13 Ağustos 2025 Çarşamba

İNTERMEZZO

 


INTERMEZZO 

Sally Rooney 

2024 

İngilizce aslından çeviren: Begüm Kovulmaz 

Can Sanat Yayınları 

4.Baskı - Ekim 2024 

477 sayfa

İlişki anlatıları var kitapta. Abi kardeş, evlat-anne/baba, sevgililik... gibi.

Dörtyüzlerce sayfa farklı gibi görünen ama son derece sıradan bu ilişki yumaklarını okuyoruz. Okutuyor da

*

Ivan (22) ve Peter (32). Kardeşler. Babaları ölmüş.

Ivan satranç oyuncusu.

Peter avukat. 

Peter, Ivan'dan on yaş büyük. Sorumluluk sahibi. Ivan serseri ama bunu kabul etmiyor. Ergen gibi düşünceleri ve davranışları bana kalırsa.

*

Peter'in eski sevgilisi Sylvia. Uzun yıllar sevgili olmuşlar, aileler tanışmış, herkesi birbirini seviyor. Gelgelelim bir gün Sylvia bir kaza geçiriyor. Kitapta bu kaza çok gizemli. Otu boku en derin ayrıntılarına kadar anlatan yazar bu kazayı o kadar anlatmıyor. Bu kazada ne olmuşsa Sylvia ve Peter ayrılmışlar. Çünkü kaza nedeniyle Sylvia'da bazı yaşamsal sorunlar oluşmuş galiba. Fakat arkadaş kalmaya devam etmişler. 

Peter'in bir de kendinden on yaş küçük eskort bir sevgilisi var, Naomi. Peter bu kıza aşık ama bu durumdan biraz utanıyor. Kızı kendine yakıştıramıyor zahir. 

*

Ivan bir gün bir satranç turnuvasında bir kadınla tanışıyor. Margaret. Program direktörü olan Margaret, Ivan'a turnuvada rehberlik ediyor. 

Margaret evli ama karı koca ayrı yaşıyorlar. Kocası alkolikmiş. Bir şekilde boşanmamış. Ivan'dan on yaş büyük. Bu ikisi sevişiyorlar. 

*

Ivan, Margaret’i abisi Peter’e anlatıyor. Peter, otuz altı yaşında boşanmış kadın niye senin gibi yirmi iki yaşında biriyle, bu kadın normal değil deyince İvan abisine kızıyor. Engelliyor, konuşmuyor bir daha. 

*

Bu arada Peter’inki de laf. Kendisinin de on yaş küçük bir sevgilisi var, Naomi. 

Naomi evinden atılıyor tahliye davası sonucu. Peter’e sormuştu bu meseleyi ama Peter'in o sırada aklı başka yerdeydi, Sylvia'da. Bunun mahcupluğundan Naomi’ye önce kendisinde kalmasını söylese de sonra pişman oluyor.  Rahmetli babasının evinde kalabileceğini söylüyor Naomi'ye.

Naomi orada Ivan ile karşılaşıyor. Ivan da o sırada rahmetli babasının evinde. Önceden babasının baktığı köpekle ilgilenmek için. 

Ivan ilk defa görüyor Naomi'yi ve abisi ile arasındaki yaş farkını. İyice belleniyor abisine. 

Peter de bir gün Sylvia ile tartışıp babasının evine gidiyor. Ivan’ın orada olduğunu bilmiyordu, görünce şaşırıyor. Geçmişten, babalarından konuşup birbirlerini eleştiri derken fiziksel kavga ediyorlar. Peter gidiyor. 

İkisi de üzgün, pişman. 

Bir zaman sonra Ivan’ın bir satranç turnuvasına gidiyor Peter. Margaret’i görüyor orada. Tanışıyor. Seviyor. Ivan da abisini affediyor. Noel’de birlikte olma planı yapıyorlar.

Peter, aklında hem Sylvia, hem Naomi, hem ikisi de birbirini kabul etmiş, böyle bir garip ilişki nasıl olur diye düşüne düşüne "her durumda yaşamaya devam” diyor. 

*

Çapraşık bir ilişki görmedim ben. Olabilir hepsi. Alan memnun satan memnun dediğimiz türden. Sıkıntı yok, oyna devam.

