleceğimize yönelik tohumlar atıyormuşuz.

Bunlar güzel şeyler. İyi şeyler düşünelim, sevgi dolu olalım, bunlara katılıyorum.

Kitap biraz lay lay ama ana mesajı bu işte; iyi düşün iyi olsun.

Yalnız bu tarz kitaplar bir süre sonra bayıyor: İyi düşün, bak iyi düşün diyorum, bak vallahi iyi düşünmek çok güzel, bak ben de geçen şöyle bir şey düşündüm, hemen oluverdi, bana inanmıyorsan bak kuantum fizikçisi ödüllü yazar da aynı böyle yapmış olmuş, sen de iyi düşün, bakayım iyi düşünüyor musun, iyi düşün, iyiiiiiii.

İnsanın bir noktadan sonra “Düşünmüyorum ulan, var mı, hadi bakayım, düşünmüyorum iyi, nabıcan?” diyesi geliyor ama demeyin tabi.



1 yorum:

  1. Herkesin hayatında çok istediği şey mutlaka olmuştur. Kendi hayatımda daha sık olduğunu farkettim. Kimi zaman sadece kalpten dilemem yeterli oldu gerçekleşmesi için, kimi zaman deli gibi çalışmam gerekti. Neyse bu arada kitabı okumadım ama sizin tüm yazılarınızı okudum neredeyse. Kaleminize sağlık. Takipteyim :)

    YanıtlaSil