17 Kasım 2012 Cumartesi

YER ALTINDAN NOTLAR




YER ALTINDAN NOTLAR

( Zapiski Iz Podpolya )

Yazarı: Dostoyevski

Çeviren: Nihal Yalaza Taluy

Yayınevi: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları

Basım Yılı: 2001

Sayfa Sayısı: 147



Küçükken, ortaokul yıllarımda gazeteler kitap hediye ediyordu. Kuponla değildi, gazetenin promosyonuydu. Bir gazete+bir kitap. Bu şekilde ilk kütüphanemi oluşturmuştum. Bu kütüphanemin ilk kitapları "Milliyet gazetesinin çocuklara armağanıdır", "Yeni Yüzyıl'ın okurlarına hediyesidir." yazan dünya klasikleriydi. Daha doğrusu bu klasiklerin 60 ile 90 sayfa arasına sıkıştıtılmış konsantre halleriydi.

Böylece Üç Silahşörler'i, Sefiller'i, Monte Kristo Kontu'nu okumuşluğum var.

Sonra lise yıllarımda "Dünya klasiklerini okudum ben ohoo", diye kendi içimde havalanırken bir gün bir kitapçıda Sefiller'in koca bir tuğla kalınlığında olduğunu, üstelik de iki cilt olduğunu gördüğümde yaşadığım şaşkınlığı tahmin etmek zor olmasa gerek.

İşte Dostoyevski'nin bu kitabını da ilk gördüğümde o yıllar geldi aklıma. Özet olduğu düşündüm bunun. Ama değilmiş. Modeli bu. 

İlk kısımda karakter kendini anlatıyor. Zaten " Namuslu bir adamın bahsetmekten en çok zevk aldığı konu nedir bilir misiniz? Cevap: bizzat kendisi."

Çok zekiymiş de, kimse onu anlamıyormuş. Tembelliği olsun, bir baltaya sap olamayışı olsun hep çok zekiliğinden.

Sonra hikayelere geçiyor. Anı ya da. Ne derseniz işte. Dışlanmışlığı, aşağılanışı...

Mesela bir subaya kıl oluyor. Subaydan intikam alacak. İntikam planı da sokakta karşılaştığında yol vermemek. Herkes o subaya yol verirken, bizimki yol vermeyecek. Ve bunu öyle havalı yapacak ki, insanlar ona hayranlıkla bakacak. 

Tabi ki öyle olmuyor. İlk birkaç denemede belki refleks, belki korku o da yol veriyor. Nihayet yol vermemeyi başardığında ise bunu o kadar doğal bir şekilde yapıyor ki subay kendisi yolunu değiştiriyor umursamadan. O arada hafifçe omuz atmış oluyor adamımız. 

Bu kadar intikamcık bile ona yetiyor.

Böyle küçük bir insan bu aslında. Ama kendini çok önemli, çok büyük görüyor. 

Arkadaşları bunu hiç bir yere  çağırmaz, bu da zaten arkadaşlarını sevmez. Ama bir yandan da çağırsalar da gitmesem, yalvarsalar da umursamasam diye iç geçirir. 

Dev hayalleri vardır, ama gerçekleştirecek mecali yoktur. 

Beylik lafları vardır, dinleyen mühim biri sanır, ama borç alarak geçinen sefil bir hayatı vardır. 

İnsanın bir yandan güldüğü, bir yandan acıdığı, bir parça anladığı, belki bazen kendisine benzettiği bir tip bu. 

Tekrar tekrar okunmayı hakediyor.

4 yorum:

  1. Beğenerek okumuştum bu güzel eseri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de beğenerek okudum. Hatta o kadar beğendim ki bir daha okumak istiyorum.

      Sil
  2. Bayıldım bayıldım yorumunuza bayıldım. Ben de okumuştum romanı yıllar evvel ama sizin yorumunuz çok çok hoşuma gitti...:))
    Selam ve sevgilerle..:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler teşekkürler, çok teşekkürler. Ben de yorumunuza bayıldım. Beni onore ettiniz.

      Sil