*

Kitabın anlatısı başta yordu. Noktalama işaretleri hak getire. Tarz olarak böyle seçilmiş. Kim kime konuşuyor, içinden mi konuşuyor, dışından mı söylüyor, başta zor geliyor ama girince ısınıyorsun.

*

Son zamanlarda kitapçılarda çok öne çıkıyordu bu kitap. Merak edip okudum. Bu kadar öne çıkarılmasını gerektiren büyüsü ne anlamadım. 

6 Ağustos 2025 Çarşamba

HAY BİN YAKZAN

 

HAY BİN YAKZAN 
İbn Sina/İbn Tufeyl 

Çevirenler: M. Şerafeddin Yaltkaya/ Babanzade Reşid 

Hazırlayan: N. Ahmet Özalp 

Yapı Kredi Yayınları 

39.Baskı - Mart 2025 

170 sayfa 

İbn Tufeyl'in de İbn Sina'nın da "Hay bin Yakzan" adında kitabı varmış. Ama hikayelerin birbiriyle ilgisi yokmuş.

Bu bilgileri kitabın girişinde vermişler sağ olsunlar. Salt bu bilgiyi vermekle yetinmemişler, ikisinin Hay Bin Yakzan'ını da koymuşlar.

Tek cümleyle anlatmak gerekirse; ıssız adada bir insanın kendi kendine teorik düzeyde Allah'ı bulma hikayesi. 


HAY BİN YAKZAN
İbn Sina 

İbn Sina bir gün arkadaşlarıyla iken bir ihtiyar görüyor. Yanına gidiyor. Adamın adı Yakzan (Uyanık) oğlu Hay (Diri)

Adam alıyor sazı eline, ver ediyor hayat tavsiyelerini:

“İşim, evrenleri gezmektir. Bu gezilerim nedeniyle, bütün evrenin gerçekliğini kavramış, her nesneyi öğrenmiş bulunuyorum.” Sf.34 diyerek ne kadar mütevazı olduğunu ortaya koyarak anlatmaya başlıyor. 

İyiyi kötüyü, Tanrıyı, kadınların fenalığını anlatıyor. 
“Nefsine ve şehvetine düşkün, obur murdar” diyor “karıdan ve karından başka bir şey bilmez” sf.36

Kadın düşmanı söylemi olmayan bir inanç, felsefe, ideoloji var mı acaba?

Böyle sayfalarca çeşitli erkek buyrukları anlatıyor, şöyle yap böyle yapma tavsiye tavsiye... Simgesel anlatılarla dolu bir alegori. İlgimi çekmedi. 


HAY BİN YAKZAN
İbn Tufeyl

Issız bir adada bir başına var olan bir çocuktan bahsediliyor bu hikayede. Bu çocuğun adadaki varlığına dair iki varsayım varmış:

Birinci Varsayım
Hint Adalarında kendi kendine, anasız babasız doğan çocuklar varmış. Bu çocuk da  onlardan biri imiş. Çamurdan var olmuş. Kuran'da Adem’in yaratılışı anlatısı gibi.

İkinci Varsayım 
Zalim bir sultan varmış. Sultanın kız kardeşi, Yakzan ile gizlice evlenip Hay adlı bir çocuk dünyaya getirmiş. Sultan öğrenirse çocuğu öldürür diye çocuğu nehre bırakmış. Bir geyik bu bebeği bulup beslemiş. Bu da Musa Peygamber anlatısı gibi. 

Hikayeye bu ikinci varsayım üzerinden devam ediyor yazar.

Hay, geyiği anası belliyor. Geyik ölünce şaşakalıyor. Onu öldürenin ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Bu kapsamda organları öğreniyor. Sonra geyik ölüsünü ne yapacağını düşünürken toprağı eşeleyen kargayı görüp gömmeyi akıl ediyor. Orman yangınını görüp ateşi kullanmayı akıl ediyor. Avladığı hayvanları pişirip yiyor. Hayvanları evcilleştiriyor. Yeri göğü inceledikçe bunların bir yaratıcısı olması gerektiği kanaatine varıyor. Zorunlu Varlık diyor buna. Bu varlığa uygun davranış şeklini düşünmeye başlıyor. Bu çerçevede hayvana ve bitkiye iyi davranıyor. Derken öyle böyle elli yaşına geliyor. 

Adaya bir gün bir insan geliyor. Absal. Hay ilk defa bir insan görmüş oluyor. 

Absal'ın hikayesi şu: Absal ile Salaman inandıkları dinin yorumuyla ilgili çatışmaya düşmüş iki arkadaş. Absal inancını yaşamanın en iyi yolunun yalnızlık olduğunu düşünerek uzak diyarlara yol almış. Yolu Hay’ın adasına düşmüş. 

Hay ile Absal dost oluyorlar. Absal, Hay’a konuşmayı öğretiyor. Dini bilgilerini paylaşıyorlar birbirleriyle. Absal’ın okuyarak ulaştığı bilgilere Hay yaşayarak sahip. Hay, diğer insanların böyle olmadığını öğrenince gidip onlara önderlik etmeyi, gerçekleri göstermeyi istiyor. Absal da ona destek veriyor. 

Gemi geçmesini bekliyorlar. Geçen gemiye el edip Absal’ın memleketine gidiyorlar. 

Hay, tebliğlerine başlıyor. Ama insanlar ilgilenmiyor. Hay da iyilik güzellik anlatmaktansa şekli uygulamaların bu halk için daha iyi olacağı kanaatine varıyor. Bu açıdan Salaman gibi düşünüyor. 

Hay ve Absal ıssız adalarına geri dönüyorlar. 

Ölünceye kadar adada Tanrı’ya kulluk ettiler” Sf.168 

Yani tek başına da olsa insanın Allah'ı bulması hikayesi. 

*

"Salaman ve Absal" diye bir öykü varmış. Yunanca. Huneyn bin İshak bu eseri çevirmiş. (873) İbni Sina ve İbn Tufeyl, bu eserden esinlenmiş gibiler.

*

Kitapta bu hikaye de var. Şöyle:

SALAMAN VE ABSAL
Ülkenin birinde kral, kadınlardan hoşlanmıyor. Çocuğu yok. Varis lazım. Bir filozof kralın spermlerini bir kaba koyarak erkek çocuk meydana getiriyor bir şekilde. Adını Salaman koyuyorlar. Salaman bebeğe on sekiz yaşında bir süt anne buluyorlar, adı Absal. Salaman büyüyor, Absal’a aşık oluyor. Absal da ona. Kral onları ayırmaya çalışıyor.

 “Şunu bilmelisin ki, kadınlar insanı avlar, kötülük çukuruna düşürürler. Onlarla düşüp kalkanlar esenlik bulamazlar. Bunlardan birine gönlünü kaptırırsan, aklın çalışmaz, gözlerin görmez olur.” Sf.20 

Abart mizojini kralı!

Kral, Absal’ı öldürtüyor. Salaman deliye dönüyor. Bir filozof Salaman’a Zühre adlı daha güzel bir kadın göstertiyor. Salaman ona aşık oluyor. Bir müddet sonra ondan sıkılıyor. Ve kadınlarla ilişiği kesip tahta geçiyor. 


*

İbn Sina’nın yazdığı Salaman ve Absal ise daha farklı. Onun hikayesinde Salaman ve Absal kardeş. Abi Salaman, kardeşi Absal’ı büyütmüş. Salaman’ın karısı, Absal’a aşık. Absal yüz vermiyor. Kadın, kız kardeşini Absal ile evlendiriyor. Böylece ona daha yakın olmayı planlıyor. Gerdek gecesi, Salaman'ın karısı gizlice giriyor Absal'ın yatağına. Absal fark edip gidiyor. Kadından uzaklaşmak için savaşlara çıkıyor. Döndüğünde kadın hala ona aşık. Absal reddedince kadın onu öldürtüyor. Kardeşinin ölümüne üzülen Salaman Tanrı’ya yakarıyor ve esin yoluyla gerçekler ona bildiriliyor. Karısını öldürüyor. 

*

Gördüğünüz gibi kadınlarla dengeli ilişki kurmayı beceremeyen erkeklerin kadın düşmanlığı hikayeleri hep.

*

İbn Tufeyl. İbn Sina’nın Hay bin Yakzan’ınından esinlenmiş.

Issız adaya düşme hikayesi deyince akla gelen Robinson Crosoe'nun yazarı Daniel Defoe de İbn Tufeyl'in Hay Bin Yakzan'ından mı esinlenmiş acaba